İçeriğe atla
B Harfi İle Başlayan Kelimeler
A1 Seviyesi Kelimeler
- baby (n) bebek
- back (adv) geriye doğru
- back (n) sırt, arka, geri
- bad (adj) kötü, berbat
- bag (n) çanta
- ball (n) top, balo
- banana (n) muz
- band (n) takım, sürü, çete, bando, grup
- bank (n) banka
- bath (n) banyo
- bathroom (n) banyo
- be (v) olmak
- be (a.v) olmak
- beach (n) kumsal, plaj
- beautiful (adj) güzel
- because (conj) -dığı için, çünkü
- become (v) olmak, …hale gelmek
- bed (n) yatak
- bedroom (n) yatak odası
- beer (n) bira
- before (prep) daha önce, -den önce
- begin (v) başlamak
- beginning (n) başlangıç, baş
- behind (adv) gerisine, arkasına doğru, arkada, geride, arkaya
- behind (prep) arkasında, arkasına
- believe (v) inanmak, güvenmek
- below (adv) altında
- below (prep) altında, aşağıda
- best (adj) en iyi
- better (adj) daha iyi, daha güzel
- between (prep) arasında
- bicycle (n) bisiklet
- big (adj) büyük, kocaman
- bike (n) bisiklet
- bill (n) fatura
- bird (n) kuş
- birthday (n) doğum günü
- black (adj) siyah, siyahi
- black (n) kara, siyahi
- blog (n) başkalarının okuması için internete konulan fikirler / düşünceler
- blonde (adj) sarışın
- blue (adj) mavi
- blue (n) gök mavi
- boat (n) gemi, sandal, bot
- body (n) vücut
- book (n) kitap
- boot (n) bot, çizme
- bored (adj) canı sıkılmış
- boring (adj) sıkıcı
- born (v) doğmak, dünyaya gelmek
- both (det) her ikisi
- both (pron) her ikisi
- bottle (n) şişe
- box (n) kutu, sandık
- boy (n) erkek çocuk
- boyfriend (n) erkek arkadaş
- bread (n) ekmek
- break (n) ara, fasıla, teneffüs, dinlenme arası, paydos, mola
- break (v) kırmak
- breakfast (n) kahvaltı
- bring (v) getirmek
- brother (n) erkek kardeş
- brown (adj) kahverengi
- brown (n) kahve rengi, kestane rengi
- build (v) inşa etmek, kurmak
- building (n) bina, inşaat
- bus (n) otobüs
- business (n) iş, işletme
- busy (adj) meşgul, yoğun
- but (conj) fakat
- butter (n) tereyağı
- buy (v) satın almak
- by (prep) yanında, kenarında, -ın tarafından; -e kadar; -erek; ile
- bye (excl) allah’a ısmarlaladık!, hoşçakal!
A2 Seviyesi Kelimeler
- back (adj) arka, geri
- background (n) özgeçmiş, geçmiş deneyimler, arka plan
- badly (adv) kötü, fena sekilde
- bar (n) bar, kalıp, parça
- baseball (n) beysbol
- based (adj) dayanmış, -e dayanan
- basketball (n) basketbol
- bean (n) fasulye
- bear (n) ayı
- beat (v) vurmak, dövmek
- beef (n) et, sığır eti
- before (adv) daha önce, daha önceden
- before (conj) -den önce
- behave (v) davranmak
- behaviour (n) davranış
- belong (v) ait olmak
- belt (n) kemer, kuşak
- benefit (n) yarar, fayda, çıkar
- best (adv) en iyisi
- best (n) en iyisi
- better (adv) daha iyi şekilde
- between (adv) iki yer, insan, eşyayı ayıran boşluk, iki olay veya zamanı ayıran dönemde
- billion (num) milyar
- bin (n) çöp kovası
- biology (n) biyoloji
- birth (n) doğum, doğuş
- biscuit (n) bisküvi
- bit (n) parça, kırıntı, küçük parça
- blank (adj) boş, içinde hiç bir şey olmayan
- blank (n) boş, kullanılmamış (kağıt)
- blood (n) kan
- blow (v) esmek, körüklemek, üflemek
- board (n) tahta, pano; kurul
- boil (v) kaynatmak, fokurdatmak
- bone (n) kemik, kılçık
- book (v) yer ayırtmak
- borrow (v) ödünç almak
- boss (n) patron
- bottom (adj) en alt düzeyde
- bottom (n) dip, alt
- bowl (n) tas, kâse
- brain (n) beyin
- bridge (n) köprü
- bright (adj) parlak
- brilliant (adj) zeki, pırıl pırıl, harika
- broken (adj) kırık, kırılmış, bozuk
- brush (n) fırça
- brush (v) fırçalamak
- burn (v) yanmak, yakmak
- businessman (n) iş adamı
- button (n) düğme, buton
B1 Seviyesi Kelimeler
- backwards (adv) geriye, geriye doğru, geri
- bake (v) fırında pişirmek, pişmek
- balance (n) denge
- balance (v) tartmak, dengelemek
- ban (n) yasak
- ban (v) yasaklamak
- base (n) kök, temel, dayanak
- base (v) dayandırmak, dayamak
- basic (adj) temel
- basis (n) temel, esas, kaynak
- battery (n) batarya, akü, pil
- battle (n) savaş
- beauty (n) güzellik
- bee (n) arı
- belief (n) inanç, iman, güven
- bell (n) zil, çan
- bend (n) dönemeç, viraj
- bend (v) eğmek, bükmek
- benefit (v) faydalanmak, yararlanmak
- better (n) en azından, daha da iyiye doğru, daha da iyi olsun diye
- bite (n) ısırık, lokma
- bite (v) ısırmak, dişlemek, sokmak
- block (n) blok
- block (v) engel olmak, tıkamak
- board (v) (gemi, uçak) binmek
- bomb (n) bomba
- bomb (v) bombalamak
- border (n) sınır, hat
- bother (v) canını sıkmak, rahatsız etmek
- branch (n) dal, şube
- brand (n) marka
- brand (v) damgalamak, lekelemek
- brave (adj) cesur
- breath (n) nefes, soluk, fısıltı
- breathe (v) solumak, nefes almak
- breathing (n) nefes alıp verme
- bride (n) gelin
- bubble (n) kabarcık, hava kabarcığı, baloncuk
- bury (v) gömmek, defnetmek
- by (adv) geçerek, geçip giderek, yakınından geçerek
B2 Seviyesi Kelimeler
- back (v) desteklemek
- bacteria (n) bakteri
- badge (n) isimlik, isim etiketi, rozet
- balanced (adj) dengeli
- ballet (n) balet, bale
- balloon (n) balon
- bar (v) engel olmak
- barely (adv) ancak, anca, zar zor, neredeyse hiç
- bargain (n) pazarlık, kelepir
- barrier (n) engel
- basement (n) bodrum, bodrum katı
- basically (adv) esasında, temel olarak
- basket (n) sepet
- bat (n) yarasa
- battle (v) savaşmak, mücadele etmek
- bear (v) dayanmak; taşımak; doğurmak
- beat (n) vuruş, tempo
- beg (v) yalvarmak
- being (n) varlık, var olma
- beneficial (adj) yararlı, hayırlı, faydalı
- bent (adj) eğri, yamuk
- beside (prep) yanına, yanında, dışında
- besides (adv) ayrıca, bunun yanısıra
- besides (prep) bundan başka, zaten, bununla birlikte
- bet (n) bahis, iddia
- bet (v) bahse girmek, iddiaya girmek
- beyond (adv) ötesinde, öte tarafında
- beyond (prep) ötesine, ötesinde
- bias (n) önyargı, peşin hüküm
- bid (n) girişim, teşebbüs, teklif
- bid (v) fiyat vermek, teklif vermek
- bill (v) fatura etmek, faturalandırmak
- biological (adj) biyolojik
- bitter (adj) acı, üzücü
- blame (n) suç, kabahat
- blame (v) suçlamak
- blanket (n) battaniye, örtü
- blind (adj) kör, görmeyen, anlayışsız
- blow (n) esinti, darp
- bold (adj) cesur, gözü pek, cüretli
- bombing (n) bombalama
- bond (n) bağ, ilişki
- booking (n) rezervasyon, yer ayırtma
- boost (n) yardım, destek
- boost (v) artırmak, yükseltmek
- border (v) sınırı olmak
- bound (adj) yükümlü, olması kesin
- breast (n) göğüs
- brick (n) tuğla
- brief (adj) kısa, kısa ve öz
- briefly (adv) kısaca
- broad (adj) geniş
- broadcast (n) radyo/tv yayını
- broadcast (v) radyo veya tv ile yayın yapmak
- broadcaster (n) tv ve radyoda sunum yapan, konuşan kişi
- broadly (adv) geniş geniş, genel olarak, genel anlamda
- budget (n) bütçe
- bug (n) tahtakurusu, böcek
- bullet (n) mermi
- bunch (n) demet, deste
- burn (n) yanık
- bush (n) çalı, çalılık
- but (prep) -den hariç
C1 Seviyesi Kelimeler
- backdrop (n) bir hadisenin, olayın olduğu durum
- backing (n) destek, yardım
- backup (n) yardım, destek
- bail (n) kefalet, kefalet ücreti
- ballot (n) oylama
- banner (n) pankart, bayrak, sancak, başlık, tepe yazısı
- bare (adj) çıplak, bomboş
- barrel (n) fıçı, varil, namlu
- bass (n) bas
- bat (v) kırpmak (göz), sopayla bir topa vurmaya çalışmak
- battlefield (n) savaş alanı
- bay (n) körfez, koy
- beam (n) ışın
- beast (n) hayvan, canavar, yaratık
- behalf (n) adına
- beloved (adj) sevilen, sevgili, aziz
- bench (n) bank, sıra, kürsü
- benchmark (n) kalite seviyesi
- beneath (prep) altında
- beneficiary (n) yararlanan kimse; hak sahibi
- betray (v) ihanet etmek, hıyanet etmek, ifşa etmek
- bind (v) bağlamak, ciltlemek; tutturmak
- biography (n) biyografi, yaşam öyküsü
- bishop (n) piskopos
- bizarre (adj) garip, tuhaf
- blade (n) bıçak ağzı; kılıç
- blast (n) şiddetli rüzgâr, rüzgâr
- blast (v) patlamak; tahrip etmek
- bleed (v) kanamak, kan ağlamak
- blend (n) karışım
- blend (v) harmanlamak, karıştırmak, karışmak, harmanlamak
- bless (v) tanrı’nın yardımını dilemek, inayet istemek, kutsamak, takdis etmek
- blessing (n) dua, lütuf, nimet
- boast (v) böbürlenmek
- bonus (n) ödül, ikramiye
- boom (n) artış, patlama
- bounce (v) zıplamak, sıçramak, fırlamak
- boundary (n) sınır, hudut, limit
- bow (n) eğilme, reverans, selamlama, yay
- bow (v) başla selamlamak, reverans yapmak, başını eğmek
- breach (n) ihlal, çiğneme
- breach (v) ihlal etmek, uymamak
- breakdown (n) arıza, bozulma, sorun
- breakthrough (n) buluş, atılım
- breed (n) soy
- breed (v) doğurmak, çoğalmak
- broadband (n) geniş bant
- browser (n) tarayıcı
- brutal (adj) vahşi, yabani, acımasız
- buck (n) (argo) dolar
- buddy (n) çok yakın arkadaş, dost, yaren, kafadar, ahbap
- buffer (n) tampon
- bulk (n) boy, cüsse, hacim, yığın
- burden (n) yük, zahmet
- bureaucracy (n) bürokrasi, kırtasiyecilik
- burial (n) gömme, defin
- burst (v) patlak vermek, patlamak