Kategoriler
The Oxford 5000

Oxford English A1-C1 Seviyesi Kelimeler

OXFORD 5000
OXFORD ENGLISH A1-C1 SEVİYESİ KELİMELER
A Harfi
a (det) : bir
abandon (v) : terk etmek, bırakmak
ability (n) : yetenek, kabiliyet
able (adj) : yapabilir, yetenekli
abolish (v) : yürürlükten kaldırmak
abortion (n) : kürtaj
about (adv) : hakkında
about (prep) : hakkında, ile ilgili; yaklaşık
above (adv) : yukarıda
above (prep) : üzerinde
abroad (adv) : yurt dışında
absence (n) : yokluk, var olmama
absent (adj) : yok, mevcut değil
absolute (adj) : tam, kesin
absolutely (adv) : kesinlikle, tamamen
absorb (v) : emmek, soğurmak
abstract (adj) : soyut
absurd (adj) : saçma
abundance (n) : bolluk
abuse (n) : suiistimal, kötüye kullanma
abuse (v) : istismar etmek
academic (adj) : akademik
academic (n) : akademik, akademik personel, üniversite hocası
academy (n) : yüksekokul
accelerate (v) : hızlandırmak
accent (n) : aksan, şive
accept (v) : kabul etmek
acceptable (adj) : kabul edilebilir
acceptance (n) : kabul, alma
access (n) : erişim, ulaşım
access (v) : erişmek, ulaşmak
accessible (adj) : ulaşılabilir
accident (n) : kaza
accidentally (adv) : kazara, tesadüfen
accommodate (v) : barındırmak
accommodation (n) : barınma
accompany (v) : eşlik etmek
accomplish (v) : başarmak, tamamlamak
accomplishment (n) : başarı, tamamlama
accordance (n) : uyum, anlaşma
according to (prep) : -a/-e göre
accordingly (adv) : bu doğrultuda, buna göre
account (n) : hesap; anlatım
account (v) : açıklamak
accountability (n) : sorumluluk
accountable (adj) : sorumlu
accountant (n) : hesap tutma, sayma
accumulate (v) : biriktirmek, yığmak
accumulation (n) : birikme, yığın
accuracy (n) : doğruluk
accurate (adj) : doğru, isabetli, eksiksiz
accurately (adv) : doğru biçimde
accusation (n) : suçlama
accuse (v) : suçlamak
accused (n) : suçlu, zanlı
achieve (v) : başarmak, ulaşmak
achievement (n) : başarı
acid (adj) : asitli
acid (n) : asit
acknowledge (v) : kabul etmek, tanımak
acquire (v) : kazanmak, edinmek
acquisition (n) : edinim
acre (n) : hektar
across (adv) : karşıya
across (prep) : karşıdan karşıya
act (n) : hareket, eylem
act (v) : hareket etmek; rol almak
action (n) : eylem, hareket
activate (v) : harekete geçirmek
activation (n) : hareketlendirme
active (adj) : faal, hareketli
activist (n) : eylemci
activity (n) : etkinlik
actor (n) : erkek oyuncu, aktör
actress (n) : oyuncu, aktris
actual (adj) : gerçek, asıl
actually (adv) : aslında, gerçekte
acute (adj) : şiddetli, güçlü
ad (n) : reklam
adapt (v) : uyum sağlamak
adaptation (n) : uyarlama, ayak uydurma
add (v) : eklemek, ilave etmek
addiction (n) : bağımlılık
addition (n) : ekleme
additional (adj) : ilave , ek
additionally (adv) : ayrıca
address (n) : adres; konuşma
address (v) : hitap etmek; (bir sorunla) ilgilenmek, değinmek
adequate (adj) : yeterli
adequately (adv) : yeteri derecede
adhere (v) : yapışmak
adjacent (adj) : yan yana, bitişik
adjust (v) : ayarlamak, uydurmak
adjustment (n) : ayarlama
administer (v) : yönetmek, uygulamak
administration (n) : yönetim
administrative (adj) : yönetimsel
administrator (n) : yönetici, idareci
admire (v) : hayran olmak
admission (n) : kabul, giriş
admit (v) : kabul etmek, itiraf etmek
adolescent (n) : ergen
adopt (v) : benimsemek, evlat edinmek
adoption (n) : kabullenme, benimseme
adult (adj) : yetişkin
adult (n) : yetişkin
advance (adj) : önceden olan
advance (n) : ilerleme
advance (v) : ilerlemek, gelişmek
advanced (adj) : ileri, gelişmiş
advantage (n) : avantaj
adventure (n) : macera
adverse (adj) : ters, olumsuz
advertise (v) : reklam yapmak
advertisement (n) : reklam
advertising (n) : reklamcılık
advice (n) : öğüt, tavsiye
advise (v) : tavsiye vermek, öğüt vermek
advocate (n) : savunucu, avukat
advocate (v) : desteklemek, korumak
aesthetic (adj) : estetik
affair (n) : iş, ilişki
affect (v) : etkilemek
affection (n) : sevgi, şefkat
afford (v) : gücü yetmek ( maddi), karşılamak
affordable (adj) : satın alınılabilir, makul fiyatlı
afraid (adj) : korkmuş
after (adv) : sonra
after (conj) : -den sonra
after (prep) : -den sonra
aftermath (n) : sonraki dönem
afternoon (n) : öğleden sonra
afterwards (adv) : sonraları, daha sonrasında
again (adv) : tekrar, yeniden, yine
against (prep) : -e karşı
age (n) : yaş; çağ, devir
age (v) : yaşlanmak, yıllanmak
aged (adj) : yaşlı
agency (n) : acente, kurum
agenda (n) : gündem, ajanda
agent (n) : temsilci; faktör
aggression (n) : saldırganlık
aggressive (adj) : sinirli
ago (adv) : önce
agree (v) : aynı fikirde olmak, katılmak
agreement (n) : anlaşma
agricultural (adj) : tarımsal
agriculture (n) : tarım
ah (excl) : oooh, aha
ahead (adv) : ileri
AIDS (n) : aids
aid (n) : yardım etmek
aid (v) : yardım
aide (n) : yardım edilmiş
aim (n) : amaç, hedef
aim (v) : amaçlamak, hedeflemek
air (n) : hava
aircraft (n) : uçak
airline (n) : havayolu
airport (n) : hava alanı
alarm (n) : alarm
alarm (v) : telaşa düşürmek
albeit (conj) : -e,-a rağmen, olsa da, gerçi
album (n) : albüm
alcohol (n) : alkol
alcoholic (adj) : alkollü
alert (adj) : uyanık, dikkatli
alert (n) : uyarı, ikaz
alert (v) : tehlikeye karşı uyarmak
alien (adj) : yabancı, farklı
alien (n) : yabancı uyruklu kimse
align (v) : dizmek, aynı hizaya getirmek
alignment (n) : sıra
alike (adj) : aynı, benzer
alike (adv) : benzer şekilde
alive (adj) : canlı
all (adv) : tamamen
all (det) : bütün, tüm, hepsi, tamamı
all (pron) : bütün
all right (adj) : iyi
all right (adv) : tamam, pekâla
all right (excl) : peki, olur, tamam
allegation (n) : suçlama, iddia
allege (v) : ileri sürmek, iddia etmek
allegedly (adv) : iddialara göre
alliance (n) : antlaşma, ittifak, birlik
allocate (v) : ayırmak, tahsis etmek
allocation (n) : tahsisat, ayırma
allow (v) : izin vermek; olanak sağlamak
allowance (n) : harçlık; pay; izin
ally (n) : müttefik
almost (adv) : hemen hemen, yaklaşık, neredeyse
alone (adj) : yalnız, tek başına
alone (adv) : yalnız
along (adv) : boyunca; yanısıra; ileri
along (prep) : boyunca
alongside (prep) : yanında, ile yan yana
already (adv) : çoktan, zaten
also (adv) : de, da, ayrıca
alter (v) : değiştirmek
alternative (adj) : alternatif
alternative (n) : alternatif
although (conj) : -e rağmen, -se de, -e karşın
altogether (adv) : tümüyle, hep beraber
aluminium (n) : alüminyum
always (adv) : herzaman
amateur (adj) : amatörce
amateur (n) : amatör
amazed (adj) : şaşırmış
amazing (adj) : şaşırtıcı
ambassador (n) : büyükelçi, diplomat, sefir
ambition (n) : hırs, tutku; amaç, hedef
ambitious (adj) : hırslı
ambulance (n) : ambulans
amend (v) : değiştirmek, ıslah etmek
amendment (n) : düzeltme, değişiklik, ıslahat
amid (prep) : ortasında, arasında
among (prep) : arasında
amount (n) : miktar
amount (v) : toplama ulaşmak, sonuca varmak
amusing (adj) : eğlenceli, zevkli
analogy (n) : kıyaslama, benzerlik
analyse (v) : incelemek
analysis (n) : inceleme
analyst (n) : analist
ancestor (n) : ata, cet
anchor (n) : haber sunucusu
ancient (adj) : eski
and (conj) : ve
angel (n) : melek
anger (n) : öfke
angle (n) : aşı
angry (adj) : sinirli
animal (n) : hayvan
animation (n) : animasyon, canlılık
ankle (n) : ayak bileği
anniversary (n) : yıl dönümü
announce (v) : duyurmak
announcement (n) : duyuru, ilan
annoy (v) : canını sıkmak, kızdırmak
annoyed (adj) : kızgın, sinirli
annoying (adj) : can sıkıcı
annual (adj) : yıllık
annually (adv) : yıllık olarak
anonymous (adj) : anonim, imzasız, ismi bilinmeyen
another (det) : diğeri
another (pron) : başka
answer (n) : cevap, yanıt
answer (v) : cevaplamak, yanıtlamak
anticipate (v) : beklemek, ummak
anxiety (n) : kaygı, endişe
anxious (adj) : kaygılı, sinirli
any (adv) : hiç, daha, biraz
any (det) : biri, herhangi biri
any (pron) : herhangi
any more (adv) : artık, bundan sonra
anybody (pron) : hiç kimse, herkes
anyone (pron) : herhangi biri, hiçbiri
anything (pron) : herhangi bir şey, hiçbir şey
anyway (adv) : her neyse, zaten
anywhere (adv) : herhangi bir yer, hiçbir yer
anywhere (pron) : bir yer
apart (adv) : ayrı
apartment (n) : apartman dairesi
apologize (v) : özür dilemek
apology (n) : özür
app (n) : uygulama
apparatus (n) : aletler, araçlar
apparent (adj) : açık, belli
apparently (adv) : görünüşte, görünüşe bakılırsa
appeal (n) : çekicilik; çağrı, talep
appeal (v) : cezbetmek; talep etmek
appealing (adj) : cazip, çekici
appear (v) : görünmek, ortaya çıkmak
appearance (n) : görünüş, ortaya çıkma
appetite (n) : iştah
applaud (v) : alkışlamak
apple (n) : elma
applicable (adj) : uygulanabilir, ilgili
applicant (n) : aday, başvuran
application (n) : uygulama; başvuru
apply (v) : başvurmak; uygulamak; sürmek (krem vs)
appoint (v) : aramak
appointment (n) : atama, randevu
appreciate (v) : beğenmek, takdir etmek
appreciation (n) : takdir, teşekkür
approach (n) : yaklaşım
approach (v) : yaklaşmak
appropriate (adj) : uygun
appropriately (adv) : uygun bir şekilde
approval (n) : onay
approve (v) : onaylamak
approximately (adv) : yaklaşık olarak
April (n) : nisan
arbitrary (adj) : keyfi, isteğe bağlı
architect (n) : mimar
architectural (adj) : mimari
architecture (n) : mimari
archive (n) : arşiv
area (n) : alan, bölge
arena (n) : meydan, alan
arguably (adv) : tartışılır şekilde
argue (v) : tartışmak; ileri sürmek
argument (n) : tartışma; iddia
arise (v) : ortaya çıkmak, meydana gelmek
arm (n) : kol; silah
arm (v) : silahlandırmak
armed (adj) : silahlı
arms (n) : cephane
army (n) : ordu
around (adv) : etrafta, çevrede, bu civarda
around (prep) : etrafında, civarında
arrange (v) : düzenlemek, ayarlamak
arrangement (n) : düzenleme
array (n) : düzen, sergi
arrest (n) : tutuklama
arrest (v) : tutuklamak
arrival (n) : varış, geliş
arrive (v) : varmak, ulaşmak
arrow (n) : ok
art (n) : sanat
article (n) : makale
articulate (v) : açıkça söylemek
artificial (adj) : yapay
artist (n) : sanatçı
artistic (adj) : sanatsal
artwork (n) : sanat çalışması
as (adv) : -dığı için, çünkü, -dıkça, -iken, gibi
as (conj) : ki; madem; olduğu gibi
as (prep) : olarak
ash (n) : kül
ashamed (adj) : utanmış
aside (adv) : bir kenara, bir yana
ask (v) : sormak; istemek, dilemek
asleep (adj) : uykulu, uykuda
aspect (n) : yön, özellik, taraf
aspiration (n) : istek, arzu
aspire (v) : çok istemek, umutlanmak
assassination (n) : suikast
assault (n) : saldırı, hücum
assault (v) : saldırmak
assemble (v) : toplamak, toplanmak
assembly (n) : meclis, toplantı, kurul
assert (v) : iddia etmek
assertion (n) : açıklama, ileri sürme
assess (v) : değerlendirmek
assessment (n) : değerlendirme
asset (n) : değerli şey, mülk
assign (v) : görevlendirmek
assignment (n) : atama, görev, ödev
assist (v) : yardım etmek, desteklemek
assistance (n) : destek, yardım
assistant (adj) : yardımcı
assistant (n) : yardımcı
associate (v) : ilişkilendirmek
associated (adj) : ilişkili, bağlantılı
association (n) : ilişki, bağlantı; kurum
assume (v) : varsaymak, üstlenmek
assumption (n) : varsayım
assurance (n) : güvence; özgüven
assure (v) : garanti etmek, söz vermek
astonishing (adj) : şaşırtıcı
asylum (n) : sığınak, barınak, himaye
at (prep) : -de, -deki; -e, -a
athlete (n) : atlet, sporcu
atmosphere (n) : atmosfer; ortam
atrocity (n) : acımasızlık, şiddet, büyük kötülük
attach (v) : iliştirmek
attachment (n) : bağlılık, ilave
attack (n) : saldırı
attack (v) : saldırmak
attain (v) : elde etmek, ulaşmak
attempt (n) : çaba, girişim
attempt (v) : çabalamak, kalkışmak, girişmek
attend (v) : katılmak
attendance (n) : katılım; yoklama
attention (excl) : hazrı ol!
attention (n) : dikkat, ilgi, bakım
attitude (n) : tutum, fikir, düşünce
attorney (n) : avukat, dava vekili
attract (v) : çekmek, cezbetmek
attraction (n) : çekicilik, cazibe
attractive (adj) : çekici
attribute (n) : özellik
attribute (v) : bağlamak, yormak, atfetmek
auction (n) : açık artırma
audience (n) : izleyici, dinleyici
audio (adj) : işitsel
audit (n) : hesap denetimi
August (n) : ağustos
aunt (n) : hala, teyze
authentic (adj) : hakiki, orijinal
author (n) : yazar
authority (n) : yetki, otorite
authorize (v) : resmi yetki vermek, yetkilendirmek
auto (n) : araba, otomobil
automatic (adj) : otomatik
automatically (adv) : otomatik olarak, kendiliğinden
autonomy (n) : özerklik
autumn (n) : sonbahar, güz
availability (n) : elverişlilik
available (adj) : hazır, mevcut; uygun, görüşmeye hazır
average (adj) : ortalama, sıradan
average (n) : ortalama
average (v) : belli bir ortalamayı tutturmak, ulaşmak
avoid (v) : sakınmak, kaçınmak
await (v) : beklemek
award (n) : ödül
award (v) : ödüllendirmek
aware (adj) : farkında, haberdar
awareness (n) : farkındalık
away (adv) : uzakta, uzağa, uzak
awful (adj) : berbat, kötü
awkward (adj) : sakar; uygunsuz
B Harfi
baby (n) : bebek
back (adj) : arka, geri
back (adv) : geriye doğru
back (n) : sırt, arka, geri
back (v) : desteklemek
backdrop (n) : bir hadisenin, olayın olduğu durum
background (n) : özgeçmiş, geçmiş deneyimler, arka plan
backing (n) : destek, yardım
backup (n) : yardım, destek
backwards (adv) : geriye, geriye doğru, geri
bacteria (n) : bakteri
bad (adj) : kötü, berbat
badge (n) : isimlik, isim etiketi, rozet
badly (adv) : kötü, fena sekilde
bag (n) : çanta
bail (n) : kefalet, kefalet ücreti
bake (v) : fırında pişirmek, pişmek
balance (n) : denge
balance (v) : tartmak, dengelemek
balanced (adj) : dengeli
ball (n) : top, balo
ballet (n) : balet, bale
balloon (n) : balon
ballot (n) : oylama
ban (n) : yasak
ban (v) : yasaklamak
banana (n) : muz
band (n) : takım, sürü, çete, bando, grup
bank (n) : banka
banner (n) : pankart, bayrak, sancak, başlık, tepe yazısı
bar (n) : bar, kalıp, parça
bar (v) : engel olmak
bare (adj) : çıplak, bomboş
barely (adv) : ancak, anca, zar zor, neredeyse hiç
bargain (n) : pazarlık, kelepir
barrel (n) : fıçı, varil, namlu
barrier (n) : engel
base (n) : kök, temel, dayanak
base (v) : dayandırmak, dayamak
baseball (n) : beysbol
based (adj) : dayanmış, -e dayanan
basement (n) : bodrum, bodrum katı
basic (adj) : temel
basically (adv) : esasında, temel olarak
basis (n) : temel, esas, kaynak
basket (n) : sepet
basketball (n) : basketbol
bass (n) : bas
bat (n) : yarasa
bat (v) : kırpmak (göz), sopayla bir topa vurmaya çalışmak
bath (n) : banyo
bathroom (n) : banyo
battery (n) : batarya, akü, pil
battle (n) : savaş
battle (v) : savaşmak, mücadele etmek
battlefield (n) : savaş alanı
bay (n) : körfez, koy
be (v) : olmak
be (a.v) : olmak
beach (n) : kumsal, plaj
beam (n) : ışın
bean (n) : fasulye
bear (n) : ayı
bear (v) : dayanmak; taşımak; doğurmak
beast (n) : hayvan, canavar, yaratık
beat (n) : vuruş, tempo
beat (v) : vurmak, dövmek
beautiful (adj) : güzel
beauty (n) : güzellik
because (conj) : -dığı için, çünkü
become (v) : olmak, …hale gelmek
bed (n) : yatak
bedroom (n) : yatak odası
bee (n) : arı
beef (n) : et, sığır eti
beer (n) : bira
before (adv) : daha önce, daha önceden
before (conj) : -den önce
before (prep) : daha önce, -den önce
beg (v) : yalvarmak
begin (v) : başlamak
beginning (n) : başlangıç, baş
behalf (n) : adına
behave (v) : davranmak
behaviour (n) : davranış
behind (adv) : gerisine, arkasına doğru, arkada, geride, arkaya
behind (prep) : arkasında, arkasına
being (n) : varlık, var olma
belief (n) : inanç, iman, güven
believe (v) : inanmak, güvenmek
bell (n) : zil, çan
belong (v) : ait olmak
beloved (adj) : sevilen, sevgili, aziz
below (adv) : altında
below (prep) : altında, aşağıda
belt (n) : kemer, kuşak
bench (n) : bank, sıra, kürsü
benchmark (n) : kalite seviyesi
bend (n) : dönemeç, viraj
bend (v) : eğmek, bükmek
beneath (prep) : altında
beneficial (adj) : yararlı, hayırlı, faydalı
beneficiary (n) : yararlanan kimse; hak sahibi
benefit (n) : yarar, fayda, çıkar
benefit (v) : faydalanmak, yararlanmak
bent (adj) : eğri, yamuk
beside (prep) : yanına, yanında, dışında
besides (adv) : ayrıca, bunun yanısıra
besides (prep) : bundan başka, zaten, bununla birlikte
best (adj) : en iyi
best (adv) : en iyisi
best (n) : en iyisi
bet (n) : bahis, iddia
bet (v) : bahse girmek, iddiaya girmek
betray (v) : ihanet etmek, hıyanet etmek, ifşa etmek
better (adj) : daha iyi, daha güzel
better (adv) : daha iyi şekilde
better (n) : en azından, daha da iyiye doğru, daha da iyi olsun diye
between (adv) : iki yer, insan, eşyayı ayıran boşluk, iki olay veya zamanı ayıran dönemde
between (prep) : arasında
beyond (adv) : ötesinde, öte tarafında
beyond (prep) : ötesine, ötesinde
bias (n) : önyargı, peşin hüküm
bicycle (n) : bisiklet
bid (n) : girişim, teşebbüs, teklif
bid (v) : fiyat vermek, teklif vermek
big (adj) : büyük, kocaman
bike (n) : bisiklet
bill (n) : fatura
bill (v) : fatura etmek, faturalandırmak
billion (num) : milyar
bin (n) : çöp kovası
bind (v) : bağlamak, ciltlemek; tutturmak
biography (n) : biyografi, yaşam öyküsü
biological (adj) : biyolojik
biology (n) : biyoloji
bird (n) : kuş
birth (n) : doğum, doğuş
birthday (n) : doğum günü
biscuit (n) : bisküvi
bishop (n) : piskopos
bit (n) : parça, kırıntı, küçük parça
bite (n) : ısırık, lokma
bite (v) : ısırmak, dişlemek, sokmak
bitter (adj) : acı, üzücü
bizarre (adj) : garip, tuhaf
black (adj) : siyah, siyahi
black (n) : kara, siyahi
blade (n) : bıçak ağzı; kılıç
blame (n) : suç, kabahat
blame (v) : suçlamak
blank (adj) : boş, içinde hiç bir şey olmayan
blank (n) : boş, kullanılmamış (kağıt)
blanket (n) : battaniye, örtü
blast (n) : şiddetli rüzgâr, rüzgâr
blast (v) : patlamak; tahrip etmek
bleed (v) : kanamak, kan ağlamak
blend (n) : karışım
blend (v) : harmanlamak, karıştırmak, karışmak, harmanlamak
bless (v) : tanrı’nın yardımını dilemek, inayet istemek, kutsamak, takdis etmek
blessing (n) : dua, lütuf, nimet
blind (adj) : kör, görmeyen, anlayışsız
block (n) : blok
block (v) : engel olmak, tıkamak
blog (n) : başkalarının okuması için internete konulan fikirler / düşünceler
blonde (adj) : sarışın
blood (n) : kan
blow (n) : esinti, darp
blow (v) : esmek, körüklemek, üflemek
blue (adj) : mavi
blue (n) : gök mavi
board (n) : tahta, pano; kurul
board (v) : (gemi, uçak) binmek
boast (v) : böbürlenmek
boat (n) : gemi, sandal, bot
body (n) : vücut
boil (v) : kaynatmak, fokurdatmak
bold (adj) : cesur, gözü pek, cüretli
bomb (n) : bomba
bomb (v) : bombalamak
bombing (n) : bombalama
bond (n) : bağ, ilişki
bone (n) : kemik, kılçık
bonus (n) : ödül, ikramiye
book (n) : kitap
book (v) : yer ayırtmak
booking (n) : rezervasyon, yer ayırtma
boom (n) : artış, patlama
boost (n) : yardım, destek
boost (v) : artırmak, yükseltmek
boot (n) : bot, çizme
border (n) : sınır, hat
border (v) : sınırı olmak
bored (adj) : canı sıkılmış
boring (adj) : sıkıcı
born (v) : doğmak, dünyaya gelmek
borrow (v) : ödünç almak
boss (n) : patron
both (det) : her ikisi
both (pron) : her ikisi
bother (v) : canını sıkmak, rahatsız etmek
bottle (n) : şişe
bottom (adj) : en alt düzeyde
bottom (n) : dip, alt
bounce (v) : zıplamak, sıçramak, fırlamak
bound (adj) : yükümlü, olması kesin
boundary (n) : sınır, hudut, limit
bow (n) : eğilme, reverans, selamlama, yay
bow (v) : başla selamlamak, reverans yapmak, başını eğmek
bowl (n) : tas, kâse
box (n) : kutu, sandık
boy (n) : erkek çocuk
boyfriend (n) : erkek arkadaş
brain (n) : beyin
branch (n) : dal, şube
brand (n) : marka
brand (v) : damgalamak, lekelemek
brave (adj) : cesur
breach (n) : ihlal, çiğneme
breach (v) : ihlal etmek, uymamak
bread (n) : ekmek
break (n) : ara, fasıla, teneffüs, dinlenme arası, paydos, mola
break (v) : kırmak
breakdown (n) : arıza, bozulma, sorun
breakfast (n) : kahvaltı
breakthrough (n) : buluş, atılım
breast (n) : göğüs
breath (n) : nefes, soluk, fısıltı
breathe (v) : solumak, nefes almak
breathing (n) : nefes alıp verme
breed (n) : soy
breed (v) : doğurmak, çoğalmak
brick (n) : tuğla
bride (n) : gelin
bridge (n) : köprü
brief (adj) : kısa, kısa ve öz
briefly (adv) : kısaca
bright (adj) : parlak
brilliant (adj) : zeki, pırıl pırıl, harika
bring (v) : getirmek
broad (adj) : geniş
broadband (n) : geniş bant
broadcast (n) : radyo/tv yayını
broadcast (v) : radyo veya tv ile yayın yapmak
broadcaster (n) : tv ve radyoda sunum yapan, konuşan kişi
broadly (adv) : geniş geniş, genel olarak, genel anlamda
broken (adj) : kırık, kırılmış, bozuk
brother (n) : erkek kardeş
brown (adj) : kahverengi
brown (n) : kahve rengi, kestane rengi
browser (n) : tarayıcı
brush (n) : fırça
brush (v) : fırçalamak
brutal (adj) : vahşi, yabani, acımasız
bubble (n) : kabarcık, hava kabarcığı, baloncuk
buck (n) : (argo) dolar
buddy (n) : çok yakın arkadaş, dost, yaren, kafadar, ahbap
budget (n) : bütçe
buffer (n) : tampon
bug (n) : tahtakurusu, böcek
build (v) : inşa etmek, kurmak
building (n) : bina, inşaat
bulk (n) : boy, cüsse, hacim, yığın
bullet (n) : mermi
bunch (n) : demet, deste
burden (n) : yük, zahmet
bureaucracy (n) : bürokrasi, kırtasiyecilik
burial (n) : gömme, defin
burn (n) : yanık
burn (v) : yanmak, yakmak
burst (v) : patlak vermek, patlamak
bury (v) : gömmek, defnetmek
bus (n) : otobüs
bush (n) : çalı, çalılık
business (n) : iş, işletme
businessman (n) : iş adamı
busy (adj) : meşgul, yoğun
but (conj) : fakat
but (prep) : -den hariç
butter (n) : tereyağı
button (n) : düğme, buton
buy (v) : satın almak
by (adv) : geçerek, geçip giderek, yakınından geçerek
by (prep) : yanında, kenarında, -ın tarafından; -e kadar; -erek; ile
bye (excl) : allah’a ısmarlaladık!, hoşçakal!
C Harfi
D Harfi
E Harfi
F Harfi
G Harfi
H Harfi
I Harfi
J Harfi
K Harfi
L Harfi
M Harfi
N Harfi
O Harfi
P Harfi
Q Harfi
R Harfi
S Harfi
T Harfi
U Harfi
V Harfi
W Harfi
X Harfi
Y Harfi
Z Harfi