Kategoriler
The Oxford 5000

Oxford English F Harfi İle Başlayan Kelimeler

Oxford 5000
F Harfi İle Başlayan Kelimeler
A1 Seviyesi Kelimeler
  • face (n) yüz
  • fact (n) gerçek, olgu
  • fall (v) düşmek, inmek
  • false (adj) yanlış, hatalı, sahte
  • family (adj) ailevi
  • family (n) aile, soy
  • famous (adj) ünlü
  • fantastic (adj) harika, düşsel, garip
  • far (adv) uzakta, çok
  • farm (n) çiftlik
  • farmer (n) çiftçi
  • fast (adj) hızlı, çabuk
  • fast (adv) hızlıca, süratle
  • fat (adj) şisman, tombul, iri, kalın
  • father (n) baba
  • favourite (adj) en çok sevilen, favori, çok beğenilen
  • favourite (n) favori
  • February (n) şubat
  • feel (v) hissetmek, duymak; düşünmek
  • feeling (n) duygu, his
  • festival (n) bayram, eğlence
  • few (adj) az, birkaç
  • few (det) (pek az) sayıda, az miktarda, birkaç
  • few (pron) bazıları
  • fifteen (num) on beş
  • fifth (ord num) beşinci
  • fifty (num) elli
  • fill (v) doldurmak
  • film (n) film; zar
  • final (adj) son, en son, sonuncu, nihai
  • find (v) bulmak; anlamak, öğrenmek
  • fine (adj) iyi, hoş
  • finish (v) bitmek, bitirmek, sona ermek
  • fire (n) yangın, ateş
  • first (adv) ilk olarak, ilk defa
  • first (det) ilk, birinci
  • first (ord num) birinci
  • fish (n) balık
  • five (num) beş
  • flat (n) apartman daire, kat
  • flight (n) uçuş
  • floor (n) zemin, yer, kat
  • flower (n) çiçek
  • fly (v) uçmak, uçakla gitmek
  • follow (v) izlemek, takip etmek, uymak
  • food (n) yiyecek, yemek, gıda
  • foot (n) ayak
  • football (n) futbol, futbol topu
  • for (prep) için; -dır, -dir, -lığına
  • forget (v) unutmak, hatırlamamak
  • form (n) biçim, şekil
  • form (v) oluşturmak
  • forty (num) kırk
  • four (num) dört
  • fourteen (num) on dört
  • fourth (ord num) dördüncü
  • free (adj) özgür, serbest; ücretsiz
  • Friday (n) cuma
  • friend (n) arkadaş, dost
  • friendly (adj) arkadasça, dostça, dostane
  • from (prep) -den, -dan, itibaren
  • front (adj) ön, ilk
  • front (n) ön, yüz, cephe
  • fruit (n) meyve, sonuç
  • full (adj) dolu, tam; tok
  • fun (n) zevk, eğlence, şaka
  • funny (adj) komik, eğlenceli
  • future (n) gelecek
A2 Seviyesi Kelimeler
  • factor (n) etken, unsur
  • factory (n) fabrika
  • fail (v) başaramamak, becerememek, başarısız olmak
  • fair (adj) sarışın, fuar, adil, dürüst, açık
  • fall (n) sonbahar
  • fan (n) fanatik, hayran; vantilatör
  • farm (v) çiftçilik yapmak, yetiştirmek
  • farming (n) tarım, çiftçilik
  • fashion (n) moda, adet, tarz, biçim
  • fat (n) yağ
  • fear (n) korku, endişe
  • feature (n) özellik
  • feed (v) beslemek, yiyecek vermek
  • female (adj) dişi, kadın
  • female (n) kadın
  • fiction (n) düş, uydurma, kurgu
  • field (n) tarla, alan, arazi
  • fight (n) kavga, dövüş; savaş
  • fight (v) dövüşmek, savaşmak, kavga etmek
  • figure (n) figür, şekil, vücut yapısı, tip; rakam; şahsiyet
  • film (v) film çekmek, kaplamak
  • final (n) final
  • finally (adv) sonunda, nihayet
  • finger (n) parmak
  • finish (n) varış, bitiş, son
  • first (n) ilk
  • firstly (adv) ilk olarak, birinci olarak
  • fish (v) balık tutmak
  • fishing (n) balık tutma, balıkçılık
  • fit (adj) sağlıklı, zinde, formda, uygun
  • fit (v) uymak, yakışmak
  • fix (v) tamir etmek, yerleştirmek
  • flat (adj) düz, havasız, sıkıcı
  • flu (n) grip
  • fly (n) sinek
  • flying (adj) uçan, uçucu
  • flying (n) köpük
  • focus (n) odak noktası, odak
  • focus (v) odaklamak, bir noktada toplamak, yoğunlaşmak
  • following (adj) takip eden, sonraki
  • foreign (adj) yabancı
  • forest (n) orman
  • fork (n) çatal
  • formal (adj) resmi, kamusal
  • fortunately (adv) şans eseri, neyse ki
  • forward (adv) ileriye doğru
  • free (adv) para ödemeden, ücretsiz olarak, bedava
  • fresh (adj) taze; yeni; serin
  • fridge (n) buzdolabı
  • frog (n) kurbağa
  • fun (adj) eğlenceli, zevkli
  • furniture (n) ev eşyası, mobilya
  • further (adj) ileri; daha çok, başka
  • future (adj) gelecek, istikbal
B1 Seviyesi Kelimeler
  • face (v) karşı karşıya kalmak
  • fairly (adv) oldukça, epey, dosdoğru, adil bir şekilde
  • familiar (adj) tanıdık, aşina, yaygın
  • fancy (adj) süslü, pahalı
  • fancy (v) hayâl etmek, düşlemek, sanmak, istemek
  • far (adj) uzak, ötede
  • fascinating (adj) büyüleyici
  • fashionable (adj) rağbette olan, modaya uygun
  • fasten (v) bağlamak, raptiyelemek, tutturmak
  • favour (n) iyilik, lütuf
  • fear (v) korkmak, endişe etmek
  • feature (v) rol vermek, özellik taşımak
  • fence (n) çit
  • fighting (n) savaşma, muharebe etme, çarpışma
  • file (n) dosya, klasör
  • financial (adj) mali, parasal
  • fire (v) ateş etmek; işten atmak
  • fitness (n) formda olma, zindelik, form
  • fixed (adj) sabit
  • flag (n) bayrak, sancak
  • flood (n) sel, taşkın
  • flood (v) sel basmak, taşmak
  • flour (n) un
  • flow (n) akma, akış
  • flow (v) akmak, dolaşmak, süzülmek, dökülmek
  • fold (v) katlamak, sarmak, dürmek; kapanmak
  • folk (adj) geleneksel halk sanatı / dansı, folklör
  • folk (n) halk, ahali, insanlar
  • following (n) peşinden gitme, hayranı olma, sıkı takipçisi olma; müridi olma
  • force (n) güç, zorlama, kuvvet
  • force (v) zorlamak, mecbur etmek
  • forever (adv) daima, sonsuza dek
  • frame (n) çerçeve, çatı, şasi
  • frame (v) çerçeveye koymak, çerçevelemek
  • freeze (v) donmak, buzlanmak
  • frequently (adv) sık sık, çoğu kez, çoğunlukla
  • friendship (n) arkadaşlık
  • frighten (v) korkutmak, dehşete düşürmek
  • frightened (adj) korkmuş, ürkmüş
  • frightening (adj) korkutucu
  • frozen (adj) donmuş
  • fry (v) kızartmak
  • fuel (n) yakıt, yakacak, benzin
  • function (n) işlev, görev
  • fur (n) kürk, post, kürklü hayvan
  • further (adv) daha ileri, öteye
B2 Seviyesi Kelimeler
  • fabric (n) kumaş, bez, dokuma, doku, yapı
  • fabulous (adj) müthiş, şahane, harika
  • facility (n) yetenek, ustalık, imkân, tesis, olanak
  • failed (adj) başarısız, muvaffakiyetsiz, hayırsız
  • failure (n) başarısızlık
  • faith (n) inanç, güven, iman, sadakat
  • fake (adj) sahte, taklit, uydurma, uyduruk
  • fame (n) şöhret, ün, ad, nam
  • fantasy (n) düş, fantezi, hayal, hayal gücü
  • fare (n) yol parası, bilet ücreti
  • fault (n) hata, yanlış, kabahat, kusur
  • favour (v) desteklemek, tutmak, tercih etmek,
  • feather (n) kuştüyü, tüy
  • federal (adj) birleşik, federal
  • fee (n) ücret
  • feed (n) besin, yem
  • feedback (n) geri besleme, geri bildirim
  • feel (n) (dokunulduğunda) bir şeyin verdiği his, duygu
  • fellow (adj) hemşehri, dost
  • fever (n) ateş (hastalık), humma, hararet
  • figure (v) bir şeyin parçası olmak; hesaplamak
  • file (v) sıralamak, kayda geçirmek
  • finance (n) maliye, finans
  • finance (v) finanse etmek, para sağlamak
  • finding (n) bulgu
  • firefighter (n) itfaiyeci, itfaiye eri
  • firework (n) havai fişek
  • firm (adj) sert, katı, sabit, kesin, sağlam
  • firm (n) şirket
  • firmly (adv) sıkıca
  • fix (n) onarmak
  • flame (n) alev
  • flash (n) ani ışık
  • flash (v) ışık tutmak, aydınlatmak, parlamak, ışıldamak
  • flavour (n) tat, lezzet, çeşni
  • flexible (adj) elastik, esnek, eğilebilir
  • float (v) yüzmek, batmadan yüzmek
  • fold (n) kat
  • folding (adj) katlanabilir, portatif, açılır kapanır
  • following (prep) -den sonra, -i takiben, sonrasında, sonucunda, arkasından
  • fond (adj) düşkün, seven, aşırı, hoş, güzel
  • fool (n) aptal, budala
  • forbid (v) yasaklamak
  • forecast (n) tahmin
  • forecast (v) tahmin etmek
  • forgive (v) affetmek, bağışlamak
  • format (n) biçim, şekil
  • formation (n) oluşma, şekillenme
  • former (adj) önceki, ilk, önceden, eski
  • formerly (adv) eskiden, önceden, vaktiyle
  • fortunate (adj) şanslı, talihli, bahtı açık, kısmetli
  • fortune (n) şans, talih, uğur, kısmet, servet
  • forum (n) forum
  • forward (adj) ileri
  • fossil (n) fosil, taşıl, kalıntı
  • found (v) kurmak
  • foundation (n) kuruluş, tesis, kurum, temel
  • founder (n) kurucu
  • fraction (n) kesir, parça, kesim, küçük miktar
  • fragment (n) parça, kırıntı, bölüm, ufak parça
  • framework (n) iskelet, çatı, yapı, çerçeve
  • fraud (n) hileci, hile
  • free (v) serbest bırakmak, kurtarmak
  • freedom (n) özgürlük, hürriyet
  • freely (adv) serbestçe, özgürce
  • frequency (n) sıklık
  • frequent (adj) alışılmış, sık sık olan
  • fuel (v) desteklemek, güçlendirmek
  • fulfil (v) yerine getirmek, gerçekleştirmek, tamamlamak
  • full-time (adj) tam gün
  • full-time (adv) tam zamanlı olarak
  • fully (adv) tamamen
  • function (v) çalışmak, işlemek
  • fund (n) fon, sermaye, para kaynağı, kaynak, para
  • fund (v) para sağlamak
  • fundamental (adj) esas, temel, ana
  • fundamentally (adv) esasında, temelde
  • funding (n) fon sağlama
  • furious (adj) kızgınlıkla
  • furthermore (adv) ayrıca, bundan başka, üstelik
C1 Seviyesi Kelimeler
  • facilitate (v) kolaylaştırmak, rahatlatmak, hafifletmek
  • faction (n) ayrılıkçılık, hizip, topluluk içinde anlaşmazlık
  • faculty (n) fakülte; yetenek, kabiliyet
  • fade (v) solmak, uçmak, rengi atmak, zayıflamak
  • fairness (n) adil olma, dürüstlük, iyilik, doğruluk, hakkaniyet
  • fatal (adj) öldürücü, ölümcül, ölümle biten
  • fate (n) kader, kısmet, alın yazısı
  • favourable (adj) olumlu, uygun, faydalı
  • feat (n) kahramanlık, olağanüstü başarı, beceri, başarı
  • feminist (adj) feminist
  • feminist (n) kadın haklarını savunma inancı, kadın hakları savunucusu
  • fibre (n) lif
  • fierce (adj) azılı, azgın, sert, kızgın, şiddetli
  • film-maker (n) film yapımcısı
  • filter (n) süzgeç
  • filter (v) süzmek, elemek
  • fine (n) ceza
  • fine (v) ceza vermek
  • firearm (n) ateşli silah, ateş topu
  • fit (n) nöbet, hastalık nöbeti
  • fixture (n) demirbaş, sabit eşya; tesisat, fikstür
  • flaw (n) küsur, defo, hata, eksiklik
  • flawed (adj) defolu, kusurlu
  • flee (v) kaçmak, sıvışmak, tüymek
  • fleet (n) filo, donanma, alay
  • flesh (n) et, vücut, beden
  • flexibility (n) esneklik
  • flourish (v) gelişmek, büyümek
  • fluid (n) sıvı, akışkan
  • footage (n) çekim görüntüsü
  • foreigner (n) yabancı
  • forge (v) sahtesini yapmak, kalpazanlık yapmak, taklit etmek
  • formula (n) yöntem, çözüm, reçete
  • formulate (v) şekillendirmek; açık seçik anlatmak
  • forth (adv) dışarıya, ileri
  • forthcoming (adj) önümüzdeki, gelecek, yaklaşan
  • foster (v) beslemek, büyütmek, bakmak, geliştirmek
  • fragile (adj) kırılgan, çıtkırıldım, kırılabilir, hassas
  • franchise (n) acentelik, bayilik
  • frankly (adv) açıkça, dobra dobra, dürüstçe
  • frustrated (adj) hayal kırıklığına uğramış, öfkelenmiş
  • frustrating (adj) sinir bozucu
  • frustration (n) öfke
  • functional (adj) işlevsel
  • fundraising (n) fon / kaynak oluşturma eylemi
  • funeral (n) cenaze töreni