a (det) : bir |
abandon (v) : terk etmek, bırakmak |
ability (n) : yetenek, kabiliyet |
able (adj) : yapabilir, yetenekli |
abolish (v) : yürürlükten kaldırmak |
abortion (n) : kürtaj |
about (adv) : hakkında |
about (prep) : hakkında, ile ilgili; yaklaşık |
above (adv) : yukarıda |
above (prep) : üzerinde |
abroad (adv) : yurt dışında |
absence (n) : yokluk, var olmama |
absent (adj) : yok, mevcut değil |
absolute (adj) : tam, kesin |
absolutely (adv) : kesinlikle, tamamen |
absorb (v) : emmek, soğurmak |
abstract (adj) : soyut |
absurd (adj) : saçma |
abundance (n) : bolluk |
abuse (n) : suiistimal, kötüye kullanma |
abuse (v) : istismar etmek |
academic (adj) : akademik |
academic (n) : akademik, akademik personel, üniversite hocası |
academy (n) : yüksekokul |
accelerate (v) : hızlandırmak |
accent (n) : aksan, şive |
accept (v) : kabul etmek |
acceptable (adj) : kabul edilebilir |
acceptance (n) : kabul, alma |
access (n) : erişim, ulaşım |
access (v) : erişmek, ulaşmak |
accessible (adj) : ulaşılabilir |
accident (n) : kaza |
accidentally (adv) : kazara, tesadüfen |
accommodate (v) : barındırmak |
accommodation (n) : barınma |
accompany (v) : eşlik etmek |
accomplish (v) : başarmak, tamamlamak |
accomplishment (n) : başarı, tamamlama |
accordance (n) : uyum, anlaşma |
according to (prep) : -a/-e göre |
accordingly (adv) : bu doğrultuda, buna göre |
account (n) : hesap; anlatım |
account (v) : açıklamak |
accountability (n) : sorumluluk |
accountable (adj) : sorumlu |
accountant (n) : hesap tutma, sayma |
accumulate (v) : biriktirmek, yığmak |
accumulation (n) : birikme, yığın |
accuracy (n) : doğruluk |
accurate (adj) : doğru, isabetli, eksiksiz |
accurately (adv) : doğru biçimde |
accusation (n) : suçlama |
accuse (v) : suçlamak |
accused (n) : suçlu, zanlı |
achieve (v) : başarmak, ulaşmak |
achievement (n) : başarı |
acid (adj) : asitli |
acid (n) : asit |
acknowledge (v) : kabul etmek, tanımak |
acquire (v) : kazanmak, edinmek |
acquisition (n) : edinim |
acre (n) : hektar |
across (adv) : karşıya |
across (prep) : karşıdan karşıya |
act (n) : hareket, eylem |
act (v) : hareket etmek; rol almak |
action (n) : eylem, hareket |
activate (v) : harekete geçirmek |
activation (n) : hareketlendirme |
active (adj) : faal, hareketli |
activist (n) : eylemci |
activity (n) : etkinlik |
actor (n) : erkek oyuncu, aktör |
actress (n) : oyuncu, aktris |
actual (adj) : gerçek, asıl |
actually (adv) : aslında, gerçekte |
acute (adj) : şiddetli, güçlü |
ad (n) : reklam |
adapt (v) : uyum sağlamak |
adaptation (n) : uyarlama, ayak uydurma |
add (v) : eklemek, ilave etmek |
addiction (n) : bağımlılık |
addition (n) : ekleme |
additional (adj) : ilave , ek |
additionally (adv) : ayrıca |
address (n) : adres; konuşma |
address (v) : hitap etmek; (bir sorunla) ilgilenmek, değinmek |
adequate (adj) : yeterli |
adequately (adv) : yeteri derecede |
adhere (v) : yapışmak |
adjacent (adj) : yan yana, bitişik |
adjust (v) : ayarlamak, uydurmak |
adjustment (n) : ayarlama |
administer (v) : yönetmek, uygulamak |
administration (n) : yönetim |
administrative (adj) : yönetimsel |
administrator (n) : yönetici, idareci |
admire (v) : hayran olmak |
admission (n) : kabul, giriş |
admit (v) : kabul etmek, itiraf etmek |
adolescent (n) : ergen |
adopt (v) : benimsemek, evlat edinmek |
adoption (n) : kabullenme, benimseme |
adult (adj) : yetişkin |
adult (n) : yetişkin |
advance (adj) : önceden olan |
advance (n) : ilerleme |
advance (v) : ilerlemek, gelişmek |
advanced (adj) : ileri, gelişmiş |
advantage (n) : avantaj |
adventure (n) : macera |
adverse (adj) : ters, olumsuz |
advertise (v) : reklam yapmak |
advertisement (n) : reklam |
advertising (n) : reklamcılık |
advice (n) : öğüt, tavsiye |
advise (v) : tavsiye vermek, öğüt vermek |
advocate (n) : savunucu, avukat |
advocate (v) : desteklemek, korumak |
aesthetic (adj) : estetik |
affair (n) : iş, ilişki |
affect (v) : etkilemek |
affection (n) : sevgi, şefkat |
afford (v) : gücü yetmek ( maddi), karşılamak |
affordable (adj) : satın alınılabilir, makul fiyatlı |
afraid (adj) : korkmuş |
after (adv) : sonra |
after (conj) : -den sonra |
after (prep) : -den sonra |
aftermath (n) : sonraki dönem |
afternoon (n) : öğleden sonra |
afterwards (adv) : sonraları, daha sonrasında |
again (adv) : tekrar, yeniden, yine |
against (prep) : -e karşı |
age (n) : yaş; çağ, devir |
age (v) : yaşlanmak, yıllanmak |
aged (adj) : yaşlı |
agency (n) : acente, kurum |
agenda (n) : gündem, ajanda |
agent (n) : temsilci; faktör |
aggression (n) : saldırganlık |
aggressive (adj) : sinirli |
ago (adv) : önce |
agree (v) : aynı fikirde olmak, katılmak |
agreement (n) : anlaşma |
agricultural (adj) : tarımsal |
agriculture (n) : tarım |
ah (excl) : oooh, aha |
ahead (adv) : ileri |
AIDS (n) : aids |
aid (n) : yardım etmek |
aid (v) : yardım |
aide (n) : yardım edilmiş |
aim (n) : amaç, hedef |
aim (v) : amaçlamak, hedeflemek |
air (n) : hava |
aircraft (n) : uçak |
airline (n) : havayolu |
airport (n) : hava alanı |
alarm (n) : alarm |
alarm (v) : telaşa düşürmek |
albeit (conj) : -e,-a rağmen, olsa da, gerçi |
album (n) : albüm |
alcohol (n) : alkol |
alcoholic (adj) : alkollü |
alert (adj) : uyanık, dikkatli |
alert (n) : uyarı, ikaz |
alert (v) : tehlikeye karşı uyarmak |
alien (adj) : yabancı, farklı |
alien (n) : yabancı uyruklu kimse |
align (v) : dizmek, aynı hizaya getirmek |
alignment (n) : sıra |
alike (adj) : aynı, benzer |
alike (adv) : benzer şekilde |
alive (adj) : canlı |
all (adv) : tamamen |
all (det) : bütün, tüm, hepsi, tamamı |
all (pron) : bütün |
all right (adj) : iyi |
all right (adv) : tamam, pekâla |
all right (excl) : peki, olur, tamam |
allegation (n) : suçlama, iddia |
allege (v) : ileri sürmek, iddia etmek |
allegedly (adv) : iddialara göre |
alliance (n) : antlaşma, ittifak, birlik |
allocate (v) : ayırmak, tahsis etmek |
allocation (n) : tahsisat, ayırma |
allow (v) : izin vermek; olanak sağlamak |
allowance (n) : harçlık; pay; izin |
ally (n) : müttefik |
almost (adv) : hemen hemen, yaklaşık, neredeyse |
alone (adj) : yalnız, tek başına |
alone (adv) : yalnız |
along (adv) : boyunca; yanısıra; ileri |
along (prep) : boyunca |
alongside (prep) : yanında, ile yan yana |
already (adv) : çoktan, zaten |
also (adv) : de, da, ayrıca |
alter (v) : değiştirmek |
alternative (adj) : alternatif |
alternative (n) : alternatif |
although (conj) : -e rağmen, -se de, -e karşın |
altogether (adv) : tümüyle, hep beraber |
aluminium (n) : alüminyum |
always (adv) : herzaman |
amateur (adj) : amatörce |
amateur (n) : amatör |
amazed (adj) : şaşırmış |
amazing (adj) : şaşırtıcı |
ambassador (n) : büyükelçi, diplomat, sefir |
ambition (n) : hırs, tutku; amaç, hedef |
ambitious (adj) : hırslı |
ambulance (n) : ambulans |
amend (v) : değiştirmek, ıslah etmek |
amendment (n) : düzeltme, değişiklik, ıslahat |
amid (prep) : ortasında, arasında |
among (prep) : arasında |
amount (n) : miktar |
amount (v) : toplama ulaşmak, sonuca varmak |
amusing (adj) : eğlenceli, zevkli |
analogy (n) : kıyaslama, benzerlik |
analyse (v) : incelemek |
analysis (n) : inceleme |
analyst (n) : analist |
ancestor (n) : ata, cet |
anchor (n) : haber sunucusu |
ancient (adj) : eski |
and (conj) : ve |
angel (n) : melek |
anger (n) : öfke |
angle (n) : aşı |
angry (adj) : sinirli |
animal (n) : hayvan |
animation (n) : animasyon, canlılık |
ankle (n) : ayak bileği |
anniversary (n) : yıl dönümü |
announce (v) : duyurmak |
announcement (n) : duyuru, ilan |
annoy (v) : canını sıkmak, kızdırmak |
annoyed (adj) : kızgın, sinirli |
annoying (adj) : can sıkıcı |
annual (adj) : yıllık |
annually (adv) : yıllık olarak |
anonymous (adj) : anonim, imzasız, ismi bilinmeyen |
another (det) : diğeri |
another (pron) : başka |
answer (n) : cevap, yanıt |
answer (v) : cevaplamak, yanıtlamak |
anticipate (v) : beklemek, ummak |
anxiety (n) : kaygı, endişe |
anxious (adj) : kaygılı, sinirli |
any (adv) : hiç, daha, biraz |
any (det) : biri, herhangi biri |
any (pron) : herhangi |
any more (adv) : artık, bundan sonra |
anybody (pron) : hiç kimse, herkes |
anyone (pron) : herhangi biri, hiçbiri |
anything (pron) : herhangi bir şey, hiçbir şey |
anyway (adv) : her neyse, zaten |
anywhere (adv) : herhangi bir yer, hiçbir yer |
anywhere (pron) : bir yer |
apart (adv) : ayrı |
apartment (n) : apartman dairesi |
apologize (v) : özür dilemek |
apology (n) : özür |
app (n) : uygulama |
apparatus (n) : aletler, araçlar |
apparent (adj) : açık, belli |
apparently (adv) : görünüşte, görünüşe bakılırsa |
appeal (n) : çekicilik; çağrı, talep |
appeal (v) : cezbetmek; talep etmek |
appealing (adj) : cazip, çekici |
appear (v) : görünmek, ortaya çıkmak |
appearance (n) : görünüş, ortaya çıkma |
appetite (n) : iştah |
applaud (v) : alkışlamak |
apple (n) : elma |
applicable (adj) : uygulanabilir, ilgili |
applicant (n) : aday, başvuran |
application (n) : uygulama; başvuru |
apply (v) : başvurmak; uygulamak; sürmek (krem vs) |
appoint (v) : aramak |
appointment (n) : atama, randevu |
appreciate (v) : beğenmek, takdir etmek |
appreciation (n) : takdir, teşekkür |
approach (n) : yaklaşım |
approach (v) : yaklaşmak |
appropriate (adj) : uygun |
appropriately (adv) : uygun bir şekilde |
approval (n) : onay |
approve (v) : onaylamak |
approximately (adv) : yaklaşık olarak |
April (n) : nisan |
arbitrary (adj) : keyfi, isteğe bağlı |
architect (n) : mimar |
architectural (adj) : mimari |
architecture (n) : mimari |
archive (n) : arşiv |
area (n) : alan, bölge |
arena (n) : meydan, alan |
arguably (adv) : tartışılır şekilde |
argue (v) : tartışmak; ileri sürmek |
argument (n) : tartışma; iddia |
arise (v) : ortaya çıkmak, meydana gelmek |
arm (n) : kol; silah |
arm (v) : silahlandırmak |
armed (adj) : silahlı |
arms (n) : cephane |
army (n) : ordu |
around (adv) : etrafta, çevrede, bu civarda |
around (prep) : etrafında, civarında |
arrange (v) : düzenlemek, ayarlamak |
arrangement (n) : düzenleme |
array (n) : düzen, sergi |
arrest (n) : tutuklama |
arrest (v) : tutuklamak |
arrival (n) : varış, geliş |
arrive (v) : varmak, ulaşmak |
arrow (n) : ok |
art (n) : sanat |
article (n) : makale |
articulate (v) : açıkça söylemek |
artificial (adj) : yapay |
artist (n) : sanatçı |
artistic (adj) : sanatsal |
artwork (n) : sanat çalışması |
as (adv) : -dığı için, çünkü, -dıkça, -iken, gibi |
as (conj) : ki; madem; olduğu gibi |
as (prep) : olarak |
ash (n) : kül |
ashamed (adj) : utanmış |
aside (adv) : bir kenara, bir yana |
ask (v) : sormak; istemek, dilemek |
asleep (adj) : uykulu, uykuda |
aspect (n) : yön, özellik, taraf |
aspiration (n) : istek, arzu |
aspire (v) : çok istemek, umutlanmak |
assassination (n) : suikast |
assault (n) : saldırı, hücum |
assault (v) : saldırmak |
assemble (v) : toplamak, toplanmak |
assembly (n) : meclis, toplantı, kurul |
assert (v) : iddia etmek |
assertion (n) : açıklama, ileri sürme |
assess (v) : değerlendirmek |
assessment (n) : değerlendirme |
asset (n) : değerli şey, mülk |
assign (v) : görevlendirmek |
assignment (n) : atama, görev, ödev |
assist (v) : yardım etmek, desteklemek |
assistance (n) : destek, yardım |
assistant (adj) : yardımcı |
assistant (n) : yardımcı |
associate (v) : ilişkilendirmek |
associated (adj) : ilişkili, bağlantılı |
association (n) : ilişki, bağlantı; kurum |
assume (v) : varsaymak, üstlenmek |
assumption (n) : varsayım |
assurance (n) : güvence; özgüven |
assure (v) : garanti etmek, söz vermek |
astonishing (adj) : şaşırtıcı |
asylum (n) : sığınak, barınak, himaye |
at (prep) : -de, -deki; -e, -a |
athlete (n) : atlet, sporcu |
atmosphere (n) : atmosfer; ortam |
atrocity (n) : acımasızlık, şiddet, büyük kötülük |
attach (v) : iliştirmek |
attachment (n) : bağlılık, ilave |
attack (n) : saldırı |
attack (v) : saldırmak |
attain (v) : elde etmek, ulaşmak |
attempt (n) : çaba, girişim |
attempt (v) : çabalamak, kalkışmak, girişmek |
attend (v) : katılmak |
attendance (n) : katılım; yoklama |
attention (excl) : hazrı ol! |
attention (n) : dikkat, ilgi, bakım |
attitude (n) : tutum, fikir, düşünce |
attorney (n) : avukat, dava vekili |
attract (v) : çekmek, cezbetmek |
attraction (n) : çekicilik, cazibe |
attractive (adj) : çekici |
attribute (n) : özellik |
attribute (v) : bağlamak, yormak, atfetmek |
auction (n) : açık artırma |
audience (n) : izleyici, dinleyici |
audio (adj) : işitsel |
audit (n) : hesap denetimi |
August (n) : ağustos |
aunt (n) : hala, teyze |
authentic (adj) : hakiki, orijinal |
author (n) : yazar |
authority (n) : yetki, otorite |
authorize (v) : resmi yetki vermek, yetkilendirmek |
auto (n) : araba, otomobil |
automatic (adj) : otomatik |
automatically (adv) : otomatik olarak, kendiliğinden |
autonomy (n) : özerklik |
autumn (n) : sonbahar, güz |
availability (n) : elverişlilik |
available (adj) : hazır, mevcut; uygun, görüşmeye hazır |
average (adj) : ortalama, sıradan |
average (n) : ortalama |
average (v) : belli bir ortalamayı tutturmak, ulaşmak |
avoid (v) : sakınmak, kaçınmak |
await (v) : beklemek |
award (n) : ödül |
award (v) : ödüllendirmek |
aware (adj) : farkında, haberdar |
awareness (n) : farkındalık |
away (adv) : uzakta, uzağa, uzak |
awful (adj) : berbat, kötü |
awkward (adj) : sakar; uygunsuz |