Kategoriler
The Oxford 5000

Oxford English T Harfi İle Başlayan Kelimeler

Oxford 5000
T Harfi İle Başlayan Kelimeler
A1 Seviyesi Kelimeler
  • T-shirt (n) tişört
  • table (n) masa; tablo
  • take (v) almak, götürmek
  • talk (v) konuşmak
  • tall (adj) uzun (boylu)
  • taxi (n) taksi
  • tea (n) çay
  • teach (v) öğretmek, ders vermek
  • teacher (n) ögretmen
  • team (n) grup, ekip, takım
  • teenager (n) 13-19 yaş arası kimse, ergenlik dönemindeki kişi
  • telephone (n) telefon
  • telephone (v) telefon etmek
  • television (n) televizyon
  • tell (v) anlatmak, söylemek
  • ten (num) on
  • tennis (n) tenis
  • terrible (adj) korkunç, kötü, feci
  • test (n) test, sınav, deneme
  • test (v) denemek; sınav yapmak
  • text (n) yazı, metin
  • than (conj) -den, -dan, göre
  • than (prep) -den, -dan (daha)
  • thank (v) teşekkür etmek
  • thanks (excl) teşekkürler
  • thanks (n) teşekkürler, şükran
  • that (conj) …ki; …diğini / dığını
  • that (det) şu, o, oradaki
  • that (pron) şu, o
  • the (det) belirleyici
  • theatre (n) tiyatro
  • their (det) onların
  • them (pron) onları, onlara
  • then (adv) o zaman; daha sonra; öyleyse
  • there (adv) orada, burada
  • they (pron) onlar
  • thing (n) şey, eşya
  • think (v) sanmak, düşünmek
  • third (ord num) üçüncü
  • thirsty (adj) susamıs
  • thirteen (num) on üç
  • thirty (num) otuz
  • this (det) bu
  • this (pron) bu (bahsedilen şey)
  • thousand (num) bin
  • three (num) üç
  • through (adv) arasından, içinden; ortasından, bir yandan öbür yana
  • through (prep) -in içinden, -den geçerek; ile, vasıtasıyla
  • Thursday (n) perşembe
  • ticket (n) bilet; trafik cezası
  • time (n) zaman, vakit
  • tired (adj) yorgun, bitkin
  • title (n) başlık; unvan
  • to (im) -mek, -mak
  • to (prep) -e, -a; -mek için; için
  • today (adv) bugün
  • today (n) bugün
  • together (adv) birlikte, beraber, yan yana
  • toilet (n) tuvalet
  • tomato (n) domates
  • tomorrow (adv) yarın
  • tomorrow (n) yarın
  • tonight (adv) bu gece, bu akşam
  • tonight (n) bu gece, bu akşam
  • too (adv) çok, aşırı; de da
  • tooth (n) diş
  • topic (n) konu, mesele, mevzu
  • tourist (n) turist
  • town (n) kasaba, şehir
  • traffic (n) trafik
  • train (n) tren
  • travel (n) yolculuk, seyahat
  • travel (v) seyahat etmek
  • tree (n) ağaç
  • trip (n) gezi, gezinti, seyahat
  • trousers (n) pantolon
  • true (adj) gerçek, doğru
  • try (v) denemek, çalışmak
  • Tuesday (n) salı
  • turn (n) sıra, değişim, dönüş
  • turn (v) döndürmek, çevirmek, dönmek
  • TV (n) televizyon
  • twelve (num) on iki
  • twenty (num) yirmi
  • twice (adv) iki kere, iki defa
  • two (num) iki
  • type (n) tür, cins
A2 Seviyesi Kelimeler
  • tablet (n) levha
  • talk (n) konuşma, görüş
  • target (n) hedef, nişan, amaç
  • task (n) görev, iş, külfet
  • taste (n) tat, lezzet, zevk
  • taste (v) tatmak, tadına bakmak
  • teaching (n) öğretim, öğretmenlik
  • technology (n) teknoloji
  • teenage (adj) genç, ergen
  • temperature (n) sıcaklık derecesi, ısı
  • term (n) dönem; terim; koşul
  • text (v) yazılı ileti göndermek
  • themselves (pron) kendileri, kendilerine, kendilerini
  • thick (adj) kalın
  • thief (n) hırsız
  • thin (adj) ince, zayıf
  • thinking (n) düşünce, düşünme
  • third (n) üçte bir
  • thought (n) düşünce
  • throw (v) atmak, fırlatmak
  • tidy (adj) düzenli, tertipli, derli toplu
  • tidy (v) toplamak, düzenlemek
  • tie (n) kravat; bağ
  • tie (v) düğümlemek, bağlamak
  • tip (n) bahşiş, ipucu, uç
  • tool (n) alet, takım
  • top (adj) en üst, en iyi
  • top (n) üst, tepe
  • touch (v) dokunmak, ellemek, değmek, etkilemek
  • tour (n) gezi
  • tourism (n) turizm
  • towards (prep) -e dogru, yönünde, -e karsı
  • towel (n) havlu
  • tower (n) kule
  • toy (adj) oyuncak
  • toy (n) oyuncak
  • track (n) iz, patika, koşu yolu
  • tradition (n) gelenek, görenek
  • traditional (adj) geleneksel
  • train (v) eğitmek
  • trainer (n) egitici, antrenör
  • training (n) eğitim, idman
  • transport (n) nakil, taşıma
  • traveller (n) yolcu, gezgin
  • trouble (n) sorun
  • truck (n) kamyon
  • twin (adj) ikiz
  • twin (n) ikiz
  • typical (adj) karakteristik, tipik
B1 Seviyesi Kelimeler
  • tail (n) kuyruk
  • talent (n) marifet, yetenek, kabiliyet
  • talented (adj) becerikli
  • tape (n) kaset, bant, şerit
  • tax (n) vergi
  • tax (v) vergilendirmek, vergi koymak
  • technical (adj) teknik
  • technique (n) teknik, yöntem, usul
  • tend (v) yönelmek, eğiliminde olmak
  • tent (n) çadır
  • that (adv) o kadar; bu kadar; bu denli
  • theirs (pron) onlarınki, onların
  • theme (n) tema, konu
  • theory (n) kuram, teori
  • therefore (adv) bu nedenle, bundan dolayı
  • this (adv) bu kadar, şu kadar (ebat, miktar, durum vs. ifade etmede)
  • though (adv) ancak, mamafih
  • though (conj) -e rağmen, ise de, gerçi, olduğu halde, karşın
  • throat (n) boğaz
  • throughout (adv) boyunca, süresince, her yerinde, her tarafında
  • throughout (prep) …nın her yerinde, …nın her tarafında, … boyunca, … süresince, …nın her anında
  • tight (adj) sıkı, dar, gergin
  • till (conj) -e kadar
  • till (prep) -e kadar
  • tin (n) teneke kutu
  • tiny (adj) minicik, ufacık
  • tip (v) bahşiş vermek, eğmek
  • toe (n) ayak parmağı
  • tongue (n) dil
  • total (adj) toplam, tam
  • total (n) toplam, tutar
  • totally (adv) bütün bütün, bütün olarak, tamamen
  • touch (n) dokunma, temas
  • tour (v) gezmek, dolaşmak
  • trade (n) ticaret, iş, alım satım
  • trade (v) ticaret yapmak, takas etmek
  • translate (v) tercüme etmek, çevirmek, dönüştürmek
  • translation (n) çevirmen, tercüman
  • transport (v) taşımak, nakletmek
  • treat (v) davranmak, tedavi etmek
  • treatment (n) tedavi, davranış
  • trend (n) eğilim, yön, gidiş
  • trick (n) hile, numara, oyun
  • trick (v) aldatmak, kandırmak
  • truth (n) gerçek, hakikat, doğruluk
  • tube (n) tüp, metro, tünel, boru
  • type (v) (daktilo, bilgisayar, telefon ile) yazmak
  • typically (adv) tipik olarak
  • tyre (n) lastik
B2 Seviyesi Kelimeler
  • tackle (v) çaresine bakmak, ele almak, çözmek
  • tag (n) etiket
  • tag (v) etiketlemek
  • tale (n) masal, öykü, hikâye
  • tank (n) depo, tank
  • tap (n) musluk
  • tap (v) takırdatmak
  • target (v) hedeflemek
  • tear (n) göz yaşı
  • tear (v) yırtmak
  • technological (adj) teknolojik
  • teens (n) 13-19 arası yaş dönemi; ergenlik dönemi
  • temple (n) tapınak, şakak
  • temporarily (adv) geçici olarak
  • temporary (adj) geçici
  • tendency (n) eğilim, meyil
  • tension (n) gerilim, gerginlik
  • term (v) adlandırmak, tanımlamak
  • terminal (n) terminal
  • terms (n) şartlar, konular, koşullar
  • terribly (adv) son derece, berbat bir şekilde, aşırı, çok, korkunç derecede
  • terrify (v) dehşete düşürmek, çok korkutmak
  • territory (n) arazi, bölge, toprak
  • terror (n) terör, dehşet
  • terrorism (n) terörizm, terör
  • terrorist (n) terörist
  • testing (n) deneme, test
  • textbook (n) ders kitabı
  • theft (n) hırsızlık
  • therapist (n) terapist
  • therapy (n) iyileştirme, tedavi
  • thesis (n) tez, sav, önerme, araştırma
  • thorough (adj) tam, eksiksiz, kusursuz, bütün
  • thoroughly (adv) tamamen, adamakıllı, iyice
  • threat (n) korkutma, tehdit, gözdağı
  • threaten (v) tehdit etmek, gözünü korkutmak
  • thumb (n) başparmak
  • thus (adv) böylece, bu sonuçla
  • time (v) zamanlamak, süre tutmak, hızını ölçmek
  • timing (n) zamanlama
  • tissue (n) doku, ince kumaş, ince kâğıt
  • title (v) isimlendirmek
  • ton (n) ton
  • tone (n) ton, üslup
  • tonne (n) ton
  • tough (adj) sert, sağlam, zorlu, çetin, dayanıklı, zor
  • tournament (n) turnuva
  • trace (v) izlemek, izinden gitmek, takip etmek
  • track (v) takip etmek, izlemek
  • trading (n) ticaret, alışveriş
  • tragedy (n) trajedi, facia, felaket, dram
  • tragic (adj) acıklı, üzücü
  • trait (n) özellik, kişisel özellik
  • transfer (n) transfer
  • transfer (v) iletmek, transfer etmek, aktarmak
  • transform (v) dönüşmek, dönüştürmek, haline gelmek
  • transition (n) geçiş, değişim
  • transmit (v) iletmek, nakletmek, geçmek.
  • transportation (n) taşınma
  • trap (n) tuzak, kapan
  • trap (v) tuzağa düşürmek, kapana kıstırmak
  • treasure (n) hazine, define, servet
  • trial (n) deneme, mahkeme, duruşma
  • tribe (n) kabile, aşiret
  • trigger (v) başlatmak, neden olmak, tetiklemek
  • trillion (num) trilyon
  • trip (v) çelme takmak, sendelemek
  • troop (n) askeri birlik, bölük
  • tropical (adj) tropikal, çok sıcak
  • trouble (v) canını sıkmak, sıkıntı vermek
  • truly (adv) gerçekten, tam anlamıyla
  • trust (n) güven
  • trust (v) güvenmek, inancı olmak, itimat etmek
  • try (n) deneme, teşebbüs
  • tsunami (n) tsunami
  • tune (n) ezgi, melodi
  • tunnel (n) tünel
C1 Seviyesi Kelimeler
  • tackle (n) donatım, teçhizat; (spor) ikili mücadele
  • tactic (n) yöntem
  • tactical (adj) taktikle ilgili
  • taxpayer (n) vergi veren kişi
  • tempt (v) baştan çıkarmak, ayartmak, özendirmek, teşvik etmek
  • tenant (n) kiracı
  • tender (adj) hassas, yumuşak
  • tenure (n) kullanma hakkı, önemli görev / memuriyet süresi
  • terminal (adj) son, uç, dönem sonuna ait, terminal
  • terminate (v) feshetmek; yok etmek
  • terrain (n) yer, arazi, bölge
  • terrific (adj) müthiş, olağanüstü, korkunç, şahane, mükemmel
  • testify (v) şahitlik etmek, doğrulamak, tanıklık etmek
  • testimony (n) şahitlik, tanıklık, ifade verme
  • texture (n) doku, yapı
  • thankfully (adv) çok şükür ki…!, ne mutlu ki …!
  • theatrical (adj) tiyatroya ilişkin / özgü
  • theology (n) ilahiyat
  • theoretical (adj) teorik, kuramsal
  • thereafter (adv) ondan sonra, sonra
  • thereby (adv) böylece, bu yüzden, bu nedenle
  • thought-provoking (adj) düşünmeye sevkeden; düşündüren
  • thoughtful (adj) düşünceli, nazik
  • thread (n) iplik, tel, lif
  • threshold (n) eşik, giriş, ilk basamak
  • thrilled (adj) heyecanlı
  • thrive (v) gelismek, serpilmek, ilerleme kaydetmek, büyümek
  • tide (n) cereyan, gelgit, met cezir
  • tighten (v) sıkılaştırmak, sıkmak, sıkılmak
  • timber (n) kereste, kerestelik ağaç
  • timely (adj) zamanında olan
  • tobacco (n) tütün
  • tolerance (n) hoşgörü
  • tolerate (v) hoş görmek, tahammül etmek, katlanmak
  • toll (n) geçiş ücreti
  • top (v) en üstte olmak
  • torture (n) işkence
  • torture (v) işkence yapmak
  • toss (v) atmak, fırlatmak
  • total (v) tutmak (toplam)
  • toxic (adj) zehirli, toksik
  • trace (n) iz, belirti
  • trademark (n) tüccar
  • trail (n) patika, iz
  • trail (v) takip etmek
  • trailer (n) treyler, karavan
  • transaction (n) işlem, muamele, alakadar olmak
  • transcript (n) yazılı kopya, suret
  • transformation (n) dönüşüm, değişim
  • transit (n) geçmek
  • transmission (n) yayınlama, iletme
  • transparency (n) slayt, diyapozitif
  • transparent (adj) şeffaf, saydam, transparan
  • trauma (n) travma, şok
  • treaty (n) antlaşma, mukavele
  • tremendous (adj) kocaman, koskocaman, çok büyük
  • tribal (adj) kabile ile ilgili; kabileye ait
  • tribunal (n) mahkeme
  • tribute (n) övgü, takdir
  • trigger (n) tetik
  • trio (n) üçlü grup
  • triumph (n) zafer, başarı, utku, galibiyet
  • trophy (n) ödül, kupa
  • troubled (adj) sıkıntılı, belalı
  • trustee (n) emanetçi, yeddi emin, mutemet
  • tuition (n) okul parası, ders ücreti
  • turnout (n) katılanlar, toplananlar, katılımcılar
  • turnover (n) devirme, devir, devrilme
  • twist (n) burkma, bükme, çevirme, döndürme
  • twist (v) döndürmek, kıvırmak, bükmek, dolamak