İçeriğe atla
G Harfi İle Başlayan Kelimeler
- Gadget (n) Küçük alet, ıvır zıvır, zımbırtı
- Gain (v) Kazanmak, kâr etmek
- Gallery (n) Galeri
- Gamble (v) Kumar oynamak
- Gang (n) Ekip, grup, çete
- Gap (n) Boşluk, aralık
- Gasoline (n) Benzin
- Gate (n) Dış kapı
- Gateway (n) Geçit
- Gather (v) Toplamak, bir araya getirmek, tutmak
- Gaze (v) Gözünü dikerek bakmak
- Gear (n) Vites, dişli, takım
- Gender (n) Cinsiyet, cins
- Generally (adv) Genel olarak, genelde, genellikle
- Generate (v) Üretmek, meydana getirmek
- Generation (n) Nesil
- Generous (adj) Cömert, eli açık
- Genesis (n) Doğuş, yaratılış, köken
- Genius (adj) Dahi, deha, zeki
- Genocide (n) Soykırım, genosit
- Genre (n) Çeşit, tür
- Gentle (adj) Kibar, nazik, hoşgörülü
- Genuine (adj) Hakiki, öz, gerçek
- Geography (n) Coğrafya
- Germ (n) Mikrop, bakteri, virüs
- Germicide (n) Mikrop öldürücü ilaç, antiseptik madde
- Germinate (v) Çimlenmek, filizlenmek
- Gestation (n) Gebelik süresi, gebelik dönemi
- Get about (phr.v) Gezmek, seyahat etmek
- Get accustomed to (v) Alışmak
- Get across (phr.v) Anlaşılmak, açıklamak
- Get along with (phr.v) İyi anlaşmak, iyi geçinmek, anlaşmak
- Get around (phr.v) Tuzağa düşürmek, bir noktaya varmak
- Get at (phr.v) İma etmek, demek istemek
- Get away with (phr.v) Kaçmak, kurtulmak, sıvışmak
- Get away (phr.v) Kaçmak
- Get back (phr.v) Kaybettiğin bir şeye kavuşmak, geri dönmek
- Get by (phr.v) Geçinmek, hayatta kalmak
- Get down to (phr.v) Bir işe girişmek, başlamak
- Get down (phr.v) Neşesini şevkini kırmak, yormak
- Get dressed (v) Giyinmek
- Get in (phr.v) İçeri girmek, içeriye girmek
- Get into (phr.v) Binmek, girmek
- Get married (v) Evlenmek
- Get off (phr.v) İnmek, ayrılmak, çıkmak
- Get on with (phr.v) İyi anlaşmak, iyi geçinmek
- Get on (phr.v) Binmek
- Get out of hand (phr.v) Yoldan çıkmak, bozulmak
- Get out of (phr.v) Kaçınmak
- Get over (phr.v) İyileşmek, aşmak
- Get rid of (phr.v) Başından savmak, kurtulmak
- Get through (phr.v) Bitirmek, geçirmek, başarmak
- Get to (phr.v) Varmak, başlamak
- Get undressed (v) Soyunmak
- Get up (phr.v) Yataktan kalkmak
- Get used to (v) Alışmak
- Giant (adj) Dev, dev gibi, kocaman
- Gift (n) Hediye, armağan, doğuştan yetenek
- Gigantic (adj) Dev gibi, kocaman, çok büyük.
- Give in (phr.v) Teslim etmek, pes etmek, kabullenmek
- Give off (phr.v) Koku buhar çıkarmak, yaymak
- Give out (phr.v) Bitirmek, başarısız olmak, tükenmek
- Give over (phr.v) Vazgeçmek, çekilmek
- Give rise to (phr.v) Neden olmak, yol açmak
- Give up (phr.v) Bırakmak
- Glacier (n) Buzul
- Glad (adj) Memnun
- Glamorous (adj) Büyüleyici, göz alıcı, göz kamaştırıcı
- Glance (v) Göz atmak, göz gezdirmek, bakıvermek
- Glide (v) Kaymak, süzülmek
- Glimpse (v) Gözüne ilişmek, göz atmak
- Global (adj) Evrensel
- Gloomy (adj) Karanlık, hüzünlü, karamsar
- Glory (n) Şan, şeref, ün, ihtişam
- Glow (v) Kızarmak, kıpkırmızı olmak
- Glue (n) Yapıştırıcı, zamk, tutkal
- Go along with (phr.v) Desteklemek, aynı görüşte olmak
- Go around (phr.v) Dolaşmak, gezinmek
- Go away (phr.v) Defolup gitmek, gitmek
- Go back on (phr.v) Sözünde durmamak
- Go back (phr.v) Dönmek, geri gitmek
- Go bust (phr.v) İflas etmek
- Go by (phr.v) Göre hareket etmek
- Go down (phr.v) Batmak, kötüleşmek
- Go for (phr.v) Çabalamak, gayret etmek, bulmak
- Go in for (phr.v) Katılmak, yer almak, sınava girmek
- Go in (phr.v) Girmek, uymak
- Go into (phr.v) Açıklamak
- Go off (phr.v) Ayrılmak
- Go on (phr.v) Devam etmek
- Go out of (phr.v) Çıkmak, dışarı çıkmak
- Go out (phr.v) Dışarı çıkmak
- Go over (phr.v) Gözden geçirmek, ayrıntılar üzerinde durmak
- Go round (phr.v) Yeterince olmak, herkese yetmek
- Go through with (phr.v) Yürütmek, tamamlamak
- Go through (phr.v) Açı çekmek, katlanmak, geçmek
- Go up (phr.v) Yükselmek, patlamak
- Go with (phr.v) Uygun olmak, yakışmak
- Goal (n) Amaç, hedef, gol
- Gorgeous (adj) Muhteşem, harika, göz kamaştırıcı
- Gossip (v) Dedikodu yapmak, çene çalmak
- Govern (v) Yönetmek, idare etmek, hükmetmek
- Government (n) Hükümet, devlet, idare
- Graceful (adj) İnce, zarif, ağırbaşlı, vakur
- Grade (n) Derece, aşama, basamak
- Gradually (adv) Azar azar, derece derece
- Graduate (v) Mezun etmek, diploma vermek
- Grain (n) Tane, tahıl, tanecik, zerre
- Grammar (n) Gramer, dilbilgisi
- Grand (adj) Büyük, yüce, ulu, heybetli
- Grant (v) Vermek, bağışlamak, onaylamak
- Grapple (v) Boğuşmak, uğraşmak, bağlamak
- Grasp (v) Kapmak, tutmak, yakalamak
- Grateful (adj) Minnettar, memnun
- Gratify (v) Hoşnut etmek, memnun etmek
- Gratitude (n) Minnettarlık, şükran, şükür
- Graze (v) Otlatmak, otlamak, sıyırmak
- Greed (n) Hırs, açgözlülük, oburluk
- Greedy (adj) Hevesli, hırslı, pisboğaz
- Greet (v) Selamlamak, kutlamak, selam vermek
- Grid (n) Izgara, parmaklık, şebeke
- Grief (n) Acı, üzüntü, dert
- Grind (v) Öğütmek, ezmek, bilemek
- Grip (v) Tutmak, yakalamak, kavramak
- Groove (n) Yiv, oluk, çizgi
- Gross (adj) Brüt, bütün, toptan
- Grossly (adv) Fena halde, ağır şekilde
- Grotesque (adj) Acayip, garip, gülünç, anlamsız
- Ground (n) Toprak, zemin, yer
- Grove (n) Koru, ağaçlık
- Grow up (phr.v) Yetişkin olmak, büyümek
- Grow (v) Büyümek, yetiştirmek
- Grudge (n) Kin, garez, kıskanma
- Guarantee (v) Garanti etmek, garantiye almak
- Guard (n) Koruma, bekçi
- Guess (v) Tahmin etmek, zannetmek
- Guest (n) Misafir, konuk
- Guidance (n) Rehberlik, kılavuzluk, yol gösterme
- Guide (v) Rehberlik etmek, yönlendirmek
- Guilt (n) Suç, kabahat, suçluluk
- Guilty (adj) Suçlu
- Gun (n) Silâh, top, tüfek
- Gusty (adj) Rüzgârlı, fırtınalı
- Gym (n) Spor salonu