İçeriğe atla
C Harfi İle Başlayan Kelimeler
- Cabinet (N) Kabine, bakanlar kurulu
- Cable (N) Kablo, telgraf
- Cage (N) Kafes, kuş kafesi
- Calculate (V) Hesap yapmak, hesap etmek, hesaplamak
- Call at (Phr.V) Uğramak, ziyaret etmek
- Call for (Phr.V) Gerektirmek, istemek, çağırmak
- Call off (Phr.V) İptal etmek, feshetmek, durdurmak
- Call on (Phr.V) Ziyaret etmek, uğramak
- Call up (Phr.V) Telefon etmek, askere çağırmak
- Calm (Adj) Sakin
- Calorific (Adj) Isıtan, ısı veren
- Came across (Phr.V) Karşılaşmak, rastlamak
- Cancel (V) İptal etmek
- Candidate (N) Aday
- Candle (N) Mum, kandil
- Canister (N) Teneke kutu
- Canopy (N) Kubbe, örtü, paraşüt
- Canyon (N) Kanyon, vadi
- Cap (N) Kep, kasket, başlık, kapak
- Capability (N) Kapasite, yetenek, kabiliyet
- Capable (Adj) Kabiliyetli, ehliyetli, yetenekli
- Capacity (N) Kapasite, hacim, verim
- Capital (N) Başkent
- Capitalize (V) Sermayeleştirmek, fayda sağlamak
- Captain (N) Kaptan, yüzbaşı
- Captive (N) Esir, tutsak
- Capture (V) Yakalamak, ele geçirmek
- Cardboard (N) Mukavva, karton
- Cardiac (Adj) Kalp ile ilgili, kalp
- Care for (Phr.V) Bakmak
- Care (N) İlgi, itina, bakım
- Career (N) Meslek yaşamı, kariyer
- Careful (Adj) Dikkatli, özenli
- Careless (Adj) Dikkatsiz
- Carol (N) Şarkı, ilahi
- Carry away (Phr.V) Coşturmak, heyecanlandırmak
- Carry off (Phr.V) Kazanmak, hakkından gelmek
- Carry on (Phr.V) Devam etmek
- Carry out (Phr.V) Uygulamak, yerine getirmek
- Carry through (Phr.V) Gerçekleştirmek, yerine getirmek
- Carry (V) Taşımak, götürmek
- Cartridge (N) Fişek; hartuç, kartuş
- Carve (V) Kazımak, oymak
- Case (N) Dava, durum, hadise
- Cast aside (Phr.V) Bir kenara koymak, terk etmek
- Cast (N) Oyuncu kadrosu
- Castle (N) Kale
- Casual (Adj) Tesadüfen olan, rahat
- Catastrophe (N) Felaket
- Catch on (Phr.V) Tutulmak, moda olmak
- Catch up with (Phr.V) Aynı seviyeye ulaşmak, yetişmek
- Catch up (Phr.V) Aynı seviyeye ulaşmak, yetişmek
- Caterpillar (N) Tırtıl, kurt
- Cattle (N) Sığır ve davarlar
- Cause (V) Sebep olmak
- Caution (N) Dikkat, ikaz, uyarı
- Cautious (Adj) Tedbirli, ihtiyatlı, dikkatli
- Cavity (N) Oyuk, çukur, boşluk
- Cease (V) Kesmek, durdurmak
- Celebrate (V) Kutlamak, anmak, övmek
- Celebrity (N) Ün, ünlü kimse, tanınmış kimse
- Celestial (Adj) Gökyüzü ait, göksel, cennetsel
- Cement (N) Çimento
- Census (N) Nüfus sayımı, sayım
- Ceramic (Adj) Seramik, porselen
- Certain (Adj) Kesin, muhakkak, emin, belli, bazı
- Certainly (Adv) Kesinlikle, elbette
- Certificate (N) Belge, sertifika
- Certify (V) Onaylamak, tasdik etmek
- Cessation (N) Durma, kesilme, ara, fasıla
- Chain (N) Dizi, silsile
- Chairman (N) Başkan, reis
- Challenge (V) Düelloya davet etmek, meydan okumak
- Chamber (N) Oda, yatak odası, büro
- Chance (N) Olasılık, ihtimal, şans
- Change over (Phr.V) Yöntem değiştirmek
- Changeover (N) Yöntem değiştirme, geçiş
- Channel (N) Kanal
- Chaos (N) Kaos
- Chapter (N) Bölüm
- Characterize (V) Canlandırmak, karakterize etmek
- Charge (N) Sorumluluk, yükleme, suçlama
- Charity (N) Hayır, hayırseverlik, yardımseverlik
- Charm (V) Cezbetmek, hayran bırakmak, büyülemek
- Charming (Adj) Çekici, büyüleyici, cazibeli
- Chart (N) Çizelge, grafik, tablo
- Chase (V) Kovalamak, takip etmek, peşinde olmak
- Chat (V) Muhabbet etmek, sohbet etmek
- Cheat (V) Hile yapmak, dolandırmak, kandırmak, kopya çekmek
- Check in (Phr.V) Girmek, kaydetmek
- Check off (Phr.V) Kontrol işareti koymak
- Check out (Phr.V) Çıkış yapmak, ayrılmak
- Check (V) Kontrol etmek
- Cheer up (Phr.V) Neşelenmek, neşelendirmek
- Cheer (V) Alkışlamak, keyiflendirmek, neşelendirmek
- Chemistry (N) Kimya
- Cherish (V) Şefkat göstermek, gütmek
- Chew out (Phr.V) Azarlamak
- Chew (V) Çiğnemek
- Chicken out (Phr.V) Çekinmek, kaçınmak
- Chief (Adj) Baş, ana, en üst rütbeli
- Chip in (Phr.V) Katkıda bulunmak, birlikte ödemek
- Choice (N) Seçim, seçenek, tercih
- Chronic (Adj) Kronik, sürekli, müzmin
- Chronicle (N) Kronolojik yazılmış tarih, kronik
- Chunk (N) Yığın, külçe, topak
- Cipher (V) Şifrelemek, şifre ile yazmak
- Circle (V) Çevrelemek, kuşatmak, daire çizmek
- Circuit (N) Devre
- Circulate (V) Dolaşmak, yayılmak
- Circulatory (Adj) Dolaşım ile ilgili, dolaşımı sağlayan
- Circumstance (N) Koşul, durum, olay
- Circus (N) Sirk, sirk gösterileri
- Cite (V) Alıntı yapmak, bahsetmek
- Citizen (N) Vatandaş, yurttaş
- Citrus (N) Narenciye, turunçgillerden meyve
- Civil (Adj) Nazik, medeni, uygar
- Civilian (Adj) Sivil
- Civilize (V) Uygarlaştırmak, medenileştirmek
- Clad (Adj) Örtülü, sarılmış
- Claim (V) İstemek, talep etmek, iddia etmek
- Clam up (Phr.V) Susmak, konuşmayı bırakmak
- Clamp (V) Sıkıştırmak, kenetlemek
- Clarify (V) Açıklamak, aydınlığa kavuşturmak
- Clarity (N) Açıklık, berraklık, duruluk
- Classify (V) Sınıflandırmak, sınıflamak, ayırmak
- Clay (N) Kil, toprak, çamur
- Cleanse (V) Temizlemek, arındırmak
- Clear away (Phr.V) Kaldırmak, toplamak
- Clear off (Phr.V) Gözden kaybolmak, toz olmak
- Clear up (Phr.V) Gerekli açıklamalar yapmak, anlatmak, gidermek
- Clearly (Adv) Açıkça, anlaşılır biçimde
- Clement (Adj) Ilıman, ılımlı, uysal
- Clerk (N) Kâtip, yazman, yazıcı
- Clever (Adj) Zeki, akıllı, cin gibi, zarif
- Cliché (N) Klişe, basmakalıp söz
- Click (V) Tıklamak
- Client (N) Müvekkil, müşteri, alıcı
- Cliff (N) Kayalık, uçurum, yar
- Climate (N) İklim, hava, bölge
- Climax (N) Doruk, zirve, dönüm noktası
- Climb (V) Tırmanmak
- Cling (V) Yapışmak, sarılmak, bağlanmak
- Cloak (N) Pelerin, palto, manto
- Clockwise (Adv) Saat yönünde
- Clog (V) Doldurmak, tıkamak, tıkanmak
- Clone (V) Çoğaltmak (eşeysiz)
- Close down (Phr.V) Sonlandırmak, kapatmak
- Close in (Phr.V) Yaklaşmak
- Close (V) Kapatmak
- Clot (V) Pıhtılaşmak, kesilmek
- Cloudy (Adj) Bulutlu
- Clue (N) İpucu, iz, işaret, anahtar
- Clumsy (Adj) Sakar, beceriksiz
- Cluster (N) Salkım, demet, grup
- Clutch (V) Kavramak, yakalamak, tutmak
- Coal (N) Kömür, maden kömürü
- Coalesce (V) Birleşmek, bir araya gelmek
- Coalition (N) Koalisyon, birleşme
- Coarse (Adj) Kaba, kaba saba, kalın
- Coast (N) Sahil
- Code (N) Kod, şifre
- Cognitive (Adj) Kavrama ile ilgili, idrak ile ilgili
- Coherent (Adj) Uyumlu, ahenkli
- Coin (V) Sözcük uydurmak, deyim bulmak
- Coincide (V) Rastlamak, denk gelmek, uymak
- Coincidence (N) Denk gelme, tesadüf, rastlantı
- Collaborate (V) İşbirliği yapmak, birlik olmak
- Collapse (V) Çökmek, düşmek, yıkılmak
- Collar (N) Yaka, tasma
- Colleague (N) Meslektaş, iş arkadaşı
- Collect (V) Toplamak
- College (N) Yüksekokul, üniversite
- Collide (V) Çarpmak, çarpışmak, çatışmak
- Colloquial (Adj) Konuşma diline ait, günlük konuşma dilinde
- Colonial (Adj) Sömürge, koloni ile ilgili
- Colonize (V) Sömürge kurmak, sömürgeye yerleştirmek
- Column (N) Kolon, sütun
- Columnist (N) Köşe yazarı
- Combat (N) Savaş, mücadele, çarpışma
- Combine (V) Birleştirmek, kombine etmek
- Combustion (N) Yanma, tutuşma
- Come about (Phr.V) Meydana gelmek, doğmak, çıkmak
- Come across (Phr.V) Karşılaşmak, rastlamak
- Come along (Phr.V) Birlikte gelmek, eşlik etmek
- Come apart (Phr.V) Dağılmak, parçalanmak
- Come around (Phr.V) Kendine gelmek, şuurun yerine gelmesi
- Come back (Phr.V) Geri dönmek
- Come down to (Phr.V) Şeklinde sonuçlanmak
- Come down with (Phr.V) Rahatsızlanmak, hastalanmak
- Come in for (Phr.V) Uğramak, eleştiri almak
- Come in (Phr.V) Moda olmak
- Come into (Phr.V) Mirasa konuvermek
- Come off (Phr.V) Planlandığı gibi meydana gelmek
- Come on (Exc) Hadi
- Come out (Phr.V) Sonuçlanmak, ortaya çıkmak
- Come over (Phr.V) Başına gelmek, olmak
- Come to (Phr.V) Kendine gelmek, ayılmak
- Come up against (Phr.V) Yüzleşmek, yüz yüze gelmek
- Come up to (Phr.V) Ulaşmak, gelmek, denk olmak
- Come up with (Phr.V) Ortaya bir düşünce atmak, üretmek
- Come up (Phr.V) Görüşmek, tartışmak
- Comeback (N) Dönüş, yeniden ortaya çıkma
- Comet (N) Kuyrukluyıldız
- Comfort (V) Rahatlatmak, teselli etmek
- Comfortable (Adj) Konforlu, rahat
- Command (V) Emir vermek, emretmek
- Commence (V) Başlamak, başlatmak
- Commendable (Adj) Övgüye değer, övülmeye lâyık
- Comment (V) Yorumlamak, değerlendirmek
- Commentary (N) Yorum, açıklama
- Commentator (N) Yorumcu, maç spikeri
- Commerce (N) Ticaret, iş, alım satım
- Commercial (Adj) Ticari
- Commission (N) Komisyon, görev, vazife
- Commit (V) İşlemek, suç işlemek
- Committee (N) Komite
- Commodity (N) Eşya, mal, emtia
- Common (Adj) Ortak, müşterek, sıradan
- Commonly (Adv) Çoğunlukla, bayağıca, alelâde
- Commonplace (Adj) Sıradan, alelâde, olağan
- Communal (Adj) Toplumsal, halk, halkın malı olan
- Communicate (V) İletişim kurmak
- Communication (N) İletişim
- Community (N) Cemiyet, cemaat, topluluk
- Compact (Adj) Sıkı, yoğun; özlü
- Company (N) Şirket, arkadaş
- Comparable (Adj) Kıyaslanabilir, karşılaştırılabilir
- Comparatively (Adv) Orantılı olarak, nispeten
- Compare (V) Karşılaştırmak, mukayese etmek
- Comparison (N) Karşılaştırma
- Compass (N) Pusula
- Compatibility (N) Uygunluk, bağdaşma
- Compatible (Adj) Uygun, uyumlu, bağdaşan
- Compel (V) Zorlamak, mecbur etmek
- Compensate (V) Karşılamak, telâfi etmek, eşitlemek
- Compete (V) Yarışmak, rekabet etmek
- Competently (Adv) Ustaca
- Competition (N) Yarışma, rekabet
- Competitive (Adj) Rekabete dayanan
- Compile (V) Derlemek, toplamak
- Complacent (Adj) Halinden memnun, rahat, ilgisiz
- Complain (V) Şikâyet etmek, söylenmek, yakınmak
- Complement (V) Tamamlamak
- Complete (Adj) Tam
- Completely (Adv) Tam olarak, tamamıyla, bütünüyle
- Complex (Adj) Bileşik, karmaşık, karışık
- Complexity (N) Güçlük, zorluk, karışıklık
- Compliance (Adj) Uyma, itaat, rıza
- Complicate (V) Karıştırmak, güçleştirmek
- Complicated (Adj) Karışık, karmaşık, anlaşılması zor
- Complication (N) Karmaşa, zorluk, komplikasyon
- Compliment (V) Övmek, iltifat etmek
- Comply (V) Razı olmak, uymak, boyun eğmek
- Component (N) Parça, eleman, bileşen
- Compose (V) Oluşturmak, bestelemek
- Composite (N) Bileşik, karma, karışık
- Compound (N) Bileşen
- Comprehend (V) Anlamak, kavramak, algılamak
- Comprehension (N) Anlayış, kavrama, idrak, kavrayış
- Comprehensive (Adj) Etraflı, geniş, çok yönlü
- Comprehensively (Adv) Kapsamlı
- Compress (V) Bastırmak, sıkıştırmak
- Comprise (V) Kapsamak, içermek, içine almak
- Compromise (V) Uzlaştırmak, ara bulmak, uzlaşmak
- Compulsive (Adj) Zorlayıcı, dürtü etkisiyle yapılan
- Compulsory (Adj) Zorunlu, mecburi, zorlayıcı
- Compute (V) Hesaplamak, hesap etmek
- Computer (N) Bilgisayar
- Conceal (V) Gizlemek, saklamak, örtbas etmek
- Conceit (N) Kibir, kurum, kendini beğenme
- Conceive (V) Aklı almak, anlamak, kavramak
- Concentrate (V) Yoğunlaşmak, bir yerde toplamak
- Concentric (Adj) Merkezleri bir, ortak merkezli
- Concept (N) Fikir, görüş, kavram
- Concern (N) İlgi, alâka
- Concerned (Adj) İlgilenen, ilgili, meşgul, endişeli
- Concise (Adj) Kısa, özlü, veciz
- Conclude (V) Bitirmek, sonuçlandırmak
- Conclusive (Adj) Son, kesin, kati, inandırıcı
- Concrete (Adj) Somut, elle tutulur, gerçekten var olan
- Condemn (V) Kınamak, ayıplamak, suçlamak
- Condense (V) Yoğunlaşmak, koyulaşmak
- Conduct (V) Yönetmek, düzenlemek
- Conductivity (N) İletkenlik
- Confer (V) Vermek, sunmak, danışmak
- Conference (N) Konferans, kongre, görüşme
- Confess (V) İtiraf etmek, kabullenmek
- Confidence (N) Güven, inanç, itimat, kendine güven
- Confident (Adj) Güvenli, emin, kuşkusuz
- Configure (V) Düzenlemek, ayarlamak
- Confine (V) Sınırlamak, tutmak, hapsetmek
- Confirm (V) Onaylamak, doğrulamak
- Conflict (N) Anlaşmazlık, çekişme, çarpışma,
- Conform (V) Uymak, uyumlu olmak
- Confront (V) Yüz yüze getirmek, yüzleştirmek
- Confrontation (N) Yüzleşme, karşılaşma
- Confuse (V) Şaşırtmak, kafasını karıştırmak, karıştırmak
- Confusion (N) Kafa karışıklığı
- Congenital (Adj) Yaradılıştan olan, doğuştan
- Congestion (N) Kalabalık, izdiham, tıkanıklık
- Congratulate (Adj) Tebrik etmek, kutlamak
- Congress (N) Toplantı, kongre
- Conjecture (V) Varsaymak; sanmak
- Conjointly (Adv) Birleşik olarak, müşterek
- Conjunction (N) Bağlaç
- Connect (V) Bağlamak, bitiştirmek
- Connotation (N) Yan anlam, çağrışım
- Conquer (V) Fethetmek, almak
- Conscience (N) Vicdan, inanç
- Conscious (Adj) Bilinçli, farkında, kasti
- Consciously (Adv) Bile bile, bilinçli olarak, kasten
- Consciousness (N) Bilinç, şuur, idrak, zihin
- Consecutive (Adj) Birbirini izleyen, artarda
- Consecutively (Adv) Birbirini izleyerek, artarda olarak
- Consensus (N) Fikir birliği, ortak görüş, oybirliği
- Consent (V) Razı olmak, kabul etmek, izin vermek
- Consequence (N) Sonuç
- Consequently (Adv) Sonuç olarak, bu nedenle
- Conservation (N) Korunum, sakınım, tasarruf
- Conservative (N) Tutucu, muhafazakâr
- Conserve (V) Korumak, muhafaza etmek
- Consider (V) Dikkate almak, hesaba katmak
- Considerable (Adj) Önemli, hatırı sayılır ölçüde
- Considerably (Adv) Oldukça, epeyce
- Considerate (Adj) Saygılı, düşünceli, nazik
- Consist (V) Oluşmak, meydana gelmek
- Consistency (N) Tutarlılık
- Consistent (Adj) Tutarlı, bağıntılı, istikrarlı
- Consistently (Adv) Tutarlı bir şekilde
- Console (V) Avutmak, teselli etmek, avunmak
- Consolidate (V) Sağlamlaştırmak, pekiştirmek
- Conspicuous (Adj) Belli, bariz, apaçık, göze çarpan
- Conspiracy (N) Komplo, gizli anlaşma, suikast
- Constant (Adj) Daimi, sürekli, değişmez
- Constantly (Adv) Sıkça, sık sık, sürekli
- Consternation (N) Şaşkınlık, hayret, afallama
- Constipation (N) Kabızlık, kabız, peklik
- Constituent (N) Bileşen, oluşturan parçalardan her biri
- Constitute (V) Kurmak, teşkil etmek, oluşturmak
- Constraint (N) Zorlama, baskı, zor
- Construct (V) İnşa etmek, yapmak
- Constructive (Adj) Yapıcı
- Consult (V) Danışmak, başvurmak
- Consume (V) Tüketmek, harcamak, bitirmek
- Consumer (N) Tüketici
- Consumption (N) Tüketim, bitirme, harcama
- Contact (V) İlişki kurmak, irtibat kurmak
- Contagious (Adj) Bulaşıcı, salgın, hastalık bulaştıran
- Contain (V) Kapsamak, içermek
- Contaminate (V) Kirletmek, bozmak, bulaştırmak
- Contemplate (V) Niyet etmek, düşünmek
- Contemporary (Adj) Çağdaş, modern
- Content (Adj) Hoşnut, memnun, hazır
- Contention (N) Kavga, çekişme, tartışma
- Contest (N) Yarışma, müsabaka
- Context (N) Bağlam, sözün gelişi, kaynak
- Continent (N) Kıta,
- Continually (Adv) Sürekli olarak, boyuna
- Continue (V) Devam etmek, sürmek
- Continuous (Adj) Devamlı, sürekli, aralıksız
- Continuously (Adv) Sürekli olarak, durmadan
- Contour (N) Eşyükselti eğrisi, dış çizgiler
- Contract (V) Bir hastalık kapmak, yakalanmak
- Contradict (V) Yalanlamak, aksini iddia etmek
- Contradictory (Adj) Çelişkili, tutarsız, aykırı, karşıt
- Contrary (Adj) Zıt, karşı, ters, aksi
- Contrast (N) Kontrast, zıtlık, tezat, çelişki
- Contribute (V) Katkıda bulunmak, vermek
- Control (V) Kontrol etmek
- Controversial (Adj) Tartışmalı, tartışmaya yol açan
- Controversy (N) Tartışma, çekişme, anlaşmazlık
- Convection (N) Konveksiyon, ısı yayma
- Convene (V) Toplamak, toplantıya çağırmak
- Convenient (Adj) Kullanışlı, uygun, pratik
- Convention (N) Toplantı, kongre, toplama
- Conventional (Adj) Basmakalıp, alelade
- Conversation (N) Konuşma
- Converse (Adj) Ters, zıt, karşıt
- Conversion (N) Değiştirme, dönüştürme
- Convert (V) Değiştirmek, çevirmek, dönüştürmek
- Convey (V) Taşımak, nakletmek, iletmek
- Convict (V) Mahkum etmek, suçlu bulmak
- Convince (V) İkna etmek, inandırmak
- Cool (Adj) Serin, hoş
- Cooperate (V) İşbirliği etmek, işbirliği yapmak
- Coordinate (V) Koordine etmek, düzenlemek
- Cope with (Phr.V) Başa çıkmak, üstesinden gelmek
- Cope (V) Başa çıkmak, üstesinden gelmek
- Copy (V) Kopya etmek, çoğaltmak, taklit etmek
- Core (N) İç, öz, çekirdek
- Corporation (N) Şirket, kurum
- Correct (Adj) Doğru, yanlışsız
- Correlate (V) İlişiği olmak, bağlantı kurmak
- Correlation (N) Bağıntı, ilişki, korelasyon
- Correspond (V) Uymak, yaramak, benzemek
- Corroborate (V) Doğrulamak, onaylamak
- Corrode (V) Aşındırmak, yıpratmak
- Corrosion (N) Aşındırma, korozyon, aşınma
- Corrosive (Adj) Aşındırıcı, çürütücü, yıpratıcı
- Corruption (N) Bozulma, çürüme, yozlaşma, yolsuzluk
- Cost (V) Mal olmak
- Costly (Adj) Pahalı, değerli, pahalıya mal olan
- Cotton (N) Pamuk
- Couch (V) İfade etmek, söylemek
- Cough (V) Öksürmek
- Council (N) Meclis, kurul, konsey, yönetim kurulu
- Counsel (V) Nasihat etmek, akıl vermek
- Count on (Phr.V) Güvenmek
- Count (V) Saymak, hesaba katmak
- Counter (V) Karşılık vermek, karşı koymak
- Counteract (V) Karşılık vermek, tersini yapmak
- Counterbalance (V) Karşılamak, eşit güçle karşı koymak
- Counterfeit (V) Sahtesini yapmak, taklit etmek
- Countermeasure (N) Önlem, karşı önlem
- Counterpart (N) Benzer, eş, meslektaş
- Countless (Adj) Sayısız, çok
- Countryside (N) Kırsal bölge
- County (N) İlçe, il, vilâyet
- Couple (Adj) Çift
- Courage (N) Cesaret, yüreklilik, yiğitlik
- Courageous (Adj) Cesur, yürekli, korkusuz
- Course (N) Kurs
- Court (N) Mahkeme
- Courteous (Adj) Kibar, nazik, ince, saygılı
- Covenant (N) Anlaşma, antlaşma, sözleşme
- Cover (V) Kapamak, örtmek, kaplamak
- Covert (Adj) Gizli, saklı, örtülü
- Covet (V) Gıpta etmek, imrenmek, gözü kalmak
- Crack down on (Phr.V) Çökertmek, sıkı tedbirler almak
- Crack (V) Çatlamak, çatlatmak
- Cradle (N) Beşik, başlangıç
- Craft (N) Marifet, hüner, sanat, kurnazlık, uçak
- Craftsman (N) Usta, sanatçı, sanatkâr
- Crash (V) Kırılmak, parçalanmak, çarpmak
- Crawl (V) Emeklemek, yavaş ilerlemek
- Create (V) Oluşturmak, yaratmak
- Creative (Adj) Yaratıcı
- Credibility (N) Güvenilirlik
- Credible (Adj) Güvenilir, inanılır, inandırıcı
- Credit (N) Kredi, geri ödenme
- Creep (V) Sürünmek, emeklemek, sokulmak
- Cretaceous (N) Tebeşirli, mezozoik
- Crevice (N) Çatlak, yarık, gedik
- Crew (N) Mürettebat
- Crick (N) Adale kasılması, tutulma
- Crime (N) Suç
- Criminal (N) Suçlu, sabıkalı
- Cripple (V) Sakatlamak, kötürüm bırakmak, felce uğramak
- Crippled (Adj) Sakat, kötürüm, topal, arızalı
- Crisis (N) Buhran, kriz, bunalım
- Critic (N) Eleştiren kimse, eleştirmen
- Critical (Adj) Kritik, hassas, ciddi, eleştiri
- Criticize (V) Eleştirmek, kusur bulmak
- Crop up (Phr.V) Ortaya çıkmak, boy göstermek
- Crop (N) Ekin, ürün, mahsul
- Cross off (Phr.V) Listeden çıkartmak, silmek
- Cross out (Phr.V) Üstünü çizmek, silmek
- Crucial (Adj) Çok önemli, kritik
- Crude (Adj) Kaba, nezaketsiz, ilkel
- Cruel (Adj) Acımasız, gaddar
- Crumble (V) Ufalamak; parçalamak
- Crush (V) Ezmek, sıkıştırmak
- Crust (N) Kabuk, kuru ekmek; tortu
- Cue (N) İşaret, başlama işareti, replik
- Culmination (N) Doruk, zirve
- Culprit (N) Suçlu, zanlı, sanık
- Cultivate (V) İşlemek, ekip biçmek
- Curative (Adj) İyileştirici, şifa verici, şifalı
- Curb (V) Frenlemek, gem vurmak, zapt etmek
- Cure (V) İyileştirmek, tedavi etmek
- Curiosity (N) Merak, ilgi, ilginç şey
- Curious (Adj) İlgili, meraklı
- Currency (N) Para birimi
- Current (Adj) Bugünkü, geçer, geçerli
- Currently (Adv) Halen, şu anda
- Curricula (N) Müfredat, öğretim programı
- Curriculum (N) Müfredat, öğretim programı
- Curtail (V) Kısaltmak, kısmak
- Curve (V) Eğmek, bükmek, kavis çizmek
- Cushion (N) Minder, yastık, tampon
- Custody (N) Gözaltı, tutukluluk, velayet
- Custom (N) Gelenek, görenek
- Customize (V) Müşteri isteğine göre değiştirmek
- Cut down on (Phr.V) Kısmak, azaltmak
- Cut down (Phr.V) Azaltmak
- Cut off (Phr.V) Ayırmak, koparmak
- Cut out (Phr.V) Kesmek, bırakmak
- Cutback (N) Eksiltme, azaltma, kesme
- Cyclic (Adj) Devirli, periyodik