İçeriğe atla
M Harfi İle Başlayan Kelimeler
- Magistrate (n) Sulh hakimi, adliye yüksek memuru
- Magnet (n) Mıknatıs, çekim alanı
- Magnificence (n) Görkem, ihtişam
- Magnificent (adj) Görkemli, azametli, şahane
- Magnify (v) Büyütmek, abartmak
- Magnitude (n) Büyüklük, önem
- Main (adj) Ana, asıl, esas
- Mainly (adv) Çoğunlukla
- Maintain (v) Sürdürmek, sağlamak
- Major (adj) Büyük, önemli, başlıca
- Majority (n) Çoğunluk
- Make do (phr.v) İdare etmek, yetinmek
- Make for (phr.v) E doğru gitmek, yürümek
- Make fun of (phr.v) Birisiyle dalga geçmek
- Make off with (phr.v) Kaçırmak, çalmak, aşırmak
- Make out (phr.v) Fark etmek, anlamak
- Make over (phr.v) Biçimini değiştirmek, dönüştürmek
- Make sure (phr.v) Emin olmak, sağlama almak
- Make up for (phr.v) Telafi etmek
- Make up (phr.v) Oluşturmak, uydurmak
- Male (n) Erkek
- Malign (v) İftira etmek, çamur atmak
- Malignant (adj) Zarar verici, habis, kötü huylu
- Malnutrition (n) Yetersiz beslenme, beslenme bozukluğu
- Mammal (adj) Memeli
- Manage (v) Başarmak, becermek
- Management (n) Yönetim, idare
- Mandatory (adj) Zorunlu
- Manifest (v) Göstermek, belirtmek
- Manipulate (v) El ile işletmek, idare etmek
- Mankind (n) İnsan soyu, insanlık, erkekler
- Manner (n) Tarz, biçim, yol, davranış
- Manoeuvre (n) Manevra, hile, dolap
- Manual (adj) Manuel, elle yapılan
- Manufacture (v) Üretmek, imal etmek
- Manure (n) Gübre
- Manuscript (n) El yazması
- Marina (n) Marina, yat limanı
- Marine (adj) Deniz, denize ait
- Mark down (phr.v) Ucuzlatmak, düşürmek
- Mark up (phr.v) Pahalandırmak, yükseltmek
- Mark (v) İşaretlemek, damgalamak, çizmek
- Marvellous (adj) Olağanüstü, fevkalade, harikulâde
- Mask (n) Maske
- Mass (adj) Kitle, küme, yığın
- Massacre (n) Katliam
- Massive (adj) Ağır, yekpare, masif
- Master (v) Öğrenmek, hakim olmak
- Mate (n) Eş, arkadaş, ortak, mat
- Maternal (adj) Anne, anne tarafından olan
- Matter (v) Önemi olmak, önemli olmak
- Mature (adj) Olgun, kemâle ermiş, ergin
- Mean (v) Anlamına gelmek, demek istemek
- Meantime (adv) Bu arada, iken
- Meanwhile (adv) Bu arada, aynı anda, iken
- Measure (v) Ölçmek, tartmak, ölçüsünü almak
- Melt (v) Erimek, eritmek
- Member (n) Organ, üye
- Memorable (adj) Hatırlanmaya değer, unutulmaz
- Memorize (v) Ezberlemek, bellemek
- Menace (v) Tehdit etmek, gözdağı vermek
- Mend (v) Onarmak, düzeltmek
- Mental (adj) Akıl, zekâ, zihinsel, ruhsal
- Mention (v) Söz etmek, bahsetmek, dile getirmek
- Merchant (n) Tacir, tüccar
- Mercy (n) Merhamet, insaf
- Merely (adv) Sadece, ancak, yalnız
- Merge (v) Birleşmek, karışmak, kaynaşmak
- Merit (n) Değer, meziyet
- Mess (n) Karışıklık, dağınıklık
- Meticulous (adj) Titiz, çok dikkatli, kılı kırk yaran
- Meticulously (adv) Titizlikle, özenle
- Midst (adv) Orta, orta yer
- Migrate (v) Göç etmek
- Migration (n) Göç, göçme
- Migratory (adj) Göç eden, gezici
- Mild (adj) Ilımlı, hafif
- Military (adj) Askeri
- Mimic (v) Taklit etmek, taklidini yapmak
- Mind (n) Akıl, us, zihin, bellek
- Mine (v) Kazmak, maden işletmek
- Minimize (v) Azaltmak, küçümsemek
- Minister (n) Bakan, vekil
- Minor (adj) Küçük, ikinci derecede, ikincil
- Minority (n) Azınlık, azlık
- Miracle (n) Mucize, harika, keramet
- Misconduct (n) Kötü davranış, kötü idare, zina
- Miserable (adj) Sefil, perişan, zavallı
- Misery (n) Sefalet, yoksulluk, acı
- Misgiving (n) Kuşku, kuruntu, korku
- Mislead (v) Yanlış yönlendirmek, şaşırtmak
- Miss out (phr.v) Atlamak
- Miss (n) Hanım, bayan (evlenmemiş)
- Missing (adj) Kayıp, eksik
- Mission (n) Görev, iş, vazife, misyon
- Mistake for (phr.v) Yanlış yapmak , yanılmak
- Mistake (n) Yanlış, hata
- Mistrustful (adj) Güvensiz, şüpheci
- Misuse (v) Hor kullanmak, yanlış kullanmak
- Mix up (phr.v) Karıştırmak, yanılmak
- Mix (v) Karıştırmak, katmak
- Mob (n) Kalabalık, izdiham, ayaktakımı
- Mobile (adj) Hareketli, gezici, oynak
- Mock (v) Alay etmek, eğlenmek
- Moderate (adj) Ilıman, ılımlı, ölçülü
- Modest (adj) Alçakgönüllü, mütevazi, gösterişsiz
- Modify (v) Değişiklik yapmak, değiştirmek
- Moist (adj) Nemli, ıslak, sulu, rutubetli
- Moisture (n) Islaklık, nem, rutubet
- Mold (v) Biçimlendirmek, kalıba dökmek
- Monetary (adj) Para, para ile ilgili, parasal
- Monitor (v) İzlemek, gözlemek
- Monk (n) Keşiş, rahip
- Monument (n) Anıt, abide
- Monumental (adj) Anıtsal, devasa, heybetli
- Mood (n) Ruh hali, hava
- Moral (adj) Ahlaki, manevi, törel
- Morale (n) Moral, manevi güç, maneviyat
- Morally (adv) Ahlâkça, manevi olarak
- Moreover (adv) Bundan başka, üstelik
- Mortality (n) Ölümlülük, ölüm oranı
- Mostly (adv) Çoğunlukla, genelde, başlıca
- Motive (n) Neden, güdü, dürtü
- Motorway (n) Otoyol
- Mud (n) Çamur
- Muddle (adj) Karışıklık, şaşkınlık, sersemlik
- Multiply (v) Çarpmak, çoğaltmak
- Multitude (adj) Çok sayıda, kalabalık
- Murder (n) Cinayet, adam öldürme
- Muscle (n) Kas, adale
- Mutineer (n) İsyancı, asi
- Mutual (adv) Karşılıklı, iki taraflı, müşterek
- Mutually (adv) Karşılıklı olarak
- Mysterious (adj) Esrarengiz, gizemli
- Mystery (adj) Gizem, esrar, sır
- Mystique (n) Esrarlı hava, esrarlı, gizemli
- Mythical (adj) Mitsi, efsanevi