Kategoriler
The Oxford 5000

Oxford English O Harfi İle Başlayan Kelimeler

Oxford 5000
O Harfi İle Başlayan Kelimeler
A1 Seviyesi Kelimeler
  • o’clock (adv) saat
  • object (n) nesne, cisim, eşya
  • October (n) ekim (ay)
  • of (prep) …nın / nin; bir şeye birine ilişkin / ait olmayı belirtir
  • off (adv) uzakta, kapalı
  • off (prep) -den uzak, kapalı
  • office (n) iş yeri, büro
  • often (adv) sık sık, çoğu zaman
  • oh (excl) ha, ey
  • OK (adj) iyi, güzel, uygun
  • OK (adv) yolunda, uygun
  • OK (excl) olur, okey, iyi
  • old (adj) yaşlı; eski
  • on (adv) devamlı; süren / devam eden eylem ve olayları belirtmede
  • on (prep) -de, -deki; üzerine, hakkında; -den sonra
  • once (adv) bir defa, bir kere; bir zamanlar, eskiden
  • one (det) bir, biri, tek, yalnız
  • one (num) bir
  • one (pron) bir şey, biri, kişi
  • onion (n) soğan
  • online (adj) online
  • online (adv) internete bağlı
  • only (adj) bir tek, yalnızca, sadece
  • only (adv) yalnız, sadece
  • open (adj) açık; dürüst
  • open (v) açmak
  • opinion (n) fikir, düşünce, kanı, görüş
  • opposite (adj) ters, karşıt; muhalif
  • opposite (adv) karşıda, karşı karşıya, karşısında
  • opposite (n) muhalif, öteki, zıt
  • opposite (prep) karşısında
  • or (conj) ya da, veya; aksi takdirde, yoksa
  • orange (adj) turuncu
  • orange (n) portakal, turuncu
  • order (n) sıra, düzen; emir; sipariş
  • order (v) emretmek; sipariş vermek
  • other (adj) diğer, başka, öbür
  • other (pron) diğeri, ötekine
  • our (det) bizim, bizlerin
  • out (adv) dışarı, dışarıya, dışarda
  • out (prep) dışarı, dışarıda
  • outside (adv) dışarıya, dışarıda, dışında
  • over (adv) …dan fazla, …nın üzerinde, …nın üstünde, sona ermiş
  • over (prep) üstün, üstünde, üzerinde
  • own (adj) kendi, kendisine ait, özel
  • own (pron) kendi, kendisinin
A2 Seviyesi Kelimeler
  • ocean (n) okyanus, derya
  • offer (n) teklif, öneri, sunma
  • offer (v) teklif etmek, sunmak
  • officer (n) memur, görevli, polis, subay
  • oil (n) sıvı yağ; petrol
  • onto (prep) -e, -a (üzerine doğru)
  • opportunity (n) fırsat, uygun durum, şans
  • option (n) seçenek
  • ordinary (adj) olağan, sıradan
  • organization (n) organizasyon, örgüt, örgütlenme, teşkilat, kuruluş
  • organize (v) planlamak, düzenlemek, kurmak
  • original (adj) gerçek, asıl, özgün, ilk
  • ourselves (pron) kendimizi, kendimize, biz, kendimiz
  • outside (adj) dış, dışarda
  • outside (n) dışı, dış yüzeyi
  • outside (prep) dışarda, dışında
  • oven (n) fırın
  • own (v) sahip olmak
  • owner (n) sahip, mal sahibi
B1 Seviyesi Kelimeler
  • obvious (adj) açık, besbelli, apaçık, belli, aşikâr
  • obviously (adv) apaçık, belli ki, açıkça
  • occasion (n) fırsat, ortam, durum
  • occur (v) çıkmak, ortaya çıkmak, oluşmak, meydana gelmek, olmak
  • odd (adj) tuhaf, alışılmamış; tek
  • official (adj) resmi
  • old-fashioned (adj) eski moda
  • once (conj) -den sonra
  • operation (n) cerrahi müdahale, operasyon, ameliyat, işletme
  • organized (adj) düzenli, planlı
  • organizer (n) düzenleyici
  • original (n) ilk, asıl, eski, orijinal
  • originally (adv) aslen, aslında, orijinal olarak, başlangıçta
  • ought (mv) …malı / meli; yapılması gereken doğru ve en iyi olanı söylemek / istemek için kullanılır
  • ours (pron) bizimki, bizimkiler
  • outdoor (adj) açık havada yapılan, dışarıda
  • outdoors (adv) dışarda, açık havada
B2 Seviyesi Kelimeler
  • obesity (n) şişmanlık, aşırı şişmanlık
  • obey (v) itaat etmek, uymak, dinlemek
  • object (v) itiraz etmek, karşı çıkmak
  • objective (adj) objektif, tarafsız, nesnel
  • objective (n) amaç, hedef
  • obligation (n) minnet, zorunluluk, yükümlülük
  • observation (n) gözlem
  • observe (v) görmek, gözetlemek, gözlemek
  • observer (n) gözlemci
  • obstacle (n) engel, mani
  • obtain (v) sağlamak, elde etmek, edinmek
  • occasionally (adv) ara sıra, bazen
  • occupation (n) uğraş, iş, meşguliyet, meslek, işgal
  • occupy (v) tutmak, işgal etmek, meşgul etmek
  • offence (n) suç, kabahat, gücendirme, saldırı, tecavüz
  • offend (v) incitmek, kırmak, rencide etmek
  • offender (n) suçlu, suç işleyen kimse
  • offensive (adj) saldıran, saldırgan, hakaret eden, onur kırıcı, ağır
  • official (n) memur, yetkili
  • ongoing (adj) devam eden, süren, devamlı, sürekli, aralıksız
  • opening (n) delik, başlangıç, açılış
  • openly (adv) açıkça
  • opera (n) opera
  • operate (v) işletmek, çalıştırmak, ameliyat yapmak, çalışmak, etki etmek
  • operator (n) operatör, santral, şirket
  • opponent (n) aleyhtar, düşman, rakip, muhalif
  • oppose (v) karşı koymak, karşı çıkmak
  • opposed (adj) karşı
  • opposition (n) muhalefet, itiraz
  • optimistic (adj) iyimser
  • orchestra (n) orkestra
  • organ (n) organ
  • organic (adj) organik, yapısal, bedensel, doğal
  • origin (n) kök, köken, başlangıç
  • otherwise (adv) -ın dışında, -den farklı
  • outcome (n) sonuç, son
  • outer (adj) dış, dıştaki, harici
  • outfit (n) (belirli amaçlar için) giysiler, elbiseler; takım, ekip, grup, kuruluş, şirket, teşkilat
  • outline (n) ana hat
  • outline (v) ana hatlarıyla belirtmek
  • output (n) çıktı, çıkış gücü, verim, üretim, ürün
  • outstanding (adj) göze çarpan, seçkin, önde gelen
  • overall (adj) hepsi, tümü, tam, toplam; genel olarak, etraflı
  • overall (adv) genel olarak
  • overcome (v) yenmek, üstesinden gelmek, başa çıkmak
  • overnight (adv) bir gecede
  • overseas (adj) yabancı, dış ülkeden gelen
  • overseas (adv) denizaşırı, yurt dışı, başka bir ülkeden
  • owe (v) borçlu olmak, minnettar olmak
  • ownership (n) sahiplik, mülkiyet
  • oxygen (n) oksijen
C1 Seviyesi Kelimeler
  • objection (n) itiraz, karşı çıkma
  • oblige (v) zorunda bırakmak, mecbur etmek
  • obsess (v) aklına takılmak
  • obsession (n) takıntı, saplantı, sabit fikir
  • occasional (adj) ara sıra olan, seyrek
  • occurrence (n) olay, meydana gelme
  • odds (n) ihtimal, şans
  • offering (n) öneri, teklif
  • offspring (n) evlat, yavru, döl, çocuk, ürün
  • operational (adj) işler halde, faal
  • opt (v) seçmek, karar kılmak
  • optical (adj) görme ile ilgili
  • optimism (n) iyimserlik
  • oral (adj) ağız, ağızla ilgili
  • organizational (adj) örgütsel, kurumsal
  • orientation (n) oryantasyon, uyum sağlama
  • originate (v) kaynaklanmak, meydana gelmek, başlamak, -de ortaya çıkmak
  • outbreak (n) patlak verme, salgın, isyan, başlangıç
  • outing (n) harcamalar, giderler, harcama
  • outlet (n) satış mağazası, çıkış yeri, ağız, eser, çalışma, görev
  • outlook (n) hayata bakış, görünüm, görünüş, görüntü
  • outrage (n) hiddet, zulüm
  • outrage (v) hakaret etmek, kırmak, kötü davranmak, öfkelenmek
  • outsider (n) yabancı
  • overlook (v) görmemezlikten gelmek, gözden kaçırmak, göz ardı etmek
  • overly (adv) aşırı derecede
  • oversee (v) denetlemek, gözetmek
  • overturn (v) devirmek, alt üst etmek
  • overwhelm (v) etkisi altına almak, alt etmek, ezmek, boğmak
  • overwhelming (adj) ezici, karşı konulamaz