Kategoriler
Toefl Sınav Kelimeleri

İngilizce A Harfi İle Başlayan Toefl Sınav Kelimeleri

TOEFL SINAV KELİMELERİ
A Harfi İle Başlayan Kelimeler
  • Abandon (v ) Terk etmek, bırakmak
  • Aberration (n ) Sapıtma, sapıklık, sapınç
  • Abide (v ) Tahammül etmek, katlanmak, çekmek
  • Ability (n ) Yetenek, kabiliyet, beceri
  • Abnormal (adj ) Anormal, olağandışı
  • Aboard (pre ) Gemide, uçakta
  • Abort (v ) Uzaklaşmak, çocuk düşürmek
  • Abound (v ) Bol olmak, çok olmak, dolu olmak
  • Abroad (adv ) Yurtdışında
  • Abruptly (adv ) Birdenbire, aniden, ansızın
  • Absence (n ) Yokluk, bulunmama
  • Absent (adj ) Yok, bulunmayan, devamsız
  • Absolute (adj ) Mutlak, kesin, tam
  • Absolutely (adv ) Tamamıyla, elbette, kesinlikle
  • Absorb (v ) Kavramak, emmek
  • Abundant (adj ) Bol, çok, dolu
  • Abuse (v ) Kötüye kullanmak, suiistimal etmek
  • Accede (v ) Kabul etmek, razı olmak
  • Accelerate (v ) Hızlanmak, hız kazanmak
  • Accent (n ) Aksan, şive
  • Accept (v ) Kabul etmek, kabullenmek
  • Access (n ) Giriş, erişme, geçit
  • Accidentally (adv ) Kazara ,tesadüfen, rastlantı sonucu
  • Acclaim (v ) Övmek, ilan etmek
  • Accommodate (v ) Kalacak yer sağlamak, yerleştirmek
  • Accompany (v ) Eşlik etmek, refakat etmek
  • Accomplish (v ) Başarmak, sonuçlandırmak
  • Accord (n ) Uyum, anlaşma, uzlaşma
  • Accordingly (adv ) Öyle, bundan dolayı, bu yüzden
  • Account (n ) Açıklama, hesap
  • Account for (phr.v ) Sorumlu olmak, açıklamak
  • Accumulate (v ) Toplamak, biriktirmek
  • Accumulation (n ) Birikim, yığın, toplanma
  • Accurate (adj ) Kesin, doğru, yanlışsız
  • Accurate (adj ) Kesin, doğru, yanlışsız
  • Accuse (v ) Suçlamak
  • Acetic (adj ) Ekşi, asitli
  • Acidification (n ) Asitleştirme
  • Acknowledge (v ) Tanımak, kabul etmek, onaylamak
  • Acoustic (adj ) Akustik, ses, sesle ilgili
  • Acquaint (v ) Tanıtmak, aşina olmak
  • Acquainted (adj ) Tanışmış, tanışık
  • Acquire (v ) Kazanmak, elde etmek
  • Act (v ) Davranmak, hareket etmek, oynamak
  • Act like (phr.v ) Numarası yapmak, yapar gibi görünmek
  • Act up (phr.v ) Abuk sabuk davranmak
  • Activate (v ) Etkinleştirmek, harekete geçirmek
  • Active (adj ) Aktif, hareketli
  • Actuate (v ) Harekete geçirmek, çalıştırmak
  • Acute (adj ) Şiddetli, sivri, ciddi
  • Adamant (adj ) Sert, hoşgörüsüz
  • Adapt (v ) Uydurmak, uyarlamak, uyum sağlamak
  • Adaptable (adj ) Uyarlanabilir, uydurulabilir, uyabilen
  • Add (v ) Eklemek
  • Add up to (phr.v ) Etmek, tutmak
  • Addendum (n ) Ek, ilave
  • Addiction (n ) Bağımlılık, tiryakilik
  • Addition (n ) İlave, katkı, ekleme
  • Addition (n ) İlave, katkı, ekleme
  • Additive (n ) Katkı, katkı maddesi
  • Address (v ) Hitap etmek, yöneltmek
  • Adequate (adj ) Yeterli, uygun, elverişli
  • Adhere (v ) Yapışmak, bağlanmak, bağlı kalmak
  • Adherent (n ) Taraftar
  • Adhesive (adj ) Yapışkan, bağlı
  • Adjacent (adj ) Bitişik; yakın, komşu
  • Adjust (v ) Ayarlamak, uydurmak, alıştırmak
  • Administrate (v ) Yönetmek, idare etmek
  • Administration (n ) Yönetim, idare, idarecilik
  • Administrator (n ) Yönetici, idareci
  • Admirable (adj ) Beğenilen, hayran eden, takdire değer
  • Admiration (n ) Hayranlık, beğeni, takdir
  • Admire (v ) Hayran kalmak, çok beğenmek
  • Admit (v ) Kabul etmek
  • Admittedly (adv ) İtiraf etmek gerekirse
  • Adolescence (n ) Ergenlik
  • Adopt (v ) Benimsemek, kabul etmek
  • Adult (adj ) Yetişkin
  • Adulthood (n ) Yetişkinlik, erginlik, reşitlik
  • Advantage (n ) Avantaj, üstünlük, yarar
  • Advent (n ) Geliş, varış, varma, gelme
  • Adventure (n ) Macera
  • Adversary (n ) Düşman, rakip, karşı kimse
  • Adverse (adj ) Zıt, karşıt, olumsuz
  • Advertise (v ) Reklâmını yapmak, reklâm yapmak
  • Advice (n ) Öğüt, nasihat, tavsiye
  • Advisable (adj ) Tavsiye edilebilir, akla uygun
  • Advocate (v ) Savunmak, müdafaa etmek
  • Aeroplane (n ) Uçak
  • Affectionate (adj ) Sevecen, şefkatli, müşfik
  • Afflict (v ) Eziyet etmek, acı vermek, üzmek
  • Affliction (n ) Üzüntü, dert, ıstırap
  • Afford (v ) Parası yetmek, gücü yetmek
  • Afraid (adj ) Korkmuş, korkar
  • Aftermath (n ) Sonuç, akıbet
  • Afterwards (adv ) Sonra, ilerde, ondan sonra
  • Agent (n ) Etken, vasıta
  • Aggravate (v ) Şiddetlendirmek, kötüleştirmek
  • Aggregate (v ) Toplamak, birleştirmek
  • Aggressive (adj ) Saldırgan, kavgacı, girişken
  • Agility (n ) Çeviklik, atiklik, kıvraklık
  • Agonize (v ) Acı çektirmek, eziyet etmek
  • Agree (v ) Aynı fikirde olmak, kabul etmek
  • Agreement (n ) Anlaşma, antlaşma, pakt, uyuşma
  • Agronomist (n ) Bilimsel tarım uzmanı
  • Aground (adv ) Karaya oturmuş şekilde
  • Ahead (adv ) İlerde, önde, önceden
  • Aid (v ) Yardım etmek, yardımcı olmak
  • Ail (v ) Hasta olmak, hastalanmak
  • Aim (n ) Amaç, gaye, emel
  • Aircraft (n ) Uçak, uçaklar
  • Airlift (n ) Uçakla taşıma, hava köprüsü, ikmal
  • Alarm (v ) Telaşlandırmak, korkutmak
  • Alienate (v ) Soğutmak, yabancılaştırmak
  • Alike (adj ) Benzer, aynı
  • Allegation (n ) İddia, sav, bahane
  • Allege (v ) İddia etmek, ileri sürmek
  • Alleviate (v ) Hafifletmek, azalmak, yatışmak
  • Allocate (v ) Ayırmak, bölüştürmek
  • Allot (v ) Paylaştırmak, bölüştürmek ,ayırmak
  • Allow for (phr.v ) Hesaba katmak, dikkate almak, bırakmak, izin vermek
  • Alloy (n ) Alaşım, karışım
  • Allude (v ) Kastetmek, üstü kapalı söylemek
  • Alter (v ) Değiştirmek, başkalaştırmak
  • Alternate (v ) Sıra ile yapmak, değişimli olarak yapmak, dönüşümlü
  • Alternatively (adv ) Alternatif olarak
  • Amass (v ) Yığmak, toplamak, biriktirmek
  • Amazing (adj ) Şaşırtıcı, hayret verici
  • Ambiguous (adj ) İki anlamlı, belirsiz, müphem
  • Amenable (adj ) Uysal, yumuşak başlı, cevap verebilir
  • Amiable (adj ) Sevimli, tatlı, cana yakın
  • Ammonia (n ) Amonyak
  • Amnesty (n ) Genel af, af
  • Amnesty (n ) Genel af, af
  • Amount (n ) Miktar, tutar, toplam
  • Amphibian (n ) Suda ve karada yaşayabilen, amfibi
  • Ample (adj ) Yeterli, bol
  • Amplification (n ) Büyütme, genişletme
  • Amplitude (n ) Genişlik, çokluk; genlik
  • Amuse (v ) Eğlendirmek, güldürmek
  • Analogous (adj ) Analojik, benzer, benzeşen
  • Analyze (v ) Analiz etmek, tahlil etmek
  • Ancestor (n ) Ata, cet
  • Anchor (v ) Demirlemek, demir atmak, zincirlemek
  • Ancient (adj ) Eski, çok eski
  • Annex (v ) Eklemek, ilave etmek, katmak
  • Announce (v ) Duyurmak, ilan etmek
  • Annoy (v ) Rahatsız etmek, huzursuz etmek
  • Annual (adj ) Yıllık, senelik
  • Annually (adv ) Yıldan yıla, yılda bir
  • Anomalous (adj ) Anormal, kuralsız, aykırı
  • Anticipate (v ) Ummak, beklemek, tahmin etmek
  • Antiquity (n ) Antikalık, eskilik, eski uygarlık
  • Anxious (adj ) Endişeli, kaygılı, huzursuz
  • Apathy (n ) Duygusuzluk, hissizlik, ilgisizlik
  • Apologize (v ) Özür dilemek
  • Apparatus (adj ) Alet, aygıt, cihaz
  • Apparently (adv ) Görünüşe göre, anlaşılan
  • Appeal (v ) İlgisini çekmek, hoşuna gitmek
  • Appear (v ) Görünmek, ortaya çıkmak
  • Appendage (n ) İlave, ek, katkı, uzantı
  • Appendix (n ) Ek, ilave, ek bölüm
  • Applaud (v ) Alkışlamak, el çırpmak
  • Apply to (phr.v ) İlgisi olmak, ilgili olmak
  • Appoint (v ) Tayin etmek, atamak, saptamak
  • Appreciate (v ) Takdir etmek, değerini bilmek
  • Apprehensive (adj ) Endişeli, korkulu, kaygılı
  • Apprentice (n ) Çırak, acemi
  • Approach (v ) Yaklaşmak, yanaşmak
  • Appropriate (adj ) Uygun, yerinde
  • Approve (v ) Uygun görmek, onaylamak
  • Approve (v ) Uygun görmek, onaylamak
  • Approximately (adv ) Yaklaşık olarak, aşağı yukarı
  • Aptitude (n ) Yetenek, kabiliyet
  • Arbitrary (adj ) Keyfi, isteğe bağlı
  • Arbitrary (adj ) Keyfi, isteğe bağlı
  • Architect (n ) Mimar
  • Ardently (adv ) Gayretle, istekle
  • Area (n ) Alan, bölge, yüzölçümü
  • Argue (v ) Tartışmak, görüşmek
  • Arid (adj ) Kuru, kurak, çorak
  • Arise (v ) Ortaya çıkmak, yükselmek, kalkmak
  • Armour (n ) Zırh
  • Army (n ) Ordu
  • Arouse (v ) Uyandırmak, kaldırmak, artmak
  • Arrange (v ) Düzenlemek, hazırlamak
  • Arrest (v ) Tutuklamak
  • Arrogant (adj ) Kendini beğenmiş, gururlu, kibirli
  • Articulate (v ) Açıkça söylemek
  • Artificial (adj ) Yapay, suni
  • Ascend (v ) Çıkmak, yukarı çıkmak, yükselmek
  • Ascendancy (n ) Üstünlük, egemenlik, hüküm sürme
  • Ascension (adj ) Yükselme
  • Ascent (n ) Yükselme, bayır, çıkış
  • Ascertain (v ) Öğrenmek, aslını öğrenmek
  • Ascribe (v ) Yüklemek, üstüne atmak, atfetmek
  • Ash (n ) Kül
  • Ashamed (adj ) Mahcup, utanmış
  • Ask after (phr.v ) Hakkında bilgi edinmek
  • Ask for (phr.v ) İstemek, talep etmek
  • Ask out (phr.v ) Birine çıkma teklifinde bulunmak
  • Asleep (adj ) Uyuyan, uyuşmuş, uyuşuk
  • Aspire (v ) Çok istemek
  • Assassinate (v ) Suikast düzenlemek, öldürmek
  • Assault (v ) Saldırmak
  • Assembly (n ) Toplantı, kongre
  • Assess (v ) Değer biçmek, belirlemek
  • Assessment (n ) Değerlendirme
  • Asset (n ) Varlık, değerli şey, mal
  • Assign (v ) Vermek, tahsis etmek, göreve seçmek
  • Assignment (n ) Atama, tahsis, tayin, görev
  • Assimilate (v ) Özümlemek, sindirmek, özümsemek
  • Assist (v ) Yardım etmek, yardımcı olmak
  • Associate (v ) Birleştirmek, ortak olmak, ortak etmek
  • Associated (adj ) Birleşmiş, ilişkili
  • Association (n ) Birleşme, ortaklık, işbirliği, dernek
  • Assort (v ) Sınıflandırmak, ayırmak
  • Assortment (n ) Sınıflandırma, ayırma; çeşitlilik
  • Assume (v ) Farz etmek, saymak
  • Assume (v ) Farz etmek, saymak
  • Assumption (n ) Farz etme, sanı
  • Assurance (n ) Güvence, teminat, vaat, söz
  • Assure (v ) Garanti etmek, temin etmek
  • Astonish (v ) Şaşırtmak, afallatmak
  • Astray (adj ) Kötü yola düşmüş, yanlış yola sapmış
  • Asylum (n ) Sığınak, barınak, himaye
  • Attach (v ) Eklemek, iliştirmek, takmak
  • Attack (v ) Saldırmak, hücum etmek
  • Attain (v ) Ulaşmak, erişmek
  • Attempt (v ) Teşebbüs etmek, kalkışmak
  • Attend (v ) Katılmak, devam etmek
  • Attention (n ) Dikkat, ilgi, bakım
  • Attribute (v ) Bağlamak, dayandırmak
  • Auction (v ) Mezat, açık artırma
  • Audacity (n ) Küstahlık, cesaret, cüret
  • Augment (v ) Artırmak, çoğaltmak, büyütmek
  • Authority (n ) Otorite, yetki, yetki belgesi
  • Availability (n ) Müsait olma, geçerlilik, mevcut olma
  • Available (adj ) Müsait, var, mevcut
  • Avalanche (n ) Çığ
  • Avenue (n ) Bulvar, cadde, yol
  • Average (adj ) Ortalama, orta
  • Avert (v ) Çevirmek, önlemek, gidermek
  • Aviation (n ) Havacılık
  • Avidity (n ) Hırs, istek, açgözlülük
  • Avoid (v ) Kaçınmak, sakınmak
  • Await (v ) Beklemek, hazır olmak
  • Awaken (v ) Uyandırmak, uyanmak
  • Award (v ) Vermek (ödül), karar vermek
  • Aware (adj ) Farkında, haberdar
  • Awful (adj ) Korkunç, berbat
  • Axis (n ) Eksen