Kategoriler
The Oxford 5000

Oxford English B Harfi İle Başlayan Kelimeler

Oxford 5000
B Harfi İle Başlayan Kelimeler
A1 Seviyesi Kelimeler
  • baby (n) bebek
  • back (adv) geriye doğru
  • back (n) sırt, arka, geri
  • bad (adj) kötü, berbat
  • bag (n) çanta
  • ball (n) top, balo
  • banana (n) muz
  • band (n) takım, sürü, çete, bando, grup
  • bank (n) banka
  • bath (n) banyo
  • bathroom (n) banyo
  • be (v) olmak
  • be (a.v) olmak
  • beach (n) kumsal, plaj
  • beautiful (adj) güzel
  • because (conj) -dığı için, çünkü
  • become (v) olmak, …hale gelmek
  • bed (n) yatak
  • bedroom (n) yatak odası
  • beer (n) bira
  • before (prep) daha önce, -den önce
  • begin (v) başlamak
  • beginning (n) başlangıç, baş
  • behind (adv) gerisine, arkasına doğru, arkada, geride, arkaya
  • behind (prep) arkasında, arkasına
  • believe (v) inanmak, güvenmek
  • below (adv) altında
  • below (prep) altında, aşağıda
  • best (adj) en iyi
  • better (adj) daha iyi, daha güzel
  • between (prep) arasında
  • bicycle (n) bisiklet
  • big (adj) büyük, kocaman
  • bike (n) bisiklet
  • bill (n) fatura
  • bird (n) kuş
  • birthday (n) doğum günü
  • black (adj) siyah, siyahi
  • black (n) kara, siyahi
  • blog (n) başkalarının okuması için internete konulan fikirler / düşünceler
  • blonde (adj) sarışın
  • blue (adj) mavi
  • blue (n) gök mavi
  • boat (n) gemi, sandal, bot
  • body (n) vücut
  • book (n) kitap
  • boot (n) bot, çizme
  • bored (adj) canı sıkılmış
  • boring (adj) sıkıcı
  • born (v) doğmak, dünyaya gelmek
  • both (det) her ikisi
  • both (pron) her ikisi
  • bottle (n) şişe
  • box (n) kutu, sandık
  • boy (n) erkek çocuk
  • boyfriend (n) erkek arkadaş
  • bread (n) ekmek
  • break (n) ara, fasıla, teneffüs, dinlenme arası, paydos, mola
  • break (v) kırmak
  • breakfast (n) kahvaltı
  • bring (v) getirmek
  • brother (n) erkek kardeş
  • brown (adj) kahverengi
  • brown (n) kahve rengi, kestane rengi
  • build (v) inşa etmek, kurmak
  • building (n) bina, inşaat
  • bus (n) otobüs
  • business (n) iş, işletme
  • busy (adj) meşgul, yoğun
  • but (conj) fakat
  • butter (n) tereyağı
  • buy (v) satın almak
  • by (prep) yanında, kenarında, -ın tarafından; -e kadar; -erek; ile
  • bye (excl) allah’a ısmarlaladık!, hoşçakal!
A2 Seviyesi Kelimeler
  • back (adj) arka, geri
  • background (n) özgeçmiş, geçmiş deneyimler, arka plan
  • badly (adv) kötü, fena sekilde
  • bar (n) bar, kalıp, parça
  • baseball (n) beysbol
  • based (adj) dayanmış, -e dayanan
  • basketball (n) basketbol
  • bean (n) fasulye
  • bear (n) ayı
  • beat (v) vurmak, dövmek
  • beef (n) et, sığır eti
  • before (adv) daha önce, daha önceden
  • before (conj) -den önce
  • behave (v) davranmak
  • behaviour (n) davranış
  • belong (v) ait olmak
  • belt (n) kemer, kuşak
  • benefit (n) yarar, fayda, çıkar
  • best (adv) en iyisi
  • best (n) en iyisi
  • better (adv) daha iyi şekilde
  • between (adv) iki yer, insan, eşyayı ayıran boşluk, iki olay veya zamanı ayıran dönemde
  • billion (num) milyar
  • bin (n) çöp kovası
  • biology (n) biyoloji
  • birth (n) doğum, doğuş
  • biscuit (n) bisküvi
  • bit (n) parça, kırıntı, küçük parça
  • blank (adj) boş, içinde hiç bir şey olmayan
  • blank (n) boş, kullanılmamış (kağıt)
  • blood (n) kan
  • blow (v) esmek, körüklemek, üflemek
  • board (n) tahta, pano; kurul
  • boil (v) kaynatmak, fokurdatmak
  • bone (n) kemik, kılçık
  • book (v) yer ayırtmak
  • borrow (v) ödünç almak
  • boss (n) patron
  • bottom (adj) en alt düzeyde
  • bottom (n) dip, alt
  • bowl (n) tas, kâse
  • brain (n) beyin
  • bridge (n) köprü
  • bright (adj) parlak
  • brilliant (adj) zeki, pırıl pırıl, harika
  • broken (adj) kırık, kırılmış, bozuk
  • brush (n) fırça
  • brush (v) fırçalamak
  • burn (v) yanmak, yakmak
  • businessman (n) iş adamı
  • button (n) düğme, buton
B1 Seviyesi Kelimeler
  • backwards (adv) geriye, geriye doğru, geri
  • bake (v) fırında pişirmek, pişmek
  • balance (n) denge
  • balance (v) tartmak, dengelemek
  • ban (n) yasak
  • ban (v) yasaklamak
  • base (n) kök, temel, dayanak
  • base (v) dayandırmak, dayamak
  • basic (adj) temel
  • basis (n) temel, esas, kaynak
  • battery (n) batarya, akü, pil
  • battle (n) savaş
  • beauty (n) güzellik
  • bee (n) arı
  • belief (n) inanç, iman, güven
  • bell (n) zil, çan
  • bend (n) dönemeç, viraj
  • bend (v) eğmek, bükmek
  • benefit (v) faydalanmak, yararlanmak
  • better (n) en azından, daha da iyiye doğru, daha da iyi olsun diye
  • bite (n) ısırık, lokma
  • bite (v) ısırmak, dişlemek, sokmak
  • block (n) blok
  • block (v) engel olmak, tıkamak
  • board (v) (gemi, uçak) binmek
  • bomb (n) bomba
  • bomb (v) bombalamak
  • border (n) sınır, hat
  • bother (v) canını sıkmak, rahatsız etmek
  • branch (n) dal, şube
  • brand (n) marka
  • brand (v) damgalamak, lekelemek
  • brave (adj) cesur
  • breath (n) nefes, soluk, fısıltı
  • breathe (v) solumak, nefes almak
  • breathing (n) nefes alıp verme
  • bride (n) gelin
  • bubble (n) kabarcık, hava kabarcığı, baloncuk
  • bury (v) gömmek, defnetmek
  • by (adv) geçerek, geçip giderek, yakınından geçerek
B2 Seviyesi Kelimeler
  • back (v) desteklemek
  • bacteria (n) bakteri
  • badge (n) isimlik, isim etiketi, rozet
  • balanced (adj) dengeli
  • ballet (n) balet, bale
  • balloon (n) balon
  • bar (v) engel olmak
  • barely (adv) ancak, anca, zar zor, neredeyse hiç
  • bargain (n) pazarlık, kelepir
  • barrier (n) engel
  • basement (n) bodrum, bodrum katı
  • basically (adv) esasında, temel olarak
  • basket (n) sepet
  • bat (n) yarasa
  • battle (v) savaşmak, mücadele etmek
  • bear (v) dayanmak; taşımak; doğurmak
  • beat (n) vuruş, tempo
  • beg (v) yalvarmak
  • being (n) varlık, var olma
  • beneficial (adj) yararlı, hayırlı, faydalı
  • bent (adj) eğri, yamuk
  • beside (prep) yanına, yanında, dışında
  • besides (adv) ayrıca, bunun yanısıra
  • besides (prep) bundan başka, zaten, bununla birlikte
  • bet (n) bahis, iddia
  • bet (v) bahse girmek, iddiaya girmek
  • beyond (adv) ötesinde, öte tarafında
  • beyond (prep) ötesine, ötesinde
  • bias (n) önyargı, peşin hüküm
  • bid (n) girişim, teşebbüs, teklif
  • bid (v) fiyat vermek, teklif vermek
  • bill (v) fatura etmek, faturalandırmak
  • biological (adj) biyolojik
  • bitter (adj) acı, üzücü
  • blame (n) suç, kabahat
  • blame (v) suçlamak
  • blanket (n) battaniye, örtü
  • blind (adj) kör, görmeyen, anlayışsız
  • blow (n) esinti, darp
  • bold (adj) cesur, gözü pek, cüretli
  • bombing (n) bombalama
  • bond (n) bağ, ilişki
  • booking (n) rezervasyon, yer ayırtma
  • boost (n) yardım, destek
  • boost (v) artırmak, yükseltmek
  • border (v) sınırı olmak
  • bound (adj) yükümlü, olması kesin
  • breast (n) göğüs
  • brick (n) tuğla
  • brief (adj) kısa, kısa ve öz
  • briefly (adv) kısaca
  • broad (adj) geniş
  • broadcast (n) radyo/tv yayını
  • broadcast (v) radyo veya tv ile yayın yapmak
  • broadcaster (n) tv ve radyoda sunum yapan, konuşan kişi
  • broadly (adv) geniş geniş, genel olarak, genel anlamda
  • budget (n) bütçe
  • bug (n) tahtakurusu, böcek
  • bullet (n) mermi
  • bunch (n) demet, deste
  • burn (n) yanık
  • bush (n) çalı, çalılık
  • but (prep) -den hariç
C1 Seviyesi Kelimeler
  • backdrop (n) bir hadisenin, olayın olduğu durum
  • backing (n) destek, yardım
  • backup (n) yardım, destek
  • bail (n) kefalet, kefalet ücreti
  • ballot (n) oylama
  • banner (n) pankart, bayrak, sancak, başlık, tepe yazısı
  • bare (adj) çıplak, bomboş
  • barrel (n) fıçı, varil, namlu
  • bass (n) bas
  • bat (v) kırpmak (göz), sopayla bir topa vurmaya çalışmak
  • battlefield (n) savaş alanı
  • bay (n) körfez, koy
  • beam (n) ışın
  • beast (n) hayvan, canavar, yaratık
  • behalf (n) adına
  • beloved (adj) sevilen, sevgili, aziz
  • bench (n) bank, sıra, kürsü
  • benchmark (n) kalite seviyesi
  • beneath (prep) altında
  • beneficiary (n) yararlanan kimse; hak sahibi
  • betray (v) ihanet etmek, hıyanet etmek, ifşa etmek
  • bind (v) bağlamak, ciltlemek; tutturmak
  • biography (n) biyografi, yaşam öyküsü
  • bishop (n) piskopos
  • bizarre (adj) garip, tuhaf
  • blade (n) bıçak ağzı; kılıç
  • blast (n) şiddetli rüzgâr, rüzgâr
  • blast (v) patlamak; tahrip etmek
  • bleed (v) kanamak, kan ağlamak
  • blend (n) karışım
  • blend (v) harmanlamak, karıştırmak, karışmak, harmanlamak
  • bless (v) tanrı’nın yardımını dilemek, inayet istemek, kutsamak, takdis etmek
  • blessing (n) dua, lütuf, nimet
  • boast (v) böbürlenmek
  • bonus (n) ödül, ikramiye
  • boom (n) artış, patlama
  • bounce (v) zıplamak, sıçramak, fırlamak
  • boundary (n) sınır, hudut, limit
  • bow (n) eğilme, reverans, selamlama, yay
  • bow (v) başla selamlamak, reverans yapmak, başını eğmek
  • breach (n) ihlal, çiğneme
  • breach (v) ihlal etmek, uymamak
  • breakdown (n) arıza, bozulma, sorun
  • breakthrough (n) buluş, atılım
  • breed (n) soy
  • breed (v) doğurmak, çoğalmak
  • broadband (n) geniş bant
  • browser (n) tarayıcı
  • brutal (adj) vahşi, yabani, acımasız
  • buck (n) (argo) dolar
  • buddy (n) çok yakın arkadaş, dost, yaren, kafadar, ahbap
  • buffer (n) tampon
  • bulk (n) boy, cüsse, hacim, yığın
  • burden (n) yük, zahmet
  • bureaucracy (n) bürokrasi, kırtasiyecilik
  • burial (n) gömme, defin
  • burst (v) patlak vermek, patlamak