Kategoriler
The Oxford 5000

Oxford English L Harfi İle Başlayan Kelimeler

Oxford 5000
L Harfi İle Başlayan Kelimeler
A1 Seviyesi Kelimeler
  • land (n) arazi, toprak, kara; ülke
  • language (n) lisan, dil
  • large (adj) büyük, geniş, kocaman
  • last (det) geçen, önceki
  • late (adj) geç; son, sonları; rahmetli
  • late (adv) son zamanlarda, geç
  • later (adv) daha sonra
  • laugh (n) gülüş, kahkaha
  • laugh (v) gülmek
  • learn (v) öğrenmek
  • leave (v) ayrılmak, terk etmek; bırakmak, yanına almamak
  • left (adj) sol, soldaki; arta kalan
  • left (adv) sola doğru, sol tarafta
  • left (n) sol taraf
  • leg (n) bacak
  • lesson (n) ders
  • let (v) bırakmak, izin vermek
  • letter (n) harf, mektup
  • library (n) kütüphane
  • lie 1 (v) yatmak, uzanmak
  • life (n) yaşam, hayat
  • light (adj) hafif; açık (renk)
  • light (n) ışık, lamba; ateş
  • like (prep) benzer, gibi
  • like (v) hoşlanmak, sevmek
  • line (n) çizgi, hat, sıra
  • lion (n) aslan
  • list (n) liste
  • list (v) listelemek
  • listen (v) dinlemek, kulak vermek
  • little (adj) azıcık, küçük
  • little (det) az
  • little (pron) biraz, az şey
  • live (v) yaşamak, ikamet etmek
  • local (adj) yerel, yöresel, yerli
  • long (adj) uzun
  • long (adv) uzun süre, epey zaman
  • look (v) bakmak; …gibi görünmek
  • lose (v) kaybetmek
  • lot (adv) çok fazla, çok sık
  • lot (det) birçok, çok
  • lot (pron) birçok, çok
  • love (n) aşk, sevgi
  • love (v) sevmek, aşık olmak
  • lunch (n) öğle yemeği
A2 Seviyesi Kelimeler
  • lab (n) laboratuvar
  • lady (n) hanım efendi
  • lake (n) göl
  • lamp (n) lamba, fener
  • land (v) (uçak) inmek, karaya çıkmak
  • laptop (n) diz üstü bilgisayar
  • last (adv) son olarak, son kez
  • last (n) son
  • last (v) sürmek, devam etmek
  • later (adj) daha sonra, en son
  • laughter (n) kahkaha
  • law (n) yasa, kanun; hukuk
  • lawyer (n) avukat
  • lazy (adj) tembel, uyuşuk
  • lead (v) başında olmak, yol göstermek, öncülük etmek, götürmek
  • leader (n) önder, lider
  • learning (n) öğrenme, öğrenim
  • least (adv) en az derece, en az
  • least (det) en az
  • least (pron) en az
  • lecture (n) konferans, ders; öğüt
  • lecture (v) konferans vermek; öğüt vermek
  • lemon (n) limon
  • lend (v) ödünç vermek
  • less (adv) daha az
  • less (det) daha da az
  • less (pron) daha az
  • level (n) seviye, düzey
  • lifestyle (n) yaşam tarzı
  • lift (n) asansör; yükselme
  • lift (v) kaldırmak, aşırmak, yükseltmek
  • light (v) hafif, açık
  • likely (adj) muhtemel, olası
  • link (n) bağlantı, hat
  • link (v) bağlamak, birleştirmek
  • listener (n) dinleyici
  • little (adv) azıcık, az miktar
  • lock (n) kilit
  • lock (v) kilitlemek
  • look (n) bakış; görünüş
  • lorry (n) kamyon
  • lost (adj) kayıp, kaybolmuş; ne yapacağını bilmeyen
  • loud (adj) yüksek sesli, gürültülü
  • loud (adv) yüksek sesle, gürültüyle
  • loudly (adv) gürültüyle
  • lovely (adj) hoş, güzel, çekici, sevecen
  • low (adj) düşük, alçak, az
  • low (adv) düşük, alçak, aşağıda, aşağıya
  • luck (n) şans, talih
  • lucky (adj) şanslı, talihli
B1 Seviyesi Kelimeler
  • label (n) etiket
  • label (v) etiketlemek, etiket yapıştırmak
  • laboratory (n) laboratuvar
  • lack (n) eksiklik, noksan, yokluk
  • lack (v) yoksun olmak
  • latest (adj) en son, en yeni, en geç
  • lay (v) koymak, yerleştirmek, sermek
  • layer (n) tabaka, katman
  • lead (n) önderlik; kurşun
  • leading (adj) önde gelen, önemli
  • leaf (n) yaprak, sayfa
  • leather (n) deri
  • legal (adj) yasal, hukuk, kanuni
  • leisure (n) boş vakit, uygun zaman
  • length (n) uzunluk, boy, süre
  • level (adj) düz, yatay, seviyeli
  • lie (n) yalan, aslı astarı olmayan söz / yazı
  • lie 2 (v) yalan söylemek, kandırmak
  • like (n) benzeri, benzerini, böyle / öyle bir şey
  • limit (n) sınır
  • limit (v) kısıtlamak, sınırlandırmak
  • lip (n) dudak
  • liquid (adj) sıvı, akıcı
  • liquid (n) sıvı, akıcı
  • literature (n) yazın, edebiyat, literatür
  • live (adj) canlı, yaşayan
  • live (adv) naklen, canlı
  • living (adj) canlı, yaşayan
  • living (n) kazanç, geçim, yaşam
  • local (n) yerli
  • locate (v) yerini belirlemek, yerleşmek, oturmak
  • located (adj) bulunan, saptanan, konumlanmış
  • location (n) yer, konum
  • lonely (adj) yalnız, ıssız, yapayalnız
  • loss (n) kayıp, kaybetme, zarar
  • luxury (adj) lüks yaşayan
  • luxury (n) lüks, konfor
B2 Seviyesi Kelimeler
  • labour (n) çalışma, iş, emek, hizmet, işgücü
  • ladder (n) merdiven
  • landing (n) iniş, karaya çıkma
  • landscape (n) manzara
  • lane (n) patika, keçi yolu, dar yol, serit
  • largely (adv) büyük ölçüde
  • lately (adv) son zamanlarda
  • latest (n) en sonuncu, en yenisi, en geç
  • launch (n) başlangıç
  • launch (v) başlatmak, girişmek, fırlatmak
  • leadership (n) liderlik, önderlik
  • leaflet (n) kitapçık, broşür
  • league (n) küme, lig
  • lean (v) yaslanmak, dayamak
  • leave (n) izin, dinlenme
  • legend (n) efsane, destan
  • lens (n) mercek, büyüteç
  • level (v) düzleştirmek, yıkmak
  • licence (n) lisans, ruhsat, ehliyet
  • lifetime (n) yaşam süresi
  • lighting (n) ışıklandırma, aydınlatma, şimşek, yıldırım
  • likewise (adv) ayni şekilde
  • limitation (n) sınırlama, kısıtlama
  • limited (adj) sınırlı
  • line (v) yana yana dizilmek, bir hizada olmak, hat oluşturmak
  • literally (adv) kelimenin tam anlamıyla
  • literary (adj) bilgili, okuryazar, edebi
  • litre (n) litre
  • litter (n) çöp, döküntü, sedye, tahtırevan
  • lively (adj) canlı, hareketli, neşeli
  • load (n) yük
  • load (v) yüklemek, doldurmak, yük olmak
  • loan (n) ödünç verilen şey, borç, ödünç para, kredi
  • logical (adj) mantıklı
  • logo (n) amblem, arma, sembol
  • long-term (adj) uzun vadeli
  • long-term (adv) uzun bir süre boyunca
  • loose (adj) gevşek, bol, serbest
  • lord (n) lord, mal sahibi; tanrı
  • lottery (n) piyango
  • low (n) en düşük düzey/seviye; alt seviye/düzey
  • lower (v) indirmek, azaltmak
  • loyal (adj) sadık, vefalı, bağlı
  • lung (n) akciğer, ciğer
  • lyric (n) lirik şiir
C1 Seviyesi Kelimeler
  • lad (n) erkek çocuk, delikanlı
  • landlord (n) ev sahibi
  • landmark (n) dönüm noktası
  • lap (n) süre, ara
  • large-scale (adj) büyük ölçekte / ölçüde / çapta / çaplı
  • laser (n) lazer
  • latter (adj) ikinci, son
  • latter (n) ikincisi, sonuncusu
  • lawn (n) çimenlik
  • lawsuit (n) dava
  • layout (n) düzenleme, düzen, plan
  • leak (n) sızıntı, kaçak
  • leak (v) sızmak, kaçak yapmak, akmak
  • leap (n) ani / beklenmedik gelişme / artış; hamle, sıçrama, uzun atlama
  • leap (v) sıçramak, hoplamak, zıplamak
  • legacy (n) kalıt, miras
  • legendary (adj) efsanevi
  • legislation (n) yasalar, yasama, yasama, kanun yapma, mevzuat
  • legislative (adj) yasamayla ilgili
  • legislature (n) yasama meclisi
  • legitimate (adj) yasal, meşru, mantıklı
  • lengthy (adj) uzun, ayrıntılı
  • lesbian (adj) lezbiyen
  • lesser (adj) daha az
  • lethal (adj) öldürücü
  • liable (adj) sorumlu, olası, mesul
  • liberal (adj) geniş görüşlü, liberal, özgür düsünceli
  • liberal (n) liberal düşünceyi benimseyen kişi
  • liberation (n) serbest bırakma
  • liberty (n) özgürlük, hürriyet
  • license (v) izin / ruhsat / yetki vermek
  • lifelong (adj) ömür boyu süren
  • likelihood (n) olasılık, ihtimal
  • limb (n) uzuv, kol, bacak
  • line-up (n) sıralanma (askerlikte), takım, ekip
  • linear (adj) çizgisel, doğrusal
  • linger (v) uzun süre kalmak, oyalanmak
  • listing (n) listeleme
  • literacy (n) okuryazarlık, edebi kültür
  • liver (n) karaciğer
  • lobby (n) lobi, giriş
  • lobby (v) kulis yapmak
  • log (n) kütük, tomruk, parakete, odun
  • log (v) günlük tutmak; ağaç kesmek
  • logic (n) mantık
  • long-standing (adj) epeydir devam eden
  • long-time (adj) uzun zaman, uzun süre
  • loom (v) ortaya çıkmak
  • loop (n) ilmik, ilmek, halka
  • loyalty (n) bağlılık, sadakat