Kategoriler
İngilizce Sınav Kelimeleri

İngilizce O Harfi İle Başlayan Sınav Kelimeleri

Sınav Kelimeleri
O Harfi İle Başlayan Kelimeler
  • Obedience (n) İtaat, boyun eğme, sadakat
  • Obese (adj) Aşırı şişman, şişko, şişman
  • Obesity (n) Şişmanlık, aşırı şişmanlık
  • Obey (v) İtaat etmek, uymak, dinlemek
  • Object (v) İtiraz etmek, karşı çıkmak
  • Objective (adj) Objektif, tarafsız, nesnel
  • Obligate (v) Mecbur etmek, zorlamak
  • Obligation (n) Minnet, zorunluluk, yükümlülük
  • Oblige (v) Zorunda bırakmak, mecbur etmek
  • Oblivious (adj) Unutkan, ihmalkâr, ihmalci
  • Obnoxious (adj) Çirkin, iğrenç, pis, kötü
  • Obscure (adj) Karanlık, loş, belirsiz, karışık, anlaşılmaz
  • Obscurity (adj) Karanlık, anlaşılmazlık, bilinmezlik
  • Observe (v) Görmek, gözetlemek, gözlemek
  • Observer (n) Gözlemci
  • Obsession (n) Takıntı, saplantı, sabit fikir
  • Obsolete (adj) Eski, kullanılmayan, modası geçmiş
  • Obstacle (n) Engel, mani
  • Obstinate (adj) İnatçı, dik başlı, dik kafalı
  • Obstruct (v) Engel olmak, tıkamak, kapamak
  • Obtain (v) Sağlamak, elde etmek, edinmek
  • Obviate (v) Gidermek, önlemek, çare bulmak
  • Obvious (adj) Açık, besbelli, apaçık
  • Occasion (n) Fırsat, ortam, durum
  • Occasionally (adv) Ara sıra, bazen
  • Occupation (n) Uğraş, iş, meşguliyet
  • Occupy (v) Tutmak, işgal etmek, meşgul etmek
  • Occur (v) Çıkmak, ortaya çıkmak, oluşmak
  • Odd (n) Acayip, tuhaf, garip
  • Odour (n) Koku
  • Offence (n) Suç, saldırı, tecavüz
  • Offend (v) İncitmek, kırmak, rencide etmek
  • Offensive (adj) Saldıran, saldırgan, hakaret eden
  • Offer (v) Teklif etmek, sunmak
  • Officially (adv) Resmi olarak, resmen
  • Officious (adj) İşgüzar, yarı resmi
  • Offset (v) Dengelemek, denkleştirmek
  • Offshore (adv) Kıyıdan uzakta, kıyıdan esen
  • Offspring (n) Ürün, çoluk çocuk
  • Omit (v) Atlamak, çıkarmak, ihmal etmek
  • Ongoing (adj) Devamlı, sürekli, aralıksız
  • Onwards (adv) İleri, ileriye, beri, sonra
  • Opacity (n) Saydam olmayış, şeffaf olmayış, anlaşılmazlık
  • Open up (phr.v) Söz açmak, açılmak
  • Operate (v) Çalışmak, işletmek, etki etmek
  • Operation (n) Cerrahi müdahale, operasyon, ameliyat
  • Opinion (n) Fikir, düşünce, kanı
  • Opponent (n) Aleyhtar, düşman, rakip
  • Opportunity (n) Fırsat, uygun durum, şans
  • Oppose (v) Karşı koymak, karşı çıkmak
  • Opposite (adj) Karşıt
  • Oppress (v) Sıkmak, bunaltmak, ezmek
  • Optimistic (adj) İyimser
  • Order (v) Sipariş vermek
  • Ordinary (adj) Olağan, sıradan
  • Organization (n) Organizasyon, örgüt, örgütlenme
  • Organize (v) Düzenlemek, kurmak
  • Orientation (n) Oryantasyon, uyum sağlama
  • Origin (n) Kök, köken, başlangıç
  • Original (adj) Özgün, ilk
  • Originally (adv) Aslen, aslında, orijinal olarak
  • Originate (v) Kaynaklanmak, meydana gelmek
  • Ornament (n) Süs, takı, aksesuar
  • Ornamentation (n) Süsleme, süs, takı
  • Orphanage (n) Yetimhane, yetimler yurdu
  • Oscillation (n) Salınım, sallanma, titreşim
  • Ostentatious (adj) Gösterişli, azametli, havalı
  • Otherwise (conj) Yoksa, bunun dışında, aksi halde
  • Outbreak (n) Patlak verme, salgın, isyan
  • Outcome (n) Sonuç, son
  • Outdoor (adj) Açık havada, dışarıda
  • Outlay (n) Harcamalar, giderler, harcama
  • Outlet (n) Çıkış, yol, ağız
  • Outlook (n) Görünüm, görünüş, görüntü
  • Output (n) Çıktı, çıkış gücü, verim, üretim
  • Outrage (v) Hakaret etmek, kırmak, kötü davranmak
  • Outrageous (adj) Aşırı kötü, çok çirkin, rezil
  • Outset (n) Başlangıç, baş
  • Outskirts (n) Kenar mahalleler, varoş
  • Outspokenly (adv) Açıkça, açık açık
  • Outstanding (adj) Göze çarpan, seçkin, önde gelen
  • Outweigh (v) Ağır basmak, daha ağır gelmek
  • Overall (adj) Tam, tüm, etraflı
  • Overcharge (v) Fahiş fiyatla satmak, kazıklamak
  • Overcome (v) Başa çıkmak, üstesinden gelmek
  • Overdue (adj) Geç kalmış, rötarlı, vadesi geçmiş
  • Overestimate (v) Fazla tahmin etmek, aşırı değer biçmek, abartmak
  • Overhead (adv) Yukarıda, tepede, havada
  • Overhear (v) Kulak misafiri olmak, kulak kabartmak
  • Overlook (v) Görmemezlikten gelmek, gözden kaçırmak
  • Overrate (v) Fazla değer vermek, gözünde büyütmek
  • Overrule (v) Reddetmek, geçersiz kılmak, iptal etmek
  • Oversea (adv) Denizaşırı
  • Overseas (adv) Denizaşırı
  • Oversee (v) Gözetmek, denetlemek
  • Overstate (v) Abartmak, büyütmek
  • Overthrow (v) Yıkmak, devirmek, düşürmek
  • Overview (n) Genel bakış, kısaca gözden geçirme
  • Overweight (adj) Fazla kilolu
  • Overwhelm (v) Alt etmek, ezmek, boğmak
  • Owe (v) Borçlu olmak, minnettar olmak
  • Own up (phr.v) İtiraf etmek
  • Own (adj) Kendi