İçeriğe atla
T Harfi İle Başlayan Kelimeler
A1 Seviyesi Kelimeler
- T-shirt (n) tişört
- table (n) masa; tablo
- take (v) almak, götürmek
- talk (v) konuşmak
- tall (adj) uzun (boylu)
- taxi (n) taksi
- tea (n) çay
- teach (v) öğretmek, ders vermek
- teacher (n) ögretmen
- team (n) grup, ekip, takım
- teenager (n) 13-19 yaş arası kimse, ergenlik dönemindeki kişi
- telephone (n) telefon
- telephone (v) telefon etmek
- television (n) televizyon
- tell (v) anlatmak, söylemek
- ten (num) on
- tennis (n) tenis
- terrible (adj) korkunç, kötü, feci
- test (n) test, sınav, deneme
- test (v) denemek; sınav yapmak
- text (n) yazı, metin
- than (conj) -den, -dan, göre
- than (prep) -den, -dan (daha)
- thank (v) teşekkür etmek
- thanks (excl) teşekkürler
- thanks (n) teşekkürler, şükran
- that (conj) …ki; …diğini / dığını
- that (det) şu, o, oradaki
- that (pron) şu, o
- the (det) belirleyici
- theatre (n) tiyatro
- their (det) onların
- them (pron) onları, onlara
- then (adv) o zaman; daha sonra; öyleyse
- there (adv) orada, burada
- they (pron) onlar
- thing (n) şey, eşya
- think (v) sanmak, düşünmek
- third (ord num) üçüncü
- thirsty (adj) susamıs
- thirteen (num) on üç
- thirty (num) otuz
- this (det) bu
- this (pron) bu (bahsedilen şey)
- thousand (num) bin
- three (num) üç
- through (adv) arasından, içinden; ortasından, bir yandan öbür yana
- through (prep) -in içinden, -den geçerek; ile, vasıtasıyla
- Thursday (n) perşembe
- ticket (n) bilet; trafik cezası
- time (n) zaman, vakit
- tired (adj) yorgun, bitkin
- title (n) başlık; unvan
- to (im) -mek, -mak
- to (prep) -e, -a; -mek için; için
- today (adv) bugün
- today (n) bugün
- together (adv) birlikte, beraber, yan yana
- toilet (n) tuvalet
- tomato (n) domates
- tomorrow (adv) yarın
- tomorrow (n) yarın
- tonight (adv) bu gece, bu akşam
- tonight (n) bu gece, bu akşam
- too (adv) çok, aşırı; de da
- tooth (n) diş
- topic (n) konu, mesele, mevzu
- tourist (n) turist
- town (n) kasaba, şehir
- traffic (n) trafik
- train (n) tren
- travel (n) yolculuk, seyahat
- travel (v) seyahat etmek
- tree (n) ağaç
- trip (n) gezi, gezinti, seyahat
- trousers (n) pantolon
- true (adj) gerçek, doğru
- try (v) denemek, çalışmak
- Tuesday (n) salı
- turn (n) sıra, değişim, dönüş
- turn (v) döndürmek, çevirmek, dönmek
- TV (n) televizyon
- twelve (num) on iki
- twenty (num) yirmi
- twice (adv) iki kere, iki defa
- two (num) iki
- type (n) tür, cins
A2 Seviyesi Kelimeler
- tablet (n) levha
- talk (n) konuşma, görüş
- target (n) hedef, nişan, amaç
- task (n) görev, iş, külfet
- taste (n) tat, lezzet, zevk
- taste (v) tatmak, tadına bakmak
- teaching (n) öğretim, öğretmenlik
- technology (n) teknoloji
- teenage (adj) genç, ergen
- temperature (n) sıcaklık derecesi, ısı
- term (n) dönem; terim; koşul
- text (v) yazılı ileti göndermek
- themselves (pron) kendileri, kendilerine, kendilerini
- thick (adj) kalın
- thief (n) hırsız
- thin (adj) ince, zayıf
- thinking (n) düşünce, düşünme
- third (n) üçte bir
- thought (n) düşünce
- throw (v) atmak, fırlatmak
- tidy (adj) düzenli, tertipli, derli toplu
- tidy (v) toplamak, düzenlemek
- tie (n) kravat; bağ
- tie (v) düğümlemek, bağlamak
- tip (n) bahşiş, ipucu, uç
- tool (n) alet, takım
- top (adj) en üst, en iyi
- top (n) üst, tepe
- touch (v) dokunmak, ellemek, değmek, etkilemek
- tour (n) gezi
- tourism (n) turizm
- towards (prep) -e dogru, yönünde, -e karsı
- towel (n) havlu
- tower (n) kule
- toy (adj) oyuncak
- toy (n) oyuncak
- track (n) iz, patika, koşu yolu
- tradition (n) gelenek, görenek
- traditional (adj) geleneksel
- train (v) eğitmek
- trainer (n) egitici, antrenör
- training (n) eğitim, idman
- transport (n) nakil, taşıma
- traveller (n) yolcu, gezgin
- trouble (n) sorun
- truck (n) kamyon
- twin (adj) ikiz
- twin (n) ikiz
- typical (adj) karakteristik, tipik
B1 Seviyesi Kelimeler
- tail (n) kuyruk
- talent (n) marifet, yetenek, kabiliyet
- talented (adj) becerikli
- tape (n) kaset, bant, şerit
- tax (n) vergi
- tax (v) vergilendirmek, vergi koymak
- technical (adj) teknik
- technique (n) teknik, yöntem, usul
- tend (v) yönelmek, eğiliminde olmak
- tent (n) çadır
- that (adv) o kadar; bu kadar; bu denli
- theirs (pron) onlarınki, onların
- theme (n) tema, konu
- theory (n) kuram, teori
- therefore (adv) bu nedenle, bundan dolayı
- this (adv) bu kadar, şu kadar (ebat, miktar, durum vs. ifade etmede)
- though (adv) ancak, mamafih
- though (conj) -e rağmen, ise de, gerçi, olduğu halde, karşın
- throat (n) boğaz
- throughout (adv) boyunca, süresince, her yerinde, her tarafında
- throughout (prep) …nın her yerinde, …nın her tarafında, … boyunca, … süresince, …nın her anında
- tight (adj) sıkı, dar, gergin
- till (conj) -e kadar
- till (prep) -e kadar
- tin (n) teneke kutu
- tiny (adj) minicik, ufacık
- tip (v) bahşiş vermek, eğmek
- toe (n) ayak parmağı
- tongue (n) dil
- total (adj) toplam, tam
- total (n) toplam, tutar
- totally (adv) bütün bütün, bütün olarak, tamamen
- touch (n) dokunma, temas
- tour (v) gezmek, dolaşmak
- trade (n) ticaret, iş, alım satım
- trade (v) ticaret yapmak, takas etmek
- translate (v) tercüme etmek, çevirmek, dönüştürmek
- translation (n) çevirmen, tercüman
- transport (v) taşımak, nakletmek
- treat (v) davranmak, tedavi etmek
- treatment (n) tedavi, davranış
- trend (n) eğilim, yön, gidiş
- trick (n) hile, numara, oyun
- trick (v) aldatmak, kandırmak
- truth (n) gerçek, hakikat, doğruluk
- tube (n) tüp, metro, tünel, boru
- type (v) (daktilo, bilgisayar, telefon ile) yazmak
- typically (adv) tipik olarak
- tyre (n) lastik
B2 Seviyesi Kelimeler
- tackle (v) çaresine bakmak, ele almak, çözmek
- tag (n) etiket
- tag (v) etiketlemek
- tale (n) masal, öykü, hikâye
- tank (n) depo, tank
- tap (n) musluk
- tap (v) takırdatmak
- target (v) hedeflemek
- tear (n) göz yaşı
- tear (v) yırtmak
- technological (adj) teknolojik
- teens (n) 13-19 arası yaş dönemi; ergenlik dönemi
- temple (n) tapınak, şakak
- temporarily (adv) geçici olarak
- temporary (adj) geçici
- tendency (n) eğilim, meyil
- tension (n) gerilim, gerginlik
- term (v) adlandırmak, tanımlamak
- terminal (n) terminal
- terms (n) şartlar, konular, koşullar
- terribly (adv) son derece, berbat bir şekilde, aşırı, çok, korkunç derecede
- terrify (v) dehşete düşürmek, çok korkutmak
- territory (n) arazi, bölge, toprak
- terror (n) terör, dehşet
- terrorism (n) terörizm, terör
- terrorist (n) terörist
- testing (n) deneme, test
- textbook (n) ders kitabı
- theft (n) hırsızlık
- therapist (n) terapist
- therapy (n) iyileştirme, tedavi
- thesis (n) tez, sav, önerme, araştırma
- thorough (adj) tam, eksiksiz, kusursuz, bütün
- thoroughly (adv) tamamen, adamakıllı, iyice
- threat (n) korkutma, tehdit, gözdağı
- threaten (v) tehdit etmek, gözünü korkutmak
- thumb (n) başparmak
- thus (adv) böylece, bu sonuçla
- time (v) zamanlamak, süre tutmak, hızını ölçmek
- timing (n) zamanlama
- tissue (n) doku, ince kumaş, ince kâğıt
- title (v) isimlendirmek
- ton (n) ton
- tone (n) ton, üslup
- tonne (n) ton
- tough (adj) sert, sağlam, zorlu, çetin, dayanıklı, zor
- tournament (n) turnuva
- trace (v) izlemek, izinden gitmek, takip etmek
- track (v) takip etmek, izlemek
- trading (n) ticaret, alışveriş
- tragedy (n) trajedi, facia, felaket, dram
- tragic (adj) acıklı, üzücü
- trait (n) özellik, kişisel özellik
- transfer (n) transfer
- transfer (v) iletmek, transfer etmek, aktarmak
- transform (v) dönüşmek, dönüştürmek, haline gelmek
- transition (n) geçiş, değişim
- transmit (v) iletmek, nakletmek, geçmek.
- transportation (n) taşınma
- trap (n) tuzak, kapan
- trap (v) tuzağa düşürmek, kapana kıstırmak
- treasure (n) hazine, define, servet
- trial (n) deneme, mahkeme, duruşma
- tribe (n) kabile, aşiret
- trigger (v) başlatmak, neden olmak, tetiklemek
- trillion (num) trilyon
- trip (v) çelme takmak, sendelemek
- troop (n) askeri birlik, bölük
- tropical (adj) tropikal, çok sıcak
- trouble (v) canını sıkmak, sıkıntı vermek
- truly (adv) gerçekten, tam anlamıyla
- trust (n) güven
- trust (v) güvenmek, inancı olmak, itimat etmek
- try (n) deneme, teşebbüs
- tsunami (n) tsunami
- tune (n) ezgi, melodi
- tunnel (n) tünel
C1 Seviyesi Kelimeler
- tackle (n) donatım, teçhizat; (spor) ikili mücadele
- tactic (n) yöntem
- tactical (adj) taktikle ilgili
- taxpayer (n) vergi veren kişi
- tempt (v) baştan çıkarmak, ayartmak, özendirmek, teşvik etmek
- tenant (n) kiracı
- tender (adj) hassas, yumuşak
- tenure (n) kullanma hakkı, önemli görev / memuriyet süresi
- terminal (adj) son, uç, dönem sonuna ait, terminal
- terminate (v) feshetmek; yok etmek
- terrain (n) yer, arazi, bölge
- terrific (adj) müthiş, olağanüstü, korkunç, şahane, mükemmel
- testify (v) şahitlik etmek, doğrulamak, tanıklık etmek
- testimony (n) şahitlik, tanıklık, ifade verme
- texture (n) doku, yapı
- thankfully (adv) çok şükür ki…!, ne mutlu ki …!
- theatrical (adj) tiyatroya ilişkin / özgü
- theology (n) ilahiyat
- theoretical (adj) teorik, kuramsal
- thereafter (adv) ondan sonra, sonra
- thereby (adv) böylece, bu yüzden, bu nedenle
- thought-provoking (adj) düşünmeye sevkeden; düşündüren
- thoughtful (adj) düşünceli, nazik
- thread (n) iplik, tel, lif
- threshold (n) eşik, giriş, ilk basamak
- thrilled (adj) heyecanlı
- thrive (v) gelismek, serpilmek, ilerleme kaydetmek, büyümek
- tide (n) cereyan, gelgit, met cezir
- tighten (v) sıkılaştırmak, sıkmak, sıkılmak
- timber (n) kereste, kerestelik ağaç
- timely (adj) zamanında olan
- tobacco (n) tütün
- tolerance (n) hoşgörü
- tolerate (v) hoş görmek, tahammül etmek, katlanmak
- toll (n) geçiş ücreti
- top (v) en üstte olmak
- torture (n) işkence
- torture (v) işkence yapmak
- toss (v) atmak, fırlatmak
- total (v) tutmak (toplam)
- toxic (adj) zehirli, toksik
- trace (n) iz, belirti
- trademark (n) tüccar
- trail (n) patika, iz
- trail (v) takip etmek
- trailer (n) treyler, karavan
- transaction (n) işlem, muamele, alakadar olmak
- transcript (n) yazılı kopya, suret
- transformation (n) dönüşüm, değişim
- transit (n) geçmek
- transmission (n) yayınlama, iletme
- transparency (n) slayt, diyapozitif
- transparent (adj) şeffaf, saydam, transparan
- trauma (n) travma, şok
- treaty (n) antlaşma, mukavele
- tremendous (adj) kocaman, koskocaman, çok büyük
- tribal (adj) kabile ile ilgili; kabileye ait
- tribunal (n) mahkeme
- tribute (n) övgü, takdir
- trigger (n) tetik
- trio (n) üçlü grup
- triumph (n) zafer, başarı, utku, galibiyet
- trophy (n) ödül, kupa
- troubled (adj) sıkıntılı, belalı
- trustee (n) emanetçi, yeddi emin, mutemet
- tuition (n) okul parası, ders ücreti
- turnout (n) katılanlar, toplananlar, katılımcılar
- turnover (n) devirme, devir, devrilme
- twist (n) burkma, bükme, çevirme, döndürme
- twist (v) döndürmek, kıvırmak, bükmek, dolamak