İçeriğe atla
I Harfi İle Başlayan Kelimeler
A1 Seviyesi Kelimeler
- I (pron) (zamir) ben
- ice (n) buz
- ice cream (n) dondurma
- idea (n) fikir
- if (conj) eğer…-se/-sa, şayet…-se/sa
- imagine (v) hayal etmek, sanmak
- important (adj) önemli, gerekli
- improve (v) gelişmek, ilerlemek
- in (adv) içeri, içeri doğru
- in (prep) -de, -deki; açısından; içerisinde; -e, -a
- include (v) içermek
- information (n) bilgi
- interest (n) ilgi, faiz, çıkar
- interest (v) ilgisini çekmek
- interested (adj) ilgili, meraklı
- interesting (adj) ilginç, ilgi çekici
- internet (n) internet
- interview (n) görüşme, röportaj, mülakat
- interview (v) görüşmek, röportaj yapmak
- into (prep) -e , – a (içine doğru)
- introduce (v) ortaya koymak, tanıştırmak
- island (n) ada
- it (pron) o, onu; bahsedilen nesne, durum veya fikre atıfta bulunmada kullanılır
- its (det) onun, kendi, onunki
A2 Seviyesi Kelimeler
- ideal (adj) uygun, ideal
- identify (v) tanımlamak, saptamak
- ill (adj) hasta, kötü
- illness (n) hastalık
- image (n) görüntü, şekil
- immediately (adv) hemen, aniden, derhal
- impossible (adj) imkânsız
- included (adj) dahil, içine alan
- including (prep) içeren, dahil eden, dahil
- increase (n) artış
- increase (v) artmak, arttırmak
- incredible (adj) inanılmaz
- independent (adj) bağımsız
- individual (adj) bireysel
- individual (n) birey
- industry (n) sanayi
- informal (adj) gayri resmi
- injury (n) yaralanma, sakatlanma
- insect (n) böcek
- inside (adj) iç
- inside (adv) içeriye, içeriye doğru
- inside (n) içi, iç taraf
- inside (prep) içerisinde
- instead (adv) …ın / in yerine
- instruction (n) talimat, öğretim
- instructor (n) öğretmen, eğitmen
- instrument (n) alet, enstrüman, vasıta
- intelligent (adj) zeki, akıllı
- international (adj) uluslararası
- introduction (n) tanıtım, başlangıç
- invent (v) icat etmek
- invention (n) icat
- invitation (n) davet
- invite (v) davet etmek, çağırmak; neden olmak
- involve (v) içermek; gerektirmek
- item (n) madde, parça
- itself (pron) kendi, kendisi, kendisini
B1 Seviyesi Kelimeler
- identity (n) kimlik
- ignore (v) göz ardı etmek, yok saymak
- illegal (adj) yasa dışı
- imaginary (adj) hayali, düşsel
- immediate (adj) ani
- immigrant (n) göçmen
- impact (n) etki; darbe, çarpma
- impact (v) etkilemek
- import (n) ithalat
- import (v) ithal etmek
- importance (n) önem
- impression (n) izlenim, etki
- impressive (adj) etkileyici
- improvement (n) gelişme, ilerleme
- incredibly (adv) son derece, inanılması güç
- indeed (adv) aslında, gerçekten
- indicate (v) göstermek, işaret etmek
- indirect (adj) dolaylı
- indoor (adj) bina içi, kapalı
- indoors (adv) içeride, kapalı mekanda
- influence (n) etki
- influence (v) etkilemek
- ingredient (n) muhteva, içerik
- injure (v) yaralamak, incitmek
- injured (adj) yaralı
- innocent (adj) masum, suçsuz
- intelligence (n) akıl, zekâ; istihbarat
- intend (v) niyet etmek, amaçlamak
- intention (n) niyet, amaç
- invest (v) yatırım yapmak
- investigate (v) araştırmak
- involved (adj) alakalı, ilgili
- iron (n) ütü; demir
- iron (v) ütü yapmak
- issue (n) konu, sorun
- IT (n) bilgi teknolojisi, bilgiyi depolamak ve göndermek için bilgisayar ve diğer elektronik aletlerin kullanımı
B2 Seviyesi Kelimeler
- icon (n) (bilgisayar) simge, imge, (kişi, şey) sembol, idol
- ID (n) kimlik
- ideal (n) ülkü, inanç, ilke, ideal
- identical (adj) aynı, birebir aynı
- illusion (n) göz aldanması
- illustrate (v) örneklerle anlatmak, resimlemek
- illustration (n) resim, örnekleme
- imagination (n) hayal, zihin
- immigration (n) göç
- immune (adj) bağışık, etkilenmeyen
- impatient (adj) sabırsız
- implement (v) uygulamak
- implication (n) ima, çıkarım
- imply (v) ima etmek, anlamına gelmek
- impose (v) yürürlüğe koymak, dayatmak
- impress (v) etkilemek
- impressed (adj) etkilenmiş
- incentive (n) teşvik
- inch (n) inç
- incident (n) olay
- income (n) gelir
- incorporate (v) birleştirmek, içermek
- incorrect (adj) yanlış, hatalı
- increasingly (adv) artarak, giderek
- independence (n) bağımsızlık
- index (n) dizin, gösterge
- indication (n) belirti, işaret, iz, alamet
- industrial (adj) endüstriyel
- inevitable (adj) kaçınılmaz
- inevitably (adv) kaçınılmaz şekilde
- infection (n) enfeksiyon, hastalık
- infer (v) sonuç çıkarmak
- inflation (n) enflasyon
- info (n) bilgi, haber, malûmat
- inform (v) haber vermek, bildirmek
- infrastructure (n) alt yapı
- inhabitant (n) oturan kişi, sakin
- inherit (v) mirasa konmak; aileden gelmek
- initial (adj) ilk, başlangıç
- initially (adv) başlangıçta
- initiative (n) girişim, teşebbüs
- ink (n) mürekkep
- inner (adj) iç, dahili, içsel
- innovation (n) yenilik
- innovative (adj) yenilikçi
- input (n) girdi, katkı
- inquiry (n) soruşturma, araştırma
- insert (v) yerleştirmek, eklemek
- insight (n) iç yüzünü anlama
- insist (v) ısrar etmek, diretmek
- inspector (n) müfettiş, denetçi
- inspire (v) ilham vermek
- install (v) kurmak, takmak
- installation (n) kurma
- instance (n) örnek, vaka
- instant (adj) ani, hemen olan
- instantly (adv) hemen, derhal
- institute (n) enstitü, kurum
- institution (n) kurum
- insurance (n) sigorta
- integrate (v) bütünleşmek, birleştirmek
- intellectual (adj) zihinsel, akla dayanan
- intended (adj) kasıtlı, planlanmış
- intense (adj) yoğun
- interact (v) etkileşimde olmak
- interaction (n) etkileşim
- internal (adj) iç
- interpret (v) yorumlamak, çevirmek
- interpretation (n) yorum; çeviri
- interrupt (v) araya girmek
- interval (n) ara, mola
- invade (v) istila etmek
- invasion (n) istila
- investigation (n) araştırma
- investment (n) yatırım
- investor (n) yatırımcı
- isolate (v) soyutlamak, izole etmek
- isolated (adj) izole, ıssız, soyutlanmış
- issue (v) resmen bildirmek; dağıtmak
C1 Seviyesi Kelimeler
- identification (n) tanıma, kimlik
- ideological (adj) ideolojik
- ideology (n) ideoloji
- idiot (n) budala, aptal, salak
- ignorance (n) bilgisizlik, cehalet
- imagery (n) tasvir, betimleme
- immense (adj) büyük, kocaman
- imminent (adj) olması yakın
- implementation (n) uygulama
- imprison (v) hapse atmak
- imprisonment (n) hapsedilme
- inability (n) acizlik, yetersizlik
- inadequate (adj) yetersiz
- inappropriate (adj) uygun olmayan
- incidence (n) meydana gelme sıklığı
- inclined (adj) eğilimli
- inclusion (n) dahil etme, içerme
- incur (v) maruz kalmak
- indicator (n) gösterge, sinyal
- indictment (n) ayıp, kusur, suçlama, (yasal) suçlama, itham
- indigenous (adj) doğal, yerel
- induce (v) ikna etmek, sebep olmak
- indulge (v) isteklerini yerine getirmek, şımartmak, yüz vermek
- inequality (n) eşitsizlik
- infamous (adj) kötü şöhretli
- infant (n) bebek, çocuk
- infect (v) bulaştırmak (hastalık vs)
- inflict (v) acı vermek, yüklemek
- influential (adj) etkili
- inherent (adj) doğasında olan
- inhibit (v) engellemek
- initiate (v) başlatmak
- inject (v) iğne yapmak; eklemek
- injection (n) iğne, enjeksiyon
- injustice (n) haksızlık
- inmate (n) (hapishane) sakin, oda arkadaşı
- insertion (n) ekleme
- insider (n) bir iş / kuruma ait olup hakkında çok şey bilen
- inspect (v) denetlemek
- inspection (n) denetleme, kontrol
- inspiration (n) ilham
- instinct (n) içgüdü
- institutional (adj) kurumsal
- instruct (v) eğitmek; emretmek
- instrumental (adj) enstrümantal
- insufficient (adj) yetersiz
- insult (n) hakaret, aşağılama
- insult (v) hakaret etmek, aşağılamak
- intact (adj) sağlam, bozulmamış
- intake (n) alım, alınan miktar
- integral (adj) tamamlayıcı, ayrılmaz
- integrated (adj) bütünleşmiş
- integration (n) birleştirme
- integrity (n) bütünlük
- intellectual (n) aydın
- intensify (v) yoğunlaştırmak
- intensity (n) yoğunluk
- intensive (adj) yoğun
- intent (n) niyet, amaç
- interactive (adj) etkileşimli
- interface (n) arabirim, arayüz
- interfere (v) araya girmek, bozmak
- interference (n) müdahale, karışma; parazit
- interim (adj) geçici, fani
- interior (adj) iç, dahili
- interior (n) iç kısım
- intermediate (adj) orta seviyede
- intervene (v) araya girmek, bozmak
- intervention (n) müdahale
- intimate (adj) samimi, yakın, kişisel
- intriguing (adj) merak uyandıran, ilgi çekici
- investigator (n) araştırmacı, dedektif, müfettiş
- invisible (adj) görünmez
- invoke (v) …dan / den alıntı yapmak / destek almak / aktarma yapmak
- involvement (n) karışma
- ironic (adj) alaylı, alaycı, kinayeli, cinaslı, ironik
- ironically (adv) alaycı şekilde, şaka yoluyla
- irony (n) tuhaflık, acayiplik, gariplik, garip tesadüf, kaderin bir cilvesi
- irrelevant (adj) ilgisiz, alakasız
- isolation (n) izolasyon, yalnızlık