Kategoriler
Ielts Sınav Kelimeleri

İngilizce V Harfi İle Başlayan Ielts Sınav Kelimeleri

IELTS SINAV KELİMELERİ
V Harfi İle Başlayan Kelimeler
  • vaccinate (verb) aşı yapmak
  • vaccination (noun) aşılama, aşı
  • vaccine (noun) aşı
  • vacuum (noun) vakum; boşluk, eksiklik, yokluk
  • vacuum (verb) elektrik süpürgesiyle temizlemek
  • vague (adjective) belirsiz, bulanık, flu; kafası dağınık, dalgın
  • valid (adjective) mantıklı, akla uygun, makul; geçerli, muteber, hâlâ kullanılabilir
  • validity (noun) geçerlilik
  • valuable (adjective) (eşya) değerli, kıymetli; (bilgi, yardım, tavsiye vb.) faydalı, kıymetli, değerli
  • value (noun) değer, kıymet, eder; önem, yarar
  • value (verb) değer vermek, önemsemek; kıymetlisi olmak; değer biçmek, fiyat/değer belirlemek
  • vaporize (verb) buharlaş(tır)mak, buğulaşmak
  • vapour (noun) buhar, buğu
  • variable (adjective) sıkça değişen, değişken
  • variable (noun) değişken
  • variation (noun) değişiklik, fark; değişim, değişme, değişiklik
  • varied (adjective) değişik, çeşitli, türlü türlü
  • variety (noun) çeşitlilik, değişiklik; çeşit çeşit bir yığın, farklı farklı bir sürü
  • various (adjective) muhtelif, bir çok farklı biçim ve türlerde
  • vary (verb) değişik olmak, farklı olmak; değişmek, değişim göstermek; değiştirmek
  • vegetation (noun) bitkiler, bitki örtüsü
  • vehicle (noun) araç, vasıta, taşıt, taşıt aracı, vesait
  • vein (noun) damar, kan damarı; damar
  • verbal (adjective) sözlü; sözlü, sözcüklerle ve kullanımıyla ilgili
  • verdict (noun) jüri kararı; kanı, düşünce, hüküm, karar, yargı
  • verification (noun) doğrulama
  • verify (verb) doğrulamak, teyit etmek
  • versatile (adjective) elinden her iş gelen, becerikli; on parmağında on marifet olan; çok amaçlı, çok yönlü; birden çok faydası/kullanımı olan
  • versatility (noun) beceriklilik
  • verse (noun) kıta, beyit, mısra, dize, ayet, bölüm; şiir, nazım
  • versus (preposition) …a / e karşı; …a / e karşı
  • vertical (adjective) dikey
  • vertically (adverb) dikine bir şekilde
  • veto (noun) veto, reddetme yetkisi / hakkı
  • veto (verb) reddetmek, veto etmek
  • viability (noun) tutarlılık, verimlilik
  • viable (adjective) uygulanabilir, pratik
  • victim (noun) kurban
  • view (noun) görüş, düşünce, fikir; manzara, görünüm, görünüş; görüş, görme; görünüm, görüntü, görüş
  • view (verb) kafasında olmak, tasarlamış olma; bakmak
  • viewpoint (noun) görüş / bakış açısı
  • violate (verb) ihlal etmek, bozmak, çiğnemek; saygısızlık etmek, kutsallığını bozmak, kutsalına söz etmek
  • violation (noun) ihlal
  • violence (noun) şiddet, sertlik kaba kuvvet kullanma; şiddet, zor, zorbalık
  • violent (adjective) şiddetli, zorlu, sert; tecavüzkâr, sert, saldırgan, zora başvuran; anî ve hasar veren, güçlü, şiddetli; can yakan, acı veren, şiddet uygulayan; kızgınlık gösteren
  • violently (adverb) vahşi bir şekilde
  • viral (adjective) virüsle ilgili / virüs tarafından neden olunan
  • virtual (adjective) âdeta, gerçekte; sanal
  • virtually (adverb) hemen hemen, neredeyse, âdeta
  • virus (noun) virüs; bilgisayar virüsü
  • vision (noun) hayal gücü, hülya, sanı, düş, tasavvur, kuruntu; görme yeteneği, görüş; ileri görüş, geleceği tasarlama, seziş; sanrı, vecit
  • vital (adjective) hayatî, çok önemli; enerji dolu, canlı, capcanlı
  • vitally (adverb) hayatî derecede
  • vivid (adjective) canlı ve ayrıntılı, sanki canlı gibi; canlı, parlak, pırıl pırıl
  • vividly (adverb) net, berrak şekilde olan
  • vocabulary (noun) kelime hazinesi, sözcük dağarcığı; bir dildeki sözcüklerin tümü; belli bir konuyu tartışmada kullanılan sözcüklerin tamamı; sözcükler ve anlamlar listesi
  • vocational (adjective) meslekî
  • volatile (adjective) dengesiz, havaî, kaypak, gelgeç; dengesiz, kararsız, değişken
  • volatility (noun) sinirlenme, ani değişiklik gösterme
  • volcanic (adjective) volkanik
  • volcano (noun) yanardağ, volkan
  • volt (noun) volt
  • voltage (noun) voltaj
  • volume (noun) ses ayarı / seviyesi; yüklü sayı / miktar; hacim; cilt
  • voluntarily (adverb) istekli bir şekilde
  • voluntary (adjective) gönüllü; isteğe bağlı, ihtiyarî
  • volunteer (adjective) gönül rızası ile yapılan; gönüllülerden oluşan
  • volunteer (noun) gönüllülük; gönüllü, gönüllü kişi
  • volunteer (verb) gönüllü yapmak / olmak; orduya gönüllü kaydolmak / katılmak; istenilmeden bilgi vermek
  • vote (noun) oy; oylama
  • vote (verb) oy kullanmak / vermek
  • voter (noun) seçmen, oy kullanan kimse
  • vulnerability (noun) kırılganlık, kırılabilirlik