Oxford 3000 Kelime Listesi
- a (det) bir
- about (adv) hakkında
- about (prep) hakkında, ile ilgili; yaklaşık
- above (adv) yukarıda
- above (prep) üzerinde
- across (adv) karşıya
- across (prep) karşıdan karşıya
- action (n) eylem, hareket
- activity (n) etkinlik
- actor (n) erkek oyuncu, aktör
- actress (n) oyuncu, aktris
- add (v) eklemek, ilave etmek
- address (n) adres; konuşma
- adult (n) yetişkin
- advice (n) öğüt, tavsiye
- afraid (adj) korkmuş
- after (prep) -den sonra
- afternoon (n) öğleden sonra
- again (adv) tekrar, yeniden, yine
- age (n) yaş; çağ, devir
- ago (adv) önce
- agree (v) aynı fikirde olmak, katılmak
- air (n) hava
- airport (n) hava alanı
- all (det) bütün, tüm, hepsi, tamamı
- all (pron) bütün
- also (adv) de, da, ayrıca
- always (adv) herzaman
- amazing (adj) şaşırtıcı
- and (conj) ve
- angry (adj) sinirli
- animal (n) hayvan
- another (det) diğeri
- another (pron) başka
- answer (n) cevap, yanıt
- answer (v) cevaplamak, yanıtlamak
- any (det) biri, herhangi biri
- any (pron) herhangi
- anyone (pron) herhangi biri, hiçbiri
- anything (pron) herhangi bir şey, hiçbir şey
- apartment (n) apartman dairesi
- apple (n) elma
- April (n) nisan
- area (n) alan, bölge
- arm (n) kol; silah
- around (adv) etrafta, çevrede, bu civarda
- around (prep) etrafında, civarında
- arrive (v) varmak, ulaşmak
- art (n) sanat
- article (n) makale
- artist (n) sanatçı
- as (prep) olarak
- ask (v) sormak; istemek, dilemek
- at (prep) -de, -deki; -e, -a
- August (n) ağustos
- aunt (n) hala, teyze
- autumn (n) sonbahar, güz
- away (adv) uzakta, uzağa, uzak
- ability (n) yetenek, kabiliyet
- able (adj) yapabilir, yetenekli
- abroad (adv) yurt dışında
- accept (v) kabul etmek
- accident (n) kaza
- according to (prep) -a/-e göre
- achieve (v) başarmak, ulaşmak
- act (v) hareket etmek; rol almak
- active (adj) faal, hareketli
- actually (adv) aslında, gerçekte
- adult (adj) yetişkin
- advantage (n) avantaj
- adventure (n) macera
- advertise (v) reklam yapmak
- advertisement (n) reklam
- advertising (n) reklamcılık
- affect (v) etkilemek
- after (adv) sonra
- after (conj) -den sonra
- against (prep) -e karşı
- ah (excl) oooh, aha
- airline (n) havayolu
- alive (adj) canlı
- all (adv) tamamen
- all right (adj) iyi
- all right (adv) tamam, pekâla
- all right (excl) peki, olur, tamam
- allow (v) izin vermek; olanak sağlamak
- almost (adv) hemen hemen, yaklaşık, neredeyse
- alone (adj) yalnız, tek başına
- alone (adv) yalnız
- along (adv) boyunca; yanısıra; ileri
- along (prep) boyunca
- already (adv) çoktan, zaten
- alternative (n) alternatif
- although (conj) -e rağmen, -se de, -e karşın
- among (prep) arasında
- amount (n) miktar
- ancient (adj) eski
- ankle (n) ayak bileği
- any (adv) hiç, daha, biraz
- any more (adv) artık, bundan sonra
- anybody (pron) hiç kimse, herkes
- anyway (adv) her neyse, zaten
- anywhere (adv) herhangi bir yer, hiçbir yer
- anywhere (pron) bir yer
- app (n) uygulama
- appear (v) görünmek, ortaya çıkmak
- appearance (n) görünüş, ortaya çıkma
- apply (v) başvurmak; uygulamak; sürmek (krem vs)
- architect (n) mimar
- architecture (n) mimari
- argue (v) tartışmak; ileri sürmek
- argument (n) tartışma; iddia
- army (n) ordu
- arrange (v) düzenlemek, ayarlamak
- arrangement (n) düzenleme
- as (adv) -dığı için, çünkü, -dıkça, -iken, gibi
- as (conj) ki; madem; olduğu gibi
- asleep (adj) uykulu, uykuda
- assistant (adj) yardımcı
- assistant (n) yardımcı
- athlete (n) atlet, sporcu
- attack (n) saldırı
- attack (v) saldırmak
- attend (v) katılmak
- attention (excl) hazrı ol!
- attention (n) dikkat, ilgi, bakım
- attractive (adj) çekici
- audience (n) izleyici, dinleyici
- author (n) yazar
- available (adj) hazır, mevcut; uygun, görüşmeye hazır
- average (adj) ortalama, sıradan
- average (n) ortalama
- avoid (v) sakınmak, kaçınmak
- award (n) ödül
- awful (adj) berbat, kötü
- absolutely (adv) kesinlikle, tamamen
- academic (adj) akademik
- access (n) erişim, ulaşım
- access (v) erişmek, ulaşmak
- accommodation (n) barınma
- account (n) hesap; anlatım
- achievement (n) başarı
- act (n) hareket, eylem
- ad (n) reklam
- addition (n) ekleme
- admire (v) hayran olmak
- admit (v) kabul etmek, itiraf etmek
- advanced (adj) ileri, gelişmiş
- advise (v) tavsiye vermek, öğüt vermek
- afford (v) gücü yetmek ( maddi), karşılamak
- age (v) yaşlanmak, yıllanmak
- aged (adj) yaşlı
- agent (n) temsilci; faktör
- agreement (n) anlaşma
- ahead (adv) ileri
- aim (n) amaç, hedef
- aim (v) amaçlamak, hedeflemek
- alarm (n) alarm
- album (n) albüm
- alcohol (n) alkol
- alcoholic (adj) alkollü
- alternative (adj) alternatif
- amazed (adj) şaşırmış
- ambition (n) hırs, tutku; amaç, hedef
- ambitious (adj) hırslı
- analyse (v) incelemek
- analysis (n) inceleme
- announce (v) duyurmak
- announcement (n) duyuru, ilan
- annoy (v) canını sıkmak, kızdırmak
- annoyed (adj) kızgın, sinirli
- annoying (adj) can sıkıcı
- apart (adv) ayrı
- apologize (v) özür dilemek
- application (n) uygulama; başvuru
- appointment (n) atama, randevu
- appreciate (v) beğenmek, takdir etmek
- approximately (adv) yaklaşık olarak
- arrest (n) tutuklama
- arrest (v) tutuklamak
- arrival (n) varış, geliş
- assignment (n) atama, görev, ödev
- assist (v) yardım etmek, desteklemek
- atmosphere (n) atmosfer; ortam
- attach (v) iliştirmek
- attitude (n) tutum, fikir, düşünce
- attract (v) çekmek, cezbetmek
- attraction (n) çekicilik, cazibe
- authority (n) yetki, otorite
- average (v) belli bir ortalamayı tutturmak, ulaşmak
- award (v) ödüllendirmek
- aware (adj) farkında, haberdar
Oxford 5000 Kelime Listesi
- abandon (v) terk etmek, bırakmak
- absolute (adj) tam, kesin
- absorb (v) emmek, soğurmak
- abstract (adj) soyut
- academic (n) akademik, akademik personel, üniversite hocası
- accent (n) aksan, şive
- acceptable (adj) kabul edilebilir
- accidentally (adv) kazara, tesadüfen
- accommodate (v) barındırmak
- accompany (v) eşlik etmek
- accomplish (v) başarmak, tamamlamak
- account (v) açıklamak
- accountant (n) hesap tutma, sayma
- accuracy (n) doğruluk
- accurate (adj) doğru, isabetli, eksiksiz
- accurately (adv) doğru biçimde
- accuse (v) suçlamak
- acid (n) asit
- acknowledge (v) kabul etmek, tanımak
- acquire (v) kazanmak, edinmek
- activate (v) harekete geçirmek
- actual (adj) gerçek, asıl
- adapt (v) uyum sağlamak
- addiction (n) bağımlılık
- additional (adj) ilave , ek
- additionally (adv) ayrıca
- address (v) hitap etmek; (bir sorunla) ilgilenmek, değinmek
- adequate (adj) yeterli
- adequately (adv) yeteri derecede
- adjust (v) ayarlamak, uydurmak
- administration (n) yönetim
- adopt (v) benimsemek, evlat edinmek
- advance (adj) önceden olan
- advance (n) ilerleme
- advance (v) ilerlemek, gelişmek
- affair (n) iş, ilişki
- affordable (adj) satın alınılabilir, makul fiyatlı
- afterwards (adv) sonraları, daha sonrasında
- agency (n) acente, kurum
- agenda (n) gündem, ajanda
- aggressive (adj) sinirli
- agriculture (n) tarım
- AIDS (n) aids
- aid (v) yardım
- aid (n) yardım etmek
- aircraft (n) uçak
- alarm (v) telaşa düşürmek
- alien (n) yabancı uyruklu kimse
- alongside (prep) yanında, ile yan yana
- alter (v) değiştirmek
- altogether (adv) tümüyle, hep beraber
- ambulance (n) ambulans
- amount (v) toplama ulaşmak, sonuca varmak
- amusing (adj) eğlenceli, zevkli
- analyst (n) analist
- ancestor (n) ata, cet
- anger (n) öfke
- angle (n) açı
- animation (n) animasyon, canlılık
- anniversary (n) yıl dönümü
- annual (adj) yıllık
- annually (adv) yıllık olarak
- anticipate (v) beklemek, ummak
- anxiety (n) kaygı, endişe
- anxious (adj) kaygılı, sinirli
- apology (n) özür
- apparent (adj) açık, belli
- apparently (adv) görünüşte, görünüşe bakılırsa
- appeal (n) çekicilik; çağrı, talep
- appeal (v) cezbetmek; talep etmek
- applicant (n) aday, başvuran
- approach (n) yaklaşım
- approach (v) yaklaşmak
- appropriate (adj) uygun
- appropriately (adv) uygun bir şekilde
- approval (n) onay
- approve (v) onaylamak
- arise (v) ortaya çıkmak, meydana gelmek
- armed (adj) silahlı
- arms (n) cephane
- arrow (n) ok
- artificial (adj) yapay
- artistic (adj) sanatsal
- artwork (n) sanat çalışması
- ashamed (adj) utanmış
- aside (adv) bir kenara, bir yana
- aspect (n) yön, özellik, taraf
- assess (v) değerlendirmek
- assessment (n) değerlendirme
- asset (n) değerli şey, mülk
- assign (v) görevlendirmek
- assistance (n) destek, yardım
- associate (v) ilişkilendirmek
- associated (adj) ilişkili, bağlantılı
- association (n) ilişki, bağlantı; kurum
- assume (v) varsaymak, üstlenmek
- assumption (n) varsayım
- assure (v) garanti etmek, söz vermek
- astonishing (adj) şaşırtıcı
- attachment (n) bağlılık, ilave
- attempt (n) çaba, girişim
- attempt (v) çabalamak, kalkışmak, girişmek
- auction (n) açık artırma
- audio (adj) işitsel
- automatic (adj) otomatik
- automatically (adv) otomatik olarak, kendiliğinden
- awareness (n) farkındalık
- awkward (adj) sakar; uygunsuz
- abolish (v) yürürlükten kaldırmak
- abortion (n) kürtaj
- absence (n) yokluk, var olmama
- absent (adj) yok, mevcut değil
- absurd (adj) saçma
- abundance (n) bolluk
- abuse (n) suiistimal, kötüye kullanma
- abuse (v) istismar etmek
- academy (n) yüksekokul
- accelerate (v) hızlandırmak
- acceptance (n) kabul, alma
- accessible (adj) ulaşılabilir
- accomplishment (n) başarı, tamamlama
- accordance (n) uyum, anlaşma
- accordingly (adv) bu doğrultuda, buna göre
- accountability (n) sorumluluk
- accountable (adj) sorumlu
- accumulate (v) biriktirmek, yığmak
- accumulation (n) birikme, yığın
- accusation (n) suçlama
- accused (n) suçlu, zanlı
- acid (adj) asitli
- acquisition (n) edinim
- acre (n) hektar
- activation (n) hareketlendirme
- activist (n) eylemci
- acute (adj) şiddetli, güçlü
- adaptation (n) uyarlama, ayak uydurma
- adhere (v) yapışmak
- adjacent (adj) yan yana, bitişik
- adjustment (n) ayarlama
- administer (v) yönetmek, uygulamak
- administrative (adj) yönetimsel
- administrator (n) yönetici, idareci
- admission (n) kabul, giriş
- adolescent (n) ergen
- adoption (n) kabullenme, benimseme
- adverse (adj) ters, olumsuz
- advocate (n) savunucu, avukat
- advocate (v) desteklemek, korumak
- aesthetic (adj) estetik
- affection (n) sevgi, şefkat
- aftermath (n) sonraki dönem
- aggression (n) saldırganlık
- agricultural (adj) tarımsal
- aide (n) yardım edilmiş
- albeit (conj) -e,-a rağmen, olsa da, gerçi
- alert (adj) uyanık, dikkatli
- alert (n) uyarı, ikaz
- alert (v) tehlikeye karşı uyarmak
- alien (adj) yabancı, farklı
- align (v) dizmek, aynı hizaya getirmek
- alignment (n) sıra
- alike (adj) aynı, benzer
- alike (adv) benzer şekilde
- allegation (n) suçlama, iddia
- allege (v) ileri sürmek, iddia etmek
- allegedly (adv) iddialara göre
- alliance (n) antlaşma, ittifak, birlik
- allocate (v) ayırmak, tahsis etmek
- allocation (n) tahsisat, ayırma
- allowance (n) harçlık; pay; izin
- ally (n) müttefik
- aluminium (n) alüminyum
- amateur (adj) amatörce
- amateur (n) amatör
- ambassador (n) büyükelçi, diplomat, sefir
- amend (v) değiştirmek, ıslah etmek
- amendment (n) düzeltme, değişiklik, ıslahat
- amid (prep) ortasında, arasında
- analogy (n) kıyaslama, benzerlik
- anchor (n) haber sunucusu
- angel (n) melek
- anonymous (adj) anonim, imzasız, ismi bilinmeyen
- apparatus (n) aletler, araçlar
- appealing (adj) cazip, çekici
- appetite (n) iştah
- applaud (v) alkışlamak
- applicable (adj) uygulanabilir, ilgili
- appoint (v) aramak
- appreciation (n) takdir, teşekkür
- arbitrary (adj) keyfi, isteğe bağlı
- architectural (adj) mimari
- archive (n) arşiv
- arena (n) meydan, alan
- arguably (adv) tartışılır şekilde
- arm (v) silahlandırmak
- array (n) düzen, sergi
- articulate (v) açıkça söylemek
- ash (n) kül
- aspiration (n) istek, arzu
- aspire (v) çok istemek, umutlanmak
- assassination (n) suikast
- assault (n) saldırı, hücum
- assault (v) saldırmak
- assemble (v) toplamak, toplanmak
- assembly (n) meclis, toplantı, kurul
- assert (v) iddia etmek
- assertion (n) açıklama, ileri sürme
- assurance (n) güvence; özgüven
- asylum (n) sığınak, barınak, himaye
- atrocity (n) acımasızlık, şiddet, büyük kötülük
- attain (v) elde etmek, ulaşmak
- attendance (n) katılım; yoklama
- attorney (n) avukat, dava vekili
- attribute (n) özellik
- attribute (v) bağlamak, yormak, atfetmek
- audit (n) hesap denetimi
- authentic (adj) hakiki, orijinal
- authorize (v) resmi yetki vermek, yetkilendirmek
- auto (n) araba, otomobil
- autonomy (n) özerklik
- availability (n) elverişlilik
- await (v) beklemek