bachelor’s degree(noun)lisans derecesi, üniversite diploması, üniversite mezunu, lisans mezuniyeti, lisans diploması
background(noun)geri taraf, arka plan; bir kişinin geçmişi, ailesi, eğitimi, yaşam tecrübesi; bir tablonun, resmin geri planı, zemini; bir hadisenin, olayın geçmişi, oluş biçimi
bacteria(noun)bakteri
bacterial(adjective)bakterinin neden olduğu, bakteriden olan
base(noun)temel, taban, kaide; esas, temel, asıl; çalışma ve yaşama alanı, yeri; üs, askeri üs; ana karargâh, ana merkez; karışımın ana hammadesi; beyzbolda bir oyuncunun mutlaka ulaşması gereken noktalardan biri
base(verb)dayandırmak, temellendirmek
basic(adjective)temel, esas olan; eses olan şeyi içeren, sağlayan; temel, ana, esas, basit, hiç bir özelliği olmayan
basics(noun)en önemli gerçekler, beceriler veya gereksinimler, temel ihtiyaçlar
basis(noun)dayanak, bir şeyin dayandığı nokta; bir gerçek veya fikrin çıkış noktası, durumu
bear out(phrasal verb)birşeyin doğru, birinin haklı olduğunu ispat etmek
behave(verb)davranmak, davranış göstermek, belli bir şekilde yapmak ya da söylemek; uslu durmak, yaramazlık yapmamak
build(verb)inşa etmek, yapmak; kurmak, yapmak, uzun uğraşı sonucu yaratmak
build(noun)vücut yapısı, ölçüsü
bulk(adjective)toptan
bulk(noun)büyüklük, iri cüsse
bulk(verb)büyütmek, değerini şişirmek
burden(noun)ağır, yük, sorumluluk, zahmet, zor iş;
burden(verb)zahmet vermek, ağır yük yüklemek, sıkıntı vermek
bureaucracy(noun)bürokrasi, kırtasiye, gereksiz yazışma ve işlemler; devlet veya sistemin kendisi
bureaucratic(adjective)bürokratik
burn(verb)yakmak, yanmak; yangın çıkarmak, yanmak; yemek vb. yakmak, ateşte yakarak yok etmek, dibini tutturmak, dibi tutmak; benzin yakmak; CD’ye bir şeyler kaydetmek; yanmak, kızarmak, acı ile yanmak
burn(noun)yanık, yangın yeri
business(noun)ticaret, iş; işyeri, firma, ticarethane; ticaret, gelir getiren iş