İçeriğe atla
B Harfi İle Başlayan Kelimeler
- Back (v ) Destek olmak
- Back down (phr.v ) Vazgeçmek, sözünden dönmek
- Back up (phr.v ) Desteklemek, arka çıkmak, yedeklemek
- Background (n ) Özgeçmiş, geçmiş deneyimler
- Backwards (adv ) Geriye, geriye doğru, geri
- Balance (v ) Tartmak, dengelemek
- Ballast (n ) Safra; balast, istikrar
- Banish (v ) Kovmak, defetmek, sürgün etmek
- Banish (v ) Kovmak, defetmek, sürgün etmek
- Bankrupt (v ) İflas ettirmek, batırmak
- Barefoot (adj ) Yalınayak, çıplak ayaklı
- Bargain (n ) Pazarlık, kelepir
- Bargain for (phr.v ) Hesaba katmak, beklemek
- Barrel (n ) Fıçı, varil, namlu
- Barren (adj ) Kısır, verimsiz, çorak, kıraç
- Barricade (n ) Barikat, engel, siper
- Basal (adj ) Bazal, esas ile ilgili, temel
- Base (n ) Kök, temel, dayanak
- Base on (phr.v ) Dayandırmak, dayamak
- Basin (n ) Leğen, kâse
- Basis (n ) Temel, esas, kaynak
- Battle (v ) Savaşmak, mücadele etmek
- Battlefield (n ) Savaş alanı
- Battleship (n ) Savaş gemisi, zırhlı gemi
- Bauxite (n ) Boksit
- Bauxite (n ) Boksit
- Be off (phr.v ) Ayrılmak, yola çıkmak
- Be taken aback (phr.v ) Şok olmak
- Beam (v ) Işımak, ışık saçmak, parlamak
- Bear (v ) Dayanmak, çekmek, katlanmak
- Bear out (phr.v ) Desteklemek, doğrulamak
- Bear out (phr.v ) Desteklemek, doğrulamak
- Bear up (phr.v ) Dayanmak, çekmek, katlanmak
- Beat (v ) Vurmak, dövmek
- Beat up (phr.v ) Fena halde dövmek
- Beeswax (n ) Balmumu
- Beg off (phr.v ) Geri çevirmek
- Behalf (n ) Adına
- Behave (v ) Davranmak
- Behaviour (n ) Tavır, davranış, hareket
- Believe (v ) İnanmak, güvenmek
- Bench (n ) Bank, sıra, kürsü
- Bend (v ) Eğmek, bükmek
- Beneath (adv ) Altında, altına, altta
- Beneficial (adj ) Yararlı, hayırlı, faydalı
- Beneficiary (n ) Yararlanan kimse; hak sahibi
- Benefit (n ) Yarar, fayda, çıkar
- Benign (n ) İyi huylu, sevecen, iyi kalpli
- Beset (v ) Rahat vermemek, kuşatmak
- Betray (v ) İhanet etmek, hıyanet etmek, ifşa etmek
- Bewilder (v ) Şaşırtmak, hayret ettirmek
- Bewitch (v ) Büyülemek, büyü yapmak
- Biased (adj ) Önyargılı, taraflı, peşin hükümlü
- Bid (v ) Fiyat vermek, teklif vermek
- Bind (v ) Bağlamak, ciltlemek; tutturmak
- Bite (v ) Isırmak, dişlemek, sokmak
- Blanket (n ) Battaniye, örtü
- Blast (n ) Şiddetli rüzgâr, rüzgâr
- Blaze (v ) Alev alev yanmak, parlamak, ışımak
- Bleach (n ) Çamaşır suyu, ağartıcı
- Bleak (adj ) Rüzgârlı, umutsuz, kasvetli
- Blend (v ) Harmanlamak, karıştırmak, karışmak, harmanlamak
- Blind (adj ) Kör, görmeyen, anlayışsız
- Block (v ) Bloke etmek, engellemek
- Blood (n ) Kan
- Blow (v ) Esmek, körüklemek, üflemek
- Blow (v ) Esmek, körüklemek, üflemek
- Blow up (phr.v ) Patlamak, havaya uçurmak
- Blunder (v ) Pot kırmak, gaf yapmak
- Blunt (adj ) Kör, kör (bıçak), körelmiş
- Bluntly (adv ) Açık açık, dobra dobra
- Blur (v ) Bulandırmak, bulanmak
- Blush (v ) Kızarmak, yüzü kızarmak
- Blush (v ) Kızarmak, yüzü kızarmak
- Boastful (adj ) Övüngen, böbürlenen, övünen
- Boil (v ) Kaynatmak, fokurdatmak
- Bold (adj ) Cesur, gözü pek, cüretli
- Bolt (n ) Cıvata; sürgü
- Bomb (v ) Bombalamak, bombardıman etmek
- Bombard (v ) Bombalamak, bombardıman etmek
- Bond (v ) Tutturmak, yapıştırmak
- Bone (n ) Kemik, kılçık
- Bone up on (phr.v ) Çok çalışmak, ineklemek
- Book (v ) Ayırmak, yer ayırmak
- Boom (v ) Gelişmek, fırlamak
- Boost (v ) Artırmak, yükseltmek
- Boring (adj ) Sıkıcı
- Borrow (v ) Ödünç almak
- Bother (v ) Canını sıkmak, rahatsız etmek
- Bottom (n ) Dip, alt
- Bound (v ) Sınırlarını çizmek, sınırlamak
- Bountiful (adj ) Cömert, eli açık, bol
- Bounty (n ) Cömertlik, armağan, hediye
- Boycott (v ) Boykot etmek
- Brain (n ) Beyin
- Brake (v ) Fren yapmak, frenlemek
- Branch (n ) Dal, şube, kol
- Bread (n ) Ekmek
- Break away (phr.v ) Kaçmak, kirişi kırmak
- Break away (phr.v ) Kaçmak, kirişi kırmak
- Break in (phr.v ) Zorla girmek
- Break into (phr.v ) Zorla içeri girmek, soymak
- Break off (phr.v ) Birdenbire kesilmek, durmak, kesmek, kırmak
- Break out of (phr.v ) Firar etmek
- Break through (phr.v ) Doğmak, çıkmak
- Breakage (n ) Kırılma, kırma
- Breakdown (n ) Arıza, bozulma, sorun
- Breakthrough (n ) Buluş, atılım
- Breath (n ) Nefes, soluk, fısıltı
- Breathe (v ) Solumak, nefes almak
- Breathe (v ) Solumak, nefes almak
- Breed (v ) Doğurmak, çoğalmak
- Bribe (v ) Rüşvet vermek, para yedirmek
- Brick (n ) Tuğla
- Bridge (n ) Köprü
- Brief (adj ) Kısa, kısa ve öz
- Briefly (adv ) Kısaca
- Brigade (n ) Tugay, ekip, takım
- Brilliant (adj ) Zeki, pırıl pırıl, harika
- Bring about (phr.v ) Neden olmak, yol açmak
- Bring back (phr.v ) Geri getirmek, hatırlatmak
- Bring in (phr.v ) Sunmak, getirmek
- Bring off (phr.v ) Kurtarmak, başarmak
- Bring on (phr.v ) Sebep olmak
- Bring out (phr.v ) Yayımlamak, çıkarmak
- Bring round (phr.v ) Ayıltmak
- Bring up (phr.v ) Yetiştirmek, büyütmek
- Brink (n ) Kenar, kıyı, eşik
- Brittle (adj ) Kolay kırılır, kırılgan, gevrek
- Broaden (v ) Genişlemek, genişletmek
- Broadly (adv ) Geniş geniş, genel olarak
- Bronze (n ) Bronz, tunç, bronz
- Browser (n ) Tarayıcı
- Brush up (phr.v ) Tekrar etmek
- Brush up on (phr.v ) Çalısmak, ilerletmek
- Bubble (n ) Kabarcık, hava kabarcığı, baloncuk
- Budget (n ) Bütçe
- Build (v ) İnşa etmek
- Build up (phr.v ) Kurmak, kuvvetlendirmek, artırmak
- Bunker (n ) Sığınak
- Burden (v ) Yüklemek, sırtına yüklemek
- Burglary (n ) Hırsızlık
- Burn (v ) Yanmak, tutuşmak, alev almak
- Burn down (phr.v ) Yanmak, yakmak, yanıp kül olmak
- Burn up (phr.v ) Yanıp kül olmak
- Burst (v ) Patlak vermek, patlamak
- Burst into (phr.v ) Bir yere aniden girmek
- Burst into tears (phr.v ) Gözyaşlarına boğulmak
- Bustle (v ) Telaş etmek, koşuşturmak
- Butt in (phr.v ) Burnunu sokmak, karışmak
- Buy off (phr.v ) Rüşvet vererek satın almak
- Bypass (v ) Atlamak, dolaştırmak